7. Bölüm

74 8 1
                                    

❤️

(Evet kalp gereksiz tatlı oldu)

Elinden kayıp giden damlalar kırmızıya bulanırken istemsizce gülüyordu, Öykü. Köpükler kaybolduğunda geri çekilmişti.

Araba bagajındaki su sebili ile ellerini yıkamıştı çünkü kan içerisindeki hali birkaç dakika sonra canını sıkmıştı.

Kadir'in verdiği havlu ile ellerini kuruladı, havluyu alıp verdiği ıslak mendil ile yüz ve boynundaki kan lekelerini temizledi.

"Bir şey kaldı mı, kuşum?"

"Abla, kıyafetinde de var. İstersen değiştir, üstünü."

Eliyle kazağın etek ucunu gösterdiğinde Öykü dudak bükerek bakmıştı. "Kalsın, boş ver. Uğraşamam şimdi."

Kadir başını sallayıp elindekileri bagaja koyarken Öykü de ellerini cebine yerleştirmiş önüne bakıyordu. Kalçasını arabaya yaslamış gözleri yerdeki çakıl taşlarındaydı.

Derin bir nefesi içine çektiği sırada çalan telefonu yanıtladı. "Ne oldu?"

"Efendim, gönderdiğiniz kişinin kaydında bir şey bulamadık."

"Kontrol ettiniz mi? Gözden kaçırdığın bir şey olmadığına emin misin?"

"Hayır, efendim. İki kez kontrol ettik."

"Tamam, kapat."

Aramanın bittiğine dair ses geldiğinde telefonu cebine attı. Metin'den şüphelendiği için araştırılmasını istemişti ama en ufak anomali yoktu. Ondan haz etmemeye başlamıştı, açıkçası. Savaş'ın yanındaki herkese kötü kötü bakması da sinir bozucu olduğu için ona haddini bildirmek istiyordu.

Sıkıntılı bir soluk alıp başını kaldırdı. Dev malikaneye baktı ve bir anda sağına döndüğünde Kuzey ile göz göze geldi.

Tatlı diye geçirdi içinden. Kahve gözleri ağladığında nasıl da güzel parlamıştı. Açıkçası ağlamasını beklemiyordu, Öykü. Yıllardır bu işi yapıyordu ve ilk defa çalışanlarında birinin kustuğunu görmüştü. Tabii ki midesi bulanan çok vardı da bu şekilde bir tepki de beklememişti.

Savaş'la konuştuğunda ise ağlaması en çok şok eden kısımdı. Biraz göz boyamak için aramış biraz da gerçekten istediği için. Kendisi iki kişi ile yetinemezdi. Daha doğrusu bu kadar büyük bir cinayetten sonra yetinemezdi.

Ölümleri ne kadar süslüyse o kadar çok vahşet istiyordu, içindeki deli.

Kuzey'in önce dolu gözlerine dikkat kesilmiş bir anda hıçkırması ile neye uğradığını şaşırmıştı.

Kuzey bilmeliydi ki Akrep masumlara zarar vermezdi. Yoksa kendilerini tanımıyor muydu? Oysa bu bilgiyi bilmeden kimse onlara bulaşmazdı. Kendi güvenliğini düşünmeden neden uçsuz bucaksız karanlığa adım atardı ki insan?

Öykü, birkaç saniye içinde düşündükleri sonucu başını çevirip tekrar yere baktı.

Oysa o birkaç saniyede tir tir titremişti, Kuzey. Fikrinin değiştiğini sanmış korkudan üç buçuk atmıştı.

Ufukta araç gözüktüğünde başını geriye attı, Öykü. Akşam güneşi ortamda hoş bir kızıllık yaratmıştı.

Bir dakika kadar sonra araba durmuştu. Kendi arabasına çok yakın olduğu için kaşlarını çatarken sürücü koltuğundaki Metin'e göz devirdi. Çizilseydi gerçekten paramparça ederdi bu herifi.

Diğer kapıdan inen Savaş'a sırıttı, Öykü. Karşısında durduğu gibi sıkı sıkı sarılıp Metin'in duymayacağı şekilde mırıldandı. "Arabama zarar verseydi, gebertirdim."

ZAAF 2 -GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin