---Lina ve Aric, Araluen Akademisi'nden ayrıldıktan sonra karanlık ormanın derinliklerine doğru yolculuklarına başladılar. Aric, Lina'ya ormanın tehlikeleri ve karşılaşabilecekleri zorluklar hakkında bilgi verdi. Yolculukları boyunca birbirlerine güvenerek ilerlediler.
Orman, zaman geçtikçe daha da karanlık ve ürkütücü hale geliyordu. Ağaçların dalları, gökyüzünü tamamen kapatmış, etrafa bir loşluk yayılmıştı. Aric, büyülü asasıyla yolu aydınlatıyor, Lina ise dikkatle etrafını gözlemliyordu.
Bir süre sonra, ormanın derinliklerinde eski bir patika buldular. Patika, taşlarla döşenmişti ve üzerinde kadim yazıtlar vardı. Aric, yazıtları dikkatle inceledi.
"Bu yazıtlar, eski büyücülerin dilinde yazılmış," dedi. "Bu yol, tapınağa doğru gittiğimizi gösteriyor."
Lina, merakla yazıtları inceledi.
"Peki bu yazıtlar ne diyor?"
Aric, birkaç kelimeyi okuduktan sonra açıkladı.
"Burası, kadim büyücülerin kutsal yolu. Tapınağa giden tek güvenli yol bu. Ama dikkatli olmalıyız, çünkü yol boyunca tuzaklar ve tehlikeler olabilir."
Yolculuklarına devam ederken, patikanın kenarında eski bir heykel buldular. Heykel, elinde bir asa tutan bir büyücüyü tasvir ediyordu. Lina, heykelin yüzündeki ifadeyi inceledi.
"Bu büyücü kim olabilir?"
Aric, heykelin altındaki yazıyı okudu.
"Bu, Kadim Büyücü Eldan. Krallığımızı kuran ilk büyücü. Onun bilgeliği, bizim yol göstericimiz olacak."
Lina, heykele saygıyla bakarak başını salladı.
"Eldan'ın bilgeliğine ihtiyacımız olacak."
Yolculukları sırasında, ormanın derinliklerinde bir ses duydular. Ses, bir yaratığın hırlamasına benziyordu. Aric, asasını sıkıca kavrayarak Lina'ya döndü.
"Dikkatli ol. Bu ses, ormanın koruyucusu olan canavardan geliyor olabilir."
Lina, cesaretini toplayarak Aric'in yanında ilerledi. Sesin kaynağına doğru yaklaştıklarında, büyük bir yaratıkla karşılaştılar. Yaratık, devasa bir kurt gibiydi, fakat gözleri parlıyordu ve çevresinde büyülü bir aura vardı.
Aric, yaratığa yaklaşarak büyülü sözler mırıldandı. Yaratık, Aric'in sözleriyle sakinleşti ve ona yaklaştı. Aric, yaratığın başını okşayarak Lina'ya döndü.
"Bu, ormanın koruyucusu. Ona zarar vermek istemiyoruz. Sadece yolumuzu bulmamıza yardımcı olacak bir ipucu arıyoruz."
Yaratık, Aric'in sözlerini anlamış gibi başını salladı ve patikanın kenarındaki bir taşın altına doğru ilerledi. Yaratık, taşın altından parlayan bir nesne çıkardı ve Aric'e uzattı. Aric, nesneyi dikkatle inceledi.
"Bu, kadim bir harita parçası. Tapınağın tam yerini gösteriyor olabilir."
Lina, heyecanla haritaya baktı.
"Bu, büyük bir ipucu! Tapınağın yerini bulmamıza yardımcı olacak."
Aric, yaratığa teşekkür ederek haritayı dikkatle katladı ve cebine koydu.
"Bu ipucu, yolculuğumuzu daha da kolaylaştıracak. Şimdi tapınağa daha yakın olduğumuzu hissediyorum."
Yolculuklarına devam ederken, haritanın yardımıyla tapınağa giden doğru yolu buldular. Fakat önlerinde hâlâ birçok engel ve tehlike vardı. Lina ve Aric, birbirlerine güvenerek ve Eldor'un verdiği öğütleri hatırlayarak ilerlemeye devam ettiler.
- - -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyünün Kayıp Kitabı
AventuraO gün, büyü okulu Araluen Akademisi'nin ilk günüydü ve uzun zamandır beklediği bu an, nihayet gelmişdi.