Savaş sona ermişti, ama Lina ve Aric için zaferin ağırlığı hâlâ omuzlarındaydı. Krallık yaralarını sararken, Gölge Krallığı'nın geri çekilen ordularının ardında bıraktığı yıkım her yerde hissediliyordu. Kaleler yerle bir olmuş, tarlalar harap edilmişti. Krallığın insanları savaşın izlerini silebilmek için ellerinden geleni yapmaya başlamışlardı, ama bu sadece fiziksel yaralardı. Asıl yara, krallığın ruhundaydı.Lina, savaşın ardından geçen ilk günlerinde kendini sürekli Ejderha Yıldızı'nın gücünü düşünürken buluyordu. Onu kontrol edebilmişti, ama bu gücün sınırlarını hala tam anlamıyla kavrayamamıştı. Hangi noktada büyü onun kontrolünden çıkacak, hangi noktada o büyünün kölesi olacaktı? Savaşın ortasında hissettiği o yoğun güç, hala zihnini meşgul ediyordu.
Bir sabah, Lina krallığın kütüphanesinde otururken Aric yanına geldi. Sessizce masaya oturdu ve bir süre ona baktı.
"Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordu yavaşça.
Lina başını kaldırıp Aric'e baktı.
"İyi olduğumu söylemek isterdim, ama hala savaşın etkisini üzerimden atamadım. Ejderha Yıldızı'nın bana verdiği güç, beni hem korkutuyor hem de büyülüyor."
Aric, onun elini nazikçe tuttu.
"Bu gücü kontrol etmeyi başardın, Lina. Ve sadece savaşta değil, krallıkta barışı sağlamak için de kullanabileceksin. Unutma ki bu güç senin içinde, ama onu nasıl kullanacağına sen karar vereceksin."
Lina derin bir nefes alarak başını salladı.
"Haklısın. Ama içimde bir şeyler hala eksik gibi. Bu gücü nasıl daha iyi kullanabileceğimi öğrenmek zorundayım."
O sırada Eldor, kütüphaneye girdi ve ikilinin yanına yaklaştı. Yüzündeki ciddiyet, önemli bir şey söyleyeceğinin işaretiydi.
"Lina, Aric. Krallıkta yeniden barışı sağlamak için hepimizin üzerine büyük sorumluluklar düştü. Ancak, Ejderha Yıldızı'nın sırları hala tam olarak çözülmüş değil. Bu güç, sadece bir savaşı kazanmak için değil, krallığın kaderini tamamen değiştirmek için burada. Daha fazla bilgiye ihtiyacımız var."
Lina, Eldor'un söylediklerine odaklanarak sordu:
"Ne demek istiyorsun? Daha fazla ne öğrenmemiz gerekiyor?"
Eldor, derin bir nefes alarak açıklamaya başladı.
"Ejderha Yıldızı, yalnızca savaş gücü değil. O, krallığın en eski ve en derin sırlarını barındırıyor. Bu gücün tam potansiyelini açığa çıkarabilmek için eski tapınaklara ve kayıp metinlere ulaşmamız gerekiyor. Kitapta yer alan bazı semboller, krallığın doğusundaki Kadim Büyü Tapınağı'na işaret ediyor. Oraya gitmelisiniz."
Aric, Lina'ya bakarak başını salladı.
"Bu yeni bir yolculuğun başlangıcı olacak."
Lina, kalbinin derinliklerinde bu yolculuğun onlara neler getireceğini kestiremiyordu. Ancak, krallığın geleceği için bu tapınağı ziyaret etmeleri gerektiğini biliyordu. Eldor'un bahsettiği Kadim Büyü Tapınağı, ejderha gücünün kaynağını daha iyi anlamalarına yardımcı olabilirdi.
---
Yolculuk hazırlıkları hızla yapıldı. Lina, Aric ve Eldor, küçük bir grupla birlikte krallığın doğusuna doğru yola çıktılar. Kadim Büyü Tapınağı, efsanelerde adı geçen, büyü gücünün kaynağı olan eski bir yerdi. Oraya ulaşmak kolay olmayacaktı; tapınak, dağların en yüksek zirvelerinden birine saklanmıştı ve yolları tehlikelerle doluydu.
Günlerce süren zorlu bir yürüyüşün ardından, nihayet tapınağın ilk işaretlerine ulaştılar. Dağların eteklerinde, yüzyıllardır dokunulmamış taş yığınları ve mistik semboller gözlerine çarpıyordu. Tapınağın girişi, büyüyle korunduğu için sadece belirli bir formülü bilenlerin içeri girebileceği söylentisi yaygındı.
Lina, elindeki Ejderha Yıldızı'nın kitabına bakarak kapının üzerindeki sembollerle eşleşen bir diziyi çözmeye çalıştı. Aric de ona yardım ediyordu, ama semboller karmaşıktı. Eldor, yanlarına yaklaştı ve dikkatle sembollere baktı.
"Bu semboller, kadim büyücüler tarafından yazılmış. Doğru sırayla dokunmazsak, tapınak bizi içeri almaz. Ama yanlış bir hamle yaparsak, kapı sonsuza kadar kapanabilir."
Lina derin bir nefes alarak sembollerin üzerine odaklandı. Kitabın sayfalarında dolaşırken, Ejderha ve Yıldız sembollerini tekrar fark etti. İlk bölümde aldığı ipucu, burada karşısına çıkmıştı. Ejderha'nın kuyruğu ile yıldızın çizgileri arasında gizli bir bağ vardı ve bu bağı çözmek, tapınağın kapılarını açmanın anahtarıydı.
Lina, sembollere doğru adımlarla yaklaştı. Ejderha'nın kuyruğunu simgeleyen sembole dokundu, ardından yıldızın ışığını temsil eden sembolü takip etti. Bir an için hiçbir şey olmadı, sonra taş kapı gürültüyle aralandı. Tapınağın içi, yüzyıllardır gizlenmiş olan büyü gücünün kaynağını ortaya çıkarıyordu.
"Başardık," diye fısıldadı Aric.
Lina ise kapının ardındaki karanlık odaya bakarak, "Bu sadece başlangıç," dedi.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyünün Kayıp Kitabı
AventuraO gün, büyü okulu Araluen Akademisi'nin ilk günüydü ve uzun zamandır beklediği bu an, nihayet gelmişdi.