Tatlıları, servis tabaklarına koyup elimi yıkadım.
Aybars ve Adar koltuklara oturmuş bekliyorlardı.
"Ellerinizi yıkamak isterseniz, lavabo koridorun sonunda solda." İkisi aynı anda ayaklanmış oraya ilerlediler.
Ben de, bir servis daha açtım o sırada. Çok geçmeden geldiler zaten.
"Yemekler soğmadan başlasak iyi olacak, buyrun oturun." İkisi de oturdu.
Ben ayağa klaktım çorbaları katmak için,"yardım edeyim mi Aden?"
"Yok, sağol Aybars. Zaten burada tenceresi." Elimi Adar'a uzattım. Baktı biraz. Anlamadığını anlayınca "Adar çorba," dedim.
"Ha," dedi tabağa baktı ve "haaa, afedersin. Dalmışım." Dedi ve kaseyi verdi. Güldürdü bu hali beni. Geri ona uzattım doldurduğum kaseyi. "Teşekkür ederim."
Bu kez Aybars 'a uzattım. O, beklemeden vermişti hemen, "ne çorbası yaptın bize, hamarat kız?" Zehir çorbası, yen mi?
"Bamya." Kaseyi ona uzattım. Kendime doldurdum.
"Bamya'nın çorbası mı oluyor?" Dedi Adar şaşkınca. Evet oluyor.
"Evet oluyor. Çok da severim. Deneyin seveceğinize eminim." Dedim.Ben de yerime geçtim, "Afiyet olsun."
İkisi de çorbadan bir kaşık aldı, durdular, sonra bir kaşık daha alıp birbirlerine baktılar. Ölüyorum anlasana. Gözlerimin önünde aşk yaşıyorlar shjsjsjsjs. Şaka bir yana bu tepkilerini beğendiklerine yoracağım.
"Ellerine sağlık Aden, gerçekten çok güzel olmuş." İştahla yiyordu Adar.
"Kesinlikle, ben daha önce yemiştim ama pek beğenmemiştim. Bu güzel olmuş gerçekten." Dedi Aybars.
"Yaaa teşekkürler, afiyet olsun."
Yemek ilerlerken ben de konu açmaya çalıştım. İş, aynen iş konusu açıyım.
"Adar, Aybars asker biliyor musun?" Dedim çorbamdan bir kaşık daha alırken.
"Yaaa, öyle mi?" Dedi hafif bir şaşkınlıkla. "Komando falan mı?"
"Özel kuvvetler." Aybars'ın maşallahı vardı.
"Anladım, burada mı görev yapıyorsun?" Adar meraklanmıştı anlaşılan.
"Evet, bir süredir buradayım."
"Ne kadar bir süre, yani ben buradaki tüm askerlei tanırım. Seni hiç hatırlamıyorum. Tim'in falan yok mu?" Bir şey mi ima etmeye çalıştı?
Güldü bu tavrına Aybars "bir kaç aydır. Tim'im başka görevde ben ayrı bir göreve atandım, o yüzden- yani tayinim buraya atandı."
"Aybars, bana! Hacer hanımı tuttuklatmam konusunda çok yardımcı oldu, Adar. O yüzden ona teşekkür ettmek az kalırdı, bu yemeği ona borçluyuz." Dedim gülerek. İkisinin de bakışları bana kaydı. Onlar da gülümsedi. Yemek beklediğimden güzel gidiyordu.
"Sen ne iş yapıyorsun Adar?" Bunu da ben sormuştum. Aybars'ın soracağı yoktu.
Hemen ilgisi bana döndü yine "Ben ticaret ile uğraşıyorum. Avrupadan, Asya ya; Orta Doğu 'dan, Afrika'ya. Dünyanın her yerinde iş yaparız.
Vay anası. Bu da benim gibi iyi gezmiştir he!
"Ne ticareti peki?" Dedi Aybars, ilegisini çekti sonunda Adar.
"Genel, belli bir şeyin değil bir çok şeyin ticareti. Tahıl, kağıt, elektronik..."
"Sadece mal alıp satıyor musunuz?" Aybars ne uzattın ya? İyi ki bi dahil ol dedik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşiret Ailem
Ficção AdolescenteKızının varlığından bile haberdar olmayan iki baba ve babasının kim olduğunu bilmeyen bir kız.