Ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum, sadece yorgunluktan bayılma eşiğine geldiğimi biliyorum.
Savaş bey ile uzunca bir süre öylece kaldıktan sonra, onu sudan çıkarttım ve odanın içinde olan dolaptan; asılı olan yeni hastane kıyafetlerini aldı ve geri banyoya girdi.
O giyinirken, ben de odadan telefonumu alarak; Emir beye mesaj attım.
Emir Bey (Baba1)
Emir bey, benim kıyafete ihtiyacım var.Bu şekilde çıkarsam yanlış anlaşılırım.
Zahmet olmazsa bana kıyafet alırmısınız, mağza bölümünden.
Hastanede mağaza kısmı vardı bu arada. Kafeterya ya giderken gördüm. Hamburgerci ve takı satan yerler bile vardı.
Çok geçmeden mesaj geldi.
Emir bey (Baba1)
Üzerinin ıslandığını görmüştüm içerideyken.Siz hala içerideyken yatağın sağ kısmına siyah bir poşet bıraktım. Onun içinde kıyafetler var. Giyebilirsin kızım :)
Arkadaşlar ben, bu adama düşmeye doyamıyorum. Düşünceli Daddy.
Bu adamın bu kadar ince düşünmesi, şimdiye kadar karşılaştığım erkeklerin; birer odun olduğunu düşündürdü bana.
Savaş bey giyinirken, ben de burada giyinebilirdim. Önce odanın kapısını sesizce kilitledim. Sonra banyo kapısına ilerledim, kapıyı tıklatarak "Savaş bey ben üzerimi değiştireceğim, o yüzden kapıyı kitliyorum."
Ses gelmedi onun yerine kilit sesi geldi. Kilit öteki taraftaymış ya lan. Mal gibi kaldık iyi mi?
Hızla poşette ki kıyafetleri üzerime geçirdim. Islak olanları da poşete katıp, dolabın yanına koydum. Kilidi açtım.
Diyer kapıya ilerledim ve tıklattım "Çıkabilirsiniz Savaş bey." Bunu der demez kilidi çevirip, kapıyı açtı. Beni mi bekliyordun mübarek.
Aaa üzerine takım giymiş bu. "Savaş bey hastane kıyafetlerini giyeceğinizi sanıyordum. Bu haliniz nedir?"
"Ben burada daha fazla kalamam, yetti bu kadar. Uyandım gidiyorum. Sen de benimle geliyorsun Cennet gözlü kız." Bu adam hangi kafayı yaşıyor ya?
Biz konuşurken kapı tıkılandı. "Gir." O gömleğini düzenlerken, kapıya bakmadı.Kapıdan, kafasını içeriye Barış bey uzattı. "Nasıl oldunuz?" Savaş beyin üzerindekileri görünce, kaşlarını çatarak içeri girip, ardından kapıyı kapattı. "Bu ne hal Azat?"
"Gidiyorum ben, daha fazla durmanın anlamı yok." Savaş bey kapıya ilerlerken, biz tabiri caizse; mala gibi baka kaldık. Bu adam sabahında kefeni yırttı, akşamına elini kolunu sallayarak gidiyor. Ne varsa, eskilerde var gerçekten.
Barış bey ile birbirimize baktık, ardından biz de yavaş yavaş koridora ilerledik. Barış bey doğrudan çıksa da, ben önce kafamı uzatarak insan topluluğuna baktım. Emir bey ortalıkta yoktu. Savaş beyin ise, çıkar çıkmaz etrafına üşüştüler. Hacer ve Jinda hanım iki yanında, onu odaya sokmak için ikna etmeye çalışıyorlardı. Diyerleri ise geçmiş olsun dileklerini iletiyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşiret Ailem
Teen FictionKızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.