9.Bölüm "Ben Aden Karlıdağ"

8.1K 499 84
                                    

Güzel bir gündü ve ben heyecandan, evde kırmadık; bardak ve tabak bırakmadım tabi.

Neden mi heycanlıyım? Beger konağına gidip Savaş Beger ile konuşacağım için tabiki.

Bu kez kararlıydım ama, hiç birşey beni bu kararımdan döndüremez. Bu gün bu iş olacak.

Üzerime, kendime en çok yakıştırdığım kıyafeti geçirdim.

Üzerime, kendime en çok yakıştırdığım kıyafeti geçirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kötü olmuşsa bile, söylemeyin özgüvenim kaçacak. Zaten zar zor kendimi hazır hissettim.

Ya beni kapıdan kovarlarsa, ya bana hakaret ederlerse, ya anneme hakaret edip öldürmeye çalışırlarsa? Yok ya, o kadar da olmaz. Sanırım...

Ama düğünde ki insanlardan ve komşularımdan duyduğuma göre Begerler çok iyi insanalarmış. Azat bey dışında, adları hiç kötü anılmamış. Burada ki herkes onları sever sayarmış. Böyle insanlar da, bana bu şekilde kötü davranmaz herhalde.

Bunları daha fazla düşünerek, kendimi yormıyacağım artık. Sonuçta her şeye rağmen bu karşılaşma yaşanacak.

Bu gün Aden Karlıdağ ile tanışacaklar.

Çantamı ve telefnumu da alarak evden çıktım. Kapıyı iki kere kitleyip, dış kapıya doğru ilerlemeye başladım.

Heycandan, elim ayağım titriyordu gerçekten.

Evimin, Dilbaz hanımlara yakın olduğunu farkettim. Begerlere o kadar yakın değildi. Otobüs veya taksiye binmem gerekecekti.

Buradaki sokaklar dar olduğu için kolay kolay taksi geçmiyordu, bu nedenle iki sokak aşağıdan dolmuşa binmeye karar verdim.

Gelen ilk dolmuşa Begerlerin olduğu sokaktan geçip geçmediğini sordum ama geçmiyormuş. İkincisini beklemeye başladım ben de. Bu arada Begerlerin oturduğu mahallenin adı; Beger mahallesiymiş. Adamların soy adını mahalleye vermişler. Vay anası!

Biraz daha bekledikten sonra, ikinci dolmuş oradan geçiyormuş neyseki.

Bindim ve yaklaşık yarım saat içinde eve yakın bir yerde indim. Ben yaklaştıkça daha da geriliyordum ama.

Uzun sokağın başına geldiğimde kapıdaki araba ve korumaları görmüştüm. İstanbul'da olduğu gibi, buradaki evde de korumalar bir hayli fazlaydı. Bu beni biraz kuşkuya düşürmedi değil. Madem bu kadar seviliyorlar, neden bu kadar korunmaya gerek duyuyorlar ki?

Ben ilerlerken yanımdan motorlu bir genç geçti, gözlerimle onu takip ettiğimde Beger konağının önünde durup; kaskını çıkarttığını gördüm. Uzaktan seçemedim yüzünü ama. Korumlar direk kapıyı açtı ve o da içeri girdi.

Ben uzuuun sokağın sonuna bir türlü varamadan, yan evden Zelal ve Aram el ele çıktı. Ayyy çifte kumrulara bakın. Çok tatlılar. Biraz daha yaklaştığım için ikisinin yüzünü de seçebilmiştim. Yanakları al aldı ikisininde. Zelal biraz utangaç bir kızdı sanırım. İkisi de gülüşerek Beger konağına doğru girdiler. Sıra bana gelmişti işte.

Aşiret AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin