Lina, tapınaktaki ritüelin ardından gözlerini açtığında, kendini daha önce hiç hissetmediği kadar hafif ve aynı zamanda güçlü hissediyordu. Yıldızın ağırlığı artık omuzlarında değildi, ama bu onun sorumluluğunu tamamen bırakmış olduğu anlamına gelmiyordu. Eldor'un ritüeli, yıldızın enerjisini dengelemişti, ama Lina, bu gücün içinde hâlâ bir tehdit olarak var olduğunu biliyordu.Aric, Lina'nın gözlerindeki ferin geri döndüğünü görünce rahatladı.
"Lina, iyisin! Başardık," diye ona sarıldı.
Lina, Aric'in sarılmasına karşılık verip zayıf bir şekilde gülümsedi.
"Evet, ama bu daha bir başlangıç. Yıldızın gücü hâlâ içimde, ama en azından şimdi onu kontrol edebiliyorum."
Eldor, ritüelin bitiminde onları dikkatlice inceledi.
"Yıldızın gücü, zamanla seninle daha uyumlu hale gelecek, Lina. Ama unutmamalısın, bu güç bir sınavdır. Senin iradeni ve kalbini test edecek."
Lina, Eldor'un sözlerinin derinliğini anladı.
"Biliyorum, ama bu gücü iyiye kullanmak için elimden geleni yapacağım."
Tapınaktan çıktıklarında, krallıkta onları bekleyen başka sorunlarla yüzleşmek zorunda olduklarını biliyorlardı. Gölge Krallığı, yıldızın gücünün farkına varmıştı ve onun peşindeydi. Lina ve Aric, bu mücadeleye hazırlıklı olmalıydılar. Ancak, Lina'nın toparlanması zaman alacaktı ve biraz dinlenmesi gerekiyordu. Bu yüzden Aric, onun bir süre krallıktaki okuluna dönmesini önerdi.
"Lina, dinlenmelisin. Okulda arkadaşlarınla zaman geçir, biraz olsun normal hayatına dön. Krallıkta her şey yolunda giderse, seni tekrar çağırırız," dedi Aric.
Lina, Aric'in önerisine karşı çıkacak gibi olsa da, bedeninin hala tam anlamıyla toparlanmadığını hissediyordu.
"Haklısın. Okula dönüp biraz toparlanmalıyım, ama burada olup bitenleri takip edeceğim."
Krallığa döndükten sonra, Lina okula geri döndü. Aric, onu kapıda uğurladı.
"Sana ihtiyacımız olduğunda seni haberdar ederiz. Kendine dikkat et."
Lina, okula adım atarken yıllardır orada bulunmadığı hissine kapıldı. Oysa ki, sadece birkaç hafta önce okuldaydı. Arkadaşları, onun yokluğunu fark etmiş ve Lina'nın nerede olduğunu merak ediyordu. Ancak Lina, yaşadığı her şeyi onlara anlatamayacağını biliyordu. Okulun atmosferi, krallıkta olup biten tehlikelerden uzak, sakin ve huzurluydu.
Arkadaşları, Lina'yı görünce ona doğru koştular.
"Lina! Neredeydin? Çok uzun süredir yoktun. Her şey yolunda mı?" diye sordular.
Lina, yüzünde yorgun bir gülümsemeyle,
"Evet, her şey yolunda. Bir süreliğine uzaklaşmam gerekti, ama şimdi buradayım," dedi.
Arkadaşları, Lina'nın nasıl göründüğüne dikkat ettiler. Yorgunluğu gözle görülür bir şekilde belliydi, ama Lina'nın içinde bir güç ve kararlılık da vardı.
Okulun koridorlarında yürürken, Lina eski arkadaşlarıyla sohbet etti, ama aklı hep Ejderha Yıldızı ve krallıktaki sorumluluklarındaydı. Kısa bir süreliğine normal hayata dönmek zor olsa da, bunu başarması gerektiğini biliyordu. Bir süreliğine krallıkta olanlardan uzaklaşmak ona iyi gelebilirdi.
Günün ilerleyen saatlerinde, Lina ve arkadaşları okulun bahçesinde otururken eski hatıralardan bahsedip gülüşüyorlardı. Bu, Lina'nın çok uzun zamandır ihtiyaç duyduğu bir mola gibiydi. Arkadaşları onun yüzündeki gerginliği fark etmemişlerdi, ama Lina, içindeki yükü hafifletmeye çalışıyordu. Yine de, Ejderha Yıldızı'nı düşünmeden edemiyordu.
Lina'nın yakın arkadaşı Cora, onun sessizliğini fark etti.
"Lina, gerçekten iyi misin? Sanki bir şeyler seni hâlâ rahatsız ediyor gibi görünüyor," diye sordu.
Lina, Cora'ya bakıp içini çekti.
"Biraz yorgunum, ama endişelenme. Her şey yoluna girecek."
Cora, Lina'nın cevaplarını yeterli bulmasa da, ona daha fazla baskı yapmak istemedi. Ama arkadaşını kaygılı görmek ona da rahatsızlık veriyordu.
"Her ne oluyorsa, yanında olduğumuzu unutma," dedi Cora, Lina'nın elini tutarak.
Lina, arkadaşlarının yanında olmasının ona güç verdiğini hissetti. Belki de, bu mücadelede yalnız değildi. Krallık için savaşırken, onların dostluğu ona gereken cesareti verecekti.
- - -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyünün Kayıp Kitabı
MaceraO gün, büyü okulu Araluen Akademisi'nin ilk günüydü ve uzun zamandır beklediği bu an, nihayet gelmişdi.