Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, Lina ve Aric harekete geçmeye karar verdiler. Ejderha Yıldızı hakkında öğrendikleri bilgiler, onları ciddi bir tehlikeye karşı uyardığı için dikkatli ve temkinli davranmaları gerekiyordu. Yola çıkmadan önce Eldor'la kısa bir konuşma yapmaya karar verdiler. Eldor, her zaman bilgece tavsiyeleriyle onları yönlendirmişti, bu sefer de ondan bir şeyler öğrenebileceklerini düşündüler.Eldor, onları eski kütüphanenin huzurlu odasında karşıladı. Elinde, oldukça eski bir kitabı karıştırıyordu. Lina ve Aric'in yüzlerindeki kararlılığı görünce, ne için geldiklerini anlamıştı.
"Ejderha Yıldızı... O büyük bir güçtür,"
diye başladı Eldor, ağır ağır."Ama her büyük güç gibi, onun da bir bedeli vardır. Yüzyıllardır o yıldızı arayanlar olmuştur. Bazıları başarıya ulaştı, bazıları ise sonsuz karanlığa gömüldü."
Aric, Eldor'un sözleriyle daha da ciddileşti.
"Peki, biz bu yıldızın peşine düşmeliyiz değil mi? Krallığı korumak için başka şansımız var mı?"
Eldor, derin bir nefes aldı.
"Krallığı korumak her zaman önemlidir, ama aynı zamanda kendinizi de korumalısınız. Bu yıldız, yalnızca doğru ellerde kullanılmalıdır. Yanlış ellerde ise yıkıma yol açabilir."
Lina, Eldor'un sözleri üzerine düşünerek,
"Bu yolculukta karşılaşacağımız tehlikeleri biliyoruz. Ama bu yıldızı bulmak ve onu güvence altına almak bizim görevimiz. Krallığımızın geleceği buna bağlı olabilir," dedi.
Eldor, başını sallayarak onlara bir parşömen uzattı. Parşömenin üzerinde eski dillerle yazılmış semboller vardı ve ortasında büyük bir Ejderha Yıldızı tasviri bulunuyordu.
"Bu parşömen, yıldızın nerede olduğunu gösteren eski bir harita. Ancak, haritadaki işaretler sadece yıldızın gücünü hissedebilenler tarafından görülebilir. Yolculuğunuzda bunu yanınızda bulundurun. Bu sizi yıldızın saklı olduğu yere götürebilir."
Lina, parşömeni dikkatlice inceledikten sonra Aric'e döndü.
"Yola çıkmaya hazırız. Bunu başaracağız."
Eldor, onlara bir kez daha başarılar diledikten sonra, Lina ve Aric okuldan ayrıldılar ve tapınağın olduğu bölgeye doğru yola koyuldular. Ejderha Yıldızı'nın saklı olduğu yerin tapınağın derinliklerinde olduğunu tahmin ediyorlardı, ancak oraya ulaşmak kolay olmayacaktı.
Yolculukları boyunca, karşılarına bir dizi zorluk çıktı. İlk gün, sık ormanların arasından geçerken, bir gece vakti garip bir ışık huzmesiyle karşılaştılar. Ormanın ortasında yanıp sönen bu ışık, onlara yol gösteriyor gibiydi. Aric, ışığın kaynağına doğru yürüdü ve bir taşın üzerine oyulmuş eski bir sembol buldu.
Sembol, Ejderha ve Yıldız'ı temsil ediyordu. İlk gördükleri işaretle birebir aynıydı. Lina, sembolü görünce aniden o ilk maceralarındaki hislerinin geri geldiğini fark etti. Bu sembol, onlara Ejderha Yıldızı'nın yakında olduğunu gösteriyordu.
Lina heyecanla Aric'e döndü.
"Bu, doğru yolda olduğumuzun kanıtı! Yıldız bizi çağırıyor olabilir."
Aric, Lina'nın heyecanını paylaşarak sembolün üzerindeki tozu temizledi.
"Bu, bir tür kilit olabilir. Belki de yıldızın saklı olduğu yere giden yol buradan başlıyor."
Sembolün yanındaki taş birden hafifçe hareket etti. Lina, taşın altından çıkan gizli bir geçidi fark etti. İçeriden hafif bir ışık sızıyordu. Aric ile birlikte bu geçide girdiklerinde, eski ve gizemli bir koridorla karşılaştılar. Bu koridor, tapınağın kalbine doğru ilerleyen bir yol gibi görünüyordu.
Koridorun duvarlarında, eski krallıklara ait semboller ve yazıtlar vardı. Ejderha Yıldızı'nın nasıl korunduğu, hangi ritüellerle güvence altına alındığı bu duvarlara kazınmıştı. Yolculukları giderek daha da karmaşık ve tehlikeli bir hal alıyordu.
Koridorun sonuna yaklaştıklarında, karşılarına büyük, ihtişamlı bir kapı çıktı. Kapının üzerinde Ejderha Yıldızı sembolü ışıl ışıl parlıyordu. Bu, Lina ve Aric'in ulaşmak istedikleri yerdi. Ancak kapının ardında onları nelerin beklediğini bilmiyorlardı.
Lina derin bir nefes alarak Aric'e baktı.
"Kapının ardında her ne olursa olsun, hazır olmalıyız."
Aric, Lina'nın kararlılığına karşılık vererek başını salladı.
"Birlikteyiz Lina. Her ne olursa olsun, bunu birlikte aşacağız."
Kapıyı açtıklarında, karşılarında devasa bir odayı buldular. Odanın ortasında, Ejderha Yıldızı'nın parlak ve güçlü ışığı odanın her köşesini aydınlatıyordu. Ancak odanın etrafında, yıldızı koruyan kadim muhafızlar vardı. Bu muhafızlar, yıldızın gücüne erişmek isteyen herkesin karşısına çıkan efsanevi varlıklardı.
Lina ve Aric, muhafızlarla karşılaşmadan önce planlarını yapmak için kısa bir süre duraksadılar. Aric,
"Bu muhafızlar yıldızı koruyor. Onlarla savaşmak yerine başka bir yol bulmalıyız."
Lina, muhafızların hareketlerini dikkatlice izleyerek,
"Sanırım yıldızın gücünü onlara göstermek zorundayız. Ejderha Yıldızı'nın sembolünü doğru şekilde kullanırsak, yıldızın bize ait olduğunu anlayabilirler," dedi.
Aric, Lina'nın önerisini onaylayarak yıldızın sembolünü çıkardı ve muhafızların önüne koydu. Muhafızlar aniden hareket etmeyi bıraktılar ve yıldızın gücünü hissederek geri çekildiler. Odanın merkezindeki Ejderha Yıldızı, yavaşça onların önüne doğru kaymaya başladı.
Lina, yıldızı ellerine aldığında büyük bir enerji dalgası hissetti. Bu güç hem muazzam hem de korkutucuydu. Ancak yıldızın gerçek gücü, doğru ellerde kullanılmayı bekliyordu.
Lina ve Aric, yıldızı güvence altına alarak krallığa geri döndüler. Ancak bu kez, Ejderha Yıldızı'nın gerçek gücünün farkında olarak, onu korumak için daha dikkatli olmaları gerektiğini biliyorlardı.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyünün Kayıp Kitabı
MaceraO gün, büyü okulu Araluen Akademisi'nin ilk günüydü ve uzun zamandır beklediği bu an, nihayet gelmişdi.