Büyünün Kayıp Kitabı

## Bölüm 20: Beklenmedik Karşılaşma

---

Lina, kütüphanede bulduğu bilgilerin etkisi altında, odasına döndüğünde Aric'le konuşması gerektiğini biliyordu. Ejderha Yıldızı'nın gerçek gücü ve taşıdığı sorumluluk hakkında öğrendikleri, sadece onun değil, tüm krallığın kaderini değiştirebilirdi. Bu bilgileri paylaşmak, Aric'in de hazırlıklı olmasını sağlayacaktı.

Ertesi sabah, Lina Aric'le buluşmak için okulun arka bahçesindeki gizli koruya gitti. Aric orada onu bekliyordu. Baharın ilk günleri, doğayı canlandırmış, ağaçlar çiçek açmıştı. Ancak Lina'nın zihninde baharın huzurundan çok daha karmaşık düşünceler vardı.

Aric, Lina'yı gördüğünde ona doğru yürüdü.

"Lina, dün gece seni kütüphanede çok uzun süre çalışırken gördüm. Bir şey mi buldun?" diye sordu, merakla.

Lina derin bir nefes aldı ve yanında getirdiği kitabı Aric'e gösterdi.

"Bu kitabı buldum. Ejderha Yıldızı hakkında pek çok şey anlatıyor. Ve... yıldızın sadece bir güç kaynağı olmadığını, aynı zamanda bir tür mühür olduğunu öğrendim."

Aric, Lina'nın sözlerini dikkatle dinledi.

"Mühür mü? Ne tür bir mühür?"

Lina, kitabın sayfalarını dikkatlice açtı ve Aric'e bazı bölümleri gösterdi.

"Bu yıldız, tehlikeli bir yaratığı hapsetmek için kullanılmış. Yaratık hakkında fazla bilgi yok ama serbest kaldığında büyük bir felakete yol açmış. Şimdi anlıyorum ki, bu yıldızı kontrol etmek sadece güç sağlamakla ilgili değil, aynı zamanda o yaratığı da kontrol altında tutmakla ilgili."

Aric, Lina'nın sözlerini sindirirken düşünceli bir şekilde başını salladı.

"Bu demek oluyor ki, sadece yıldızın gücünü kullanmayı öğrenmek yetmez. Aynı zamanda bu yaratığı da kontrol etmek zorundasın."

"Evet," dedi Lina, hafifçe başını eğerek.

"Ve bu hiç de kolay olmayacak. Kitapta bahsedilen ritüeller ve formüller oldukça karmaşık. Onları nasıl uygulayacağımı öğrenmem gerekiyor."

Aric, Lina'nın omzuna hafifçe dokundu.

"Yalnız değilsin, Lina. Bu konuda sana yardım etmek için buradayım. Birlikte çalışacağız."

Lina, Aric'in desteğini hissettiğinde biraz olsun rahatladı. Ancak içindeki endişe hala devam ediyordu. Ne olursa olsun, bu yolculukta zorluklarla karşılaşacaklarını biliyordu. Ancak şimdi, yanında Aric olduğu sürece, bu zorluklarla başa çıkabileceğine dair bir inancı vardı.

Tam o sırada, korunun kenarından tanıdık ama uzun zamandır görmediği bir ses yankılandı.

"Lina?" Sesin sahibi, Lina'nın anne ve babasıydı. Uzun zamandır görüşmedikleri için Lina, onları burada, böyle bir anda görmekten dolayı şaşkınlık içinde kaldı.

Lina'nın kalbi hızla atmaya başladı. Anne ve babası karşısında duruyordu, yüzlerinde karışık duygularla dolu ifadeler vardı. Yıllar önce, aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle onlarla iletişimini kesmişti. Ancak şimdi, onların burada olması, içinde fırtınalar kopmasına neden oldu.

"Anne? Baba?" Lina'nın sesi titredi. Ailesini son gördüğünden bu yana çok şey değişmişti. Onlarla konuşmaktan kaçınmış, kendi yolunu çizmişti. Ancak şimdi, karşılarında dururken içindeki karışık duygularla başa çıkmakta zorlanıyordu.

Annesi, Lina'ya doğru bir adım attı.

"Lina, uzun zamandır seni görmedik. Ama seni izliyorduk. Krallıkla ilgili sorumluluklarının farkındayız ve sana yardım etmek istiyoruz."

Lina, bir an tereddüt etti. Anne ve babasının bu sözleri ona geçmişte yaşadıkları tüm anlaşmazlıkları hatırlattı.

"Sizden yardım istemiyorum," dedi soğuk bir sesle. "Bu yolculukta yalnızım ve kendi kararlarımı kendim vereceğim."

Babasının yüzü ciddileşti.

"Lina, senin güvenliğin bizim için her şeyden önemli. Seni korumak istiyoruz."

Lina, babasının bu sözlerine karşılık olarak gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Onların niyetlerinin kötü olmadığını biliyordu ama geçmişte yaşananlar, içindeki kırgınlığı hala taze tutuyordu. Onlarla barışmak, bu kadar kolay olmayacaktı.

"Anlıyorum, ama şu an için size ihtiyacım yok," dedi kararlı bir şekilde. "Kendi yolumu bulmam gerekiyor."

Anne ve babası, Lina'nın bu sert duruşu karşısında şaşkına dönmüştü. Ancak onun kararlılığı karşısında daha fazla ısrar edemediler.

"Peki, Lina," dedi annesi yumuşak bir sesle. "Ama ne olursa olsun, seni sevdiğimizi unutma. Her zaman yanında olacağız."

Lina, annesinin bu sözleri karşısında hafifçe başını eğdi. İçinde hala onlara karşı bir kırgınlık vardı ama bir yandan da onları görmek, içindeki özlemi hafifletmişti. Ancak barışmak, şu an için mümkün değildi.

Ailesi, Lina'yı geride bırakarak oradan uzaklaştı. Lina, onların uzaklaşan siluetlerini izlerken derin bir nefes aldı. Aric, onun yanında duruyor ve sessizce ona destek veriyordu. Lina, bu karşılaşmanın ardından kendini daha güçlü hissetti. Kendi kararlarını vermişti ve bu yolda yalnız yürüse de, doğru bildiği yoldan şaşmayacaktı.

---