Merhaba,
Yeni bölümle geldim.
Wattpad, instagram şimdide gümrük olayları derken cidden yaşama hevesi falan bırakmadı nokta çocukları. Küfür bile edemiyoruz rahat rahat. %60'a çıktı bir de gümrük verdisi düşürüldüğü yetmemezmiş gibi. Artık set almamız ne yazık ki imkansız durumda. Yurt dışından üründe getirtemeyiz zaten artık ne yazık ki. Bu durumlar gerçekten hayal kırıklığı yaratıyor bence ve amaçlarını gerçekten anlamıyorum. Cidden ne istediklerini anlamıyorum, çok yoruldum, çok usandım. Kimse ses çıkarmıyor, herkes boktanlığı kabul etmiş. Herkes yapıcak bir şey yok diyip ellerine verilen oyuncağa boyun eğiyor.
Her şeyden kaçmak için yapabildiğim tek şey yazmak. Bu yüzden kimsenin olmadığı şu lanet sitede yazmaya devam ediyorum.
Umarım beğenirsiniz.
Keyifli okumalar dilerim...
----
Revir yatağında uzanırken gözleri tamamen bileğimde ki simgedeydi. Parmaklarını üstünde ve etrafında gezerken yüzü güller saçıyordu resmen. Dakikalar geçsede hiçbir şey söylemeden öylece gülümseyerek bileğime bakmaya devam etti öylece.
Sıkılmaya başladığım için arkama yaslanıp öylece baktım. Telefonu odamda bıraktığım için pişman hissediyordum biraz.
"Sıkıldın mı?" Komutan Kim'e döndüğümde ilgili gözlerle yüzümü incelerken kafamı olumluca salladım.
"Acıktın mı? Bir şeyler yemeğe gidelim mi? Ya da yapmak istediğin bir şey varsa-"
"Bir şey istemiyorum Komutan Kim?" İç çekip bıkkınca baktı yüzüme.
"En azından Taehyung demeyi dene lütfen." Sessizce kafamı olumluca sallarken çekinmiştim. Neden bilmiyorum sadece çekindim işte.
İki elimide tutarak tek avucu içinde birleştirdi; diğer elide yanağıma çıkardığında şaşkınlıkla gözlerim büyüdü.
"Senin için neler yapabileceğimi tahmin bile edemezsin vitam. Biliyorum yeni tanıştık ama bu kadar uzak durma benden. İstersen vur, bağır bilmiyorum. Ne istersen yap, tek istediğim bende bu denli uzak ve gergin olmaman." Yutkunurken gözlerimi kaçırdım ve kafamı olumluca salladığım; "Jin'i çağırıp geliyorum." Kalkıp perdenin arasından sıyrılıp gittiğinde arkasından baktım.
"Ben napıcam böyle." Kendi kendime fısıldadıktan sonra sessizce hyungu bekledim.
Birkaç dakika içinde Jin hyung ve Komu- Taehyung içeri girdiler. Jin hyung her zaman ki gibi gülümseyen yüzüyle yanıma gelip ateşimi kontrol etti. İyi beslenmem gerektiği konusunda beni uyarırken Taehyung'a da günlük olarak yemem gerekenleri söylemişti. Revirden çıktığımızda odama gidecekken kolumdan tutarak farklı bir yere süreklemeye başladığında takip etmek zorunda kaldım.
Demir büyük bir kapının önüne geldiğimizde durup cebinden cüzdanını çıkardı; içinden çıkardığı kartı kapının sağında ki ekrana okuttuğunda kilit açılma sesi geldi. Kapıyı parmak uçlarıyla ittiğinde açıldı; belimden tutarak içeri doğru çektiğinde ondan önce girdim. 4 kapı vardı; kapıların üzerinde Min Yoongi, Kim Namjoon, Jung Ho-seok ve en arkadakinde de Kim Taehyung yazıyordu. Hoseok haricindekilerle tanıştığım için buranın komutanlara ait olduğunu anlamam çokta zor olmadı.
Kim Taehyung yazan kapının önüne geldiğimizde cebinden anahtar çıkarıp kapıyı açtı. Kapıyı açtığı gibi de yoğun feromonları ciğerlerimi doldurdu hemen. Odaya girdiğimizde kapısını kapatıp çalışma masasının önüne geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Black Eyes✔️
FanfictionDelta Komutan Taehyung tekrar göreve döndüğünde Vita olduğunu gizlemeye çalışan Jungkook ile karşılaşır. "Diğerleri feromonlarını alamadı ama?" "Olabilir, belki de eşleri var! Sadece siz feromonu aldığız diye bu sizi benim eşim yapmaz!" Düz yazı x...