ÇIKMAZIMDAKİ BOZKURT

34.Bölüm

Karan Bozkurt

Ecrin ile birlikte sahip olduğum otelden ayrıldığımız da tıpkı emrettiğim gibi adamlarım tüm güvenlik tedbirlerini almış bir vaziyette karşım da bekliyorlardı biliyorlardı ki bir hata olursa geri dönüşü olmayan bir yola girip infazlarının bizzat benim elimden olacağını isteselerde böyle bir lükse ne yazıkki sahip değildiler.

Eğer Karan Bozkurt'un yanında çalışıyorlarsa ölümü çoktan kabul etmişlerdi demekti zaten başka türlü de yanımda yerleri olamazdı güzelim etrafta ki bakışlardan rahatsız olmuşçasına biraz daha bana sokulunca bu hareketi hoşuma gitmiş tamamen bedenime sığınmasına izin vermiştim.

Büyük bir zevkle arabama doğru ilerlemeden Ecrin'in kulağına doğru eğilip içimde olan duygularımı ona bizzat söylemek için onun o meftunu olduğu kokusunun tesiri altın da kendimi büyük uğraşlarla dizginleyip.

Hışşt güzelim korkmana ve tedirgin olmana gerek yok sonuçta yanında ben varım ben olduğum sürecede kimse sana zarar veremez sakın bunu unutma.

"Sen yanımdayken korkmam zaten ben sadece etrafta ki kadınların ayaklarını denk alıp biran önce seni göz hapsinden çıkarmaları için sana bu kadar çok sokuldum sonuçta bugüne bugün benimle evlisin."

Hemen onu kendi bedenime hapsedip dudaklarına küçük bir öpücük kondurup yüzünü avuçlarımın arasına alıp sence bu mümkün mü senin tesirin altın da kalmışken sence öyle bir aptallık yapıp onlara bakarmıyım sonuçta sen den başkasına gözlerim kör istesen de istemesen de sen den vazgeçmeye hiç niyetim yok güzelim.

"Bunu duyduğuma sevindim sonuçta bana ihanet etmeni istemem eğer böyle birşey gerçekleşirse de ölümün benim elimden olur sakın bunu unutma. "

Oldukça gür bir kahkaha atarak yüzünü ellerimin arasında hiç bırakmadan hay hay güzelim sen nasıl istersen emrine amadeyim sonum eğer senin elinden olacaksa inan ki memnuniyetle seve seve elinde ölürüm inan ki gıkım dahi çıkmaz.

"Pislik bir de utanmadan bunları söylüyormusun üzgünüm ama Karan henüz seni öldürmeye hiç niyetim yok hele bebeklerimizin doğumuna bu kadar az zaman kalmışken senin bu kadar çabuk beni onlarla yanlız başına bırakmana dahi izin vermem sonuçta onlarda en az senin kadar bana huzur vermeyecekleri için sana ne yazıkki ihtiyacım var."

Merak etme güzelim onların şuan nazı sana en az sen de benim kadar biliyorsun ki dünyaya gözlerini açar açmaz en az babaları kadar senin müptelan olacaklar o zaman bu söylediklerimi hatırlarsın.

Ecrin'in yüzündeki tebessümü gördüğüm de ise adeta dünyalar benim oldu yüzünü avuçlarımın arasından kurtulmasını sağladıktan sonra arabama doğru Ecrin'in elinden sımsıkı bir şekilde tutup hiç bırakmamacasına sağ kolum Emir'e doğru ilerledim.

Görünüşe göre Emir'in bana haberleri vardı bunca yıl yanımda çalıştığı için en küçük hareketin de bile bana ne anlatmak istediğini anlardım buda demek oluyordu ki hoşuma gidecek haberler bana vermeyecekti.

Emir'in arabanın arka kapısını açması ile Ecrin'in elini bırakıp her ne kadar istemesem de onunla bağımı tamamen koparıp oldukça nazik bir şekilde koltuğa oturmasını sağlayıp arabanın kapısını kapatır kapatmaz sağ kolum Emir'e yönelip biran önce Ecrin duymadan olanları kısaca anlatması için baktığım da.

"Abi yurtdışına gidecek mallara Sezin Akbulut izin vermemiş buda yetmiyormuş gibi bir de kendisine ait deposuna malları kapattırıp başına kendi adamlarını yerleştirmiş ne yapmamızı istersin senin emrin olmadan ilerlemek istemedik."

O kadar çok sinirlenmiştim ki adeta şuan yeri göğü inletebilirdim ama ne yazıkki Ecrin yanımdayken öfkeme hakim olmalıydım yoksa Sezin denen şerefsizin beni soktuğu şu durum da tüm öfkemle arabama binip onun yanında soluğu alıp onu gebertirdim yatsın kalksın şuan Ecrin yanımdaydı.