17.Bölüm "Kalabalık."

6.1K 432 37
                                    

Savaş bey, Beger konağına gidiyoruz diyince heycanlanmıştım. Sonrandan aklıma gelen, o anda gelmediği için pişman olduğum; bir konu vardı lakin.

Hacer hanım.

O veya oğulları bana orada saldırmaya kalkarlarsa büyük olay çıkartırdım. Ama bunu şu anda Savaş beye söyleyemiyordum. Biz arabayla giderken telefonum çaldı, arayana baktığımda Aybars'ın aradığını gördüm. Tam zamanında.

"Açabilir miyim?" Deiye sordum Savaş beye.

"Keyfine bak canım." Dedi içtenlikle.

Bu adamda, Emir bey gibi dışardan sert; yakından klas görünüyordu. Telefonu açtım.

"Alo."

"Acem kızı, naber?" Aybars'ın sesi neşeli geliyordu telefondan.

"İyi, senden ne haber? Sesin iyi geliyor." Dedim alayla.

"Valla attığımı vurdum acem kızı. Bir görev daha var yakın zamanda. Onu da başarıyla bitirirsek telfi alacak gibiyim." Dedi neşeyle.

"Ooo komtanım hayırlı olsun."

Bunu demem ile, Savaş bey yerinde hareketlendi.  Ona baktım ama bana değil dışarı bakıyordu.

"Sağolasın Acem kızı. Senden ne var ne yok."

"Pek bir şey yok şimdilik. Bir ara buluşalım sana yemek borcum var." Dedim gülerek.

"Aklımda. Senin haber vermeni bekliyorum. Görev yok şimdilik."

"İlk fırsatta arayacağım. Kendine iyi bak yiğido."

"Sen de Acem kızı, ihtiyacın olursa çekinmeden ara."

"Olur, ararım." Telefonu kapattım ve dışarı izlemeye başladım.

"Sevgilin mi?" Dedi birden bire Savaş bey.

Ordan bakılınca sevgili konuşması gibi mi görünmüştü? "Hayır, arkadaşım."

"Hoşlanıyor musun ondan?" Sanki olumlu bir tepki versem buna karşı çıkacak bir hali vardı.

"Neden soruyorsunuz?"

Kendini toparladı "Hiiiç sadece merak ettim. Damadım sayılır öyle olursa."

"Rahat olun öyle bir durum değil."

"Sevgilin var mı peki?" Bu konuya kafayı takmıştı anlaşılan.

"Yakın zamana kadar biri vardı, lakin o da bitti." Dedim üstünkörü.

"Yaa, özel değilse nedenini sorabilir miyim?"

"Özel." Burda onunla ilişki durumumu konuşacak değilim.

"Peki" ne o, daha fazla soru sordu ne de ben. Yolculuk boyunca ikimizde sessizliği koruduk.

***
Arabadan inmiş, yan yana Beger konağının önünde bekliyorduk. İçerden gürültülü sesler geliyordu.

Ben biraz çekiniyorum. O yüzden önce Savaş beyin girip, bu seslerin sebebini öğrenmesini bekliyordum.

"Hadi girelim."

"Siz girin. Belli ki içerisi şu anda pek müsait değil."

"Sen nasıl rahat edersen kızım." Dedi ve kapıdaki adamlara kafasıyla komut verdi. O açılan kapıdan girerken içeriye göz ucuyla baktım. Baya bir kalabalıktı. Adar ağanın aileside oradaydı. Adar ağayla, göz göze geldik. Beni görünce yerinden doğrulduğunu gördüm en son, kapı kapanmıştı hemen.

Korumalar, istersem hemen kapıyı bana açacak gibi dursalar da ben girmek istemedim. Sorun hemen çözülecek gibi değildi. Sokağın ilerisinde taş çıkıntısı vardı. Otura bileceğim durumdaydı, oraya ilerleyip oturdum.

Aşiret AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin