## Bölüm 18: Sorumlulukların Ağırlığı

9 2 0
                                    



---

Lina, Aric'le yaptığı konuşmanın ardından derslere geri döndüğünde, aklındaki düşünceler darmadağındı. Ejderha Yıldızı'nın sadece bir güç kaynağı değil, aynı zamanda bir mühür olduğuna dair öğrendikleri onu derinden etkilemişti. İçinde taşıdığı gücün, yalnızca kendisi için değil tüm krallık için hayati bir önemi olduğunu fark etmek, ona ağır bir sorumluluk yüklemişti. Ancak şu an okuldaydı ve günlük dersleri ona bu sorumluluktan bir nebze olsun uzaklaşma fırsatı sunuyordu.

Sınıfa geri döndüğünde, herkes büyü formülleriyle uğraşıyordu. Profesör Delius, öğrencilerin çalışmalarını gözden geçirirken Lina'yı fark etti.

"Lina, geri dönmen iyi oldu. Bir şeyler öğrendin mi?" diye sordu, merakla.

Lina, kısa bir süre duraksadı. Aric'le konuştuklarını sınıfta paylaşmanın doğru olmadığını düşündü.

"Evet, Prens Aric krallıktaki bazı meselelerden bahsetti. Ama her şey yolunda görünüyor," dedi, yüzünde sakin bir ifadeyle.

Profesör Delius ona hafifçe gülümsedi.

"İyi. Şimdi tekrar derslere odaklanabilirsin."

Lina, yerine oturarak defterine notlar almaya devam etti, ancak zihni hâlâ krallıktaki durumdaydı. Ejderha Yıldızı'nın ne kadar tehlikeli olduğunu düşündükçe içi daralıyordu. Kendini toparlaması gerektiğini biliyordu, ama bunun kolay olmayacağının da farkındaydı.

Ders bittiğinde Lina, bahçede biraz yalnız kalmak istedi. Okulun geniş bahçesine çıkarak bir ağacın altına oturdu. Elinde Ejderha Yıldızı'nın sembolünü taşıyan küçük bir madalyon vardı. Bu madalyon ona gücü hatırlatıyordu. Yıldızın içine hapsettiği yaratık ne olursa olsun, Lina'nın bu gücü kontrol altına alması gerekecekti.

Derin düşüncelerine daldığı sırada, Cora yanına geldi.

"Lina, her şey yolunda mı? Bugün biraz dalgın görünüyorsun," diye sordu, endişeyle.

Lina, arkadaşının sorusuna karşılık hafifçe gülümsedi.

"Sadece bazı şeyleri düşünüyorum, Cora. Krallık meseleleri her zamanki gibi karmaşık. Ama iyiyim."

Cora, Lina'nın yanına oturarak ona baktı.

"Sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı?"

Lina, bir an duraksadı. Cora'nın saf dostluğu onu her zaman rahatlatmıştı. Ama bu konuda ona fazla bir şey anlatamazdı.

"Sadece burada olmak ve seninle konuşmak bile yeterli. Teşekkür ederim," dedi, hafif bir gülümsemeyle.

Gün böylece devam etti. Lina, bir yandan okulun rutinine ayak uydurmaya çalışırken, diğer yandan içindeki sorumlulukla başa çıkmaya çalışıyordu. Ancak krallıkta olan bitenler, zihninde sürekli bir gölge gibi dolanıyordu.

O gece Lina, uykuya dalmakta zorlandı. Yıldızın gücü, onun bedeninde sürekli olarak yankılanıyordu. Her ne kadar şu an okulda sakin bir hayat sürdürüyor gibi görünse de, yakında bu sessizlik bozulacaktı. Gölge Krallığı'nın hamlelerini düşündükçe, savaşın kaçınılmaz olduğunu biliyordu.

Sabah olduğunda, Lina kendini daha güçlü hissetmek zorunda olduğunu biliyordu. Kendi içindeki gücü kontrol altına alarak, krallığın kaderini değiştirebilirdi. Ancak bunun için hem fiziksel hem de zihinsel olarak hazırlıklı olmalıydı. Yeni günle birlikte, Lina kendini bu savaşın içine tamamen hazırlamaya karar verdi.

- - -

Büyünün Kayıp KitabıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin