Büyülü Krallık'ın en eski efsanelerinden biri, Ejderha ve Yıldız'ın ilk kez bir araya geldiği zamanla başlardı. Aric, Lina'yı şaşırtmak için ona bu efsaneyi anlatmaya karar verdi. Ormanın kuytu köşelerinde, küçük bir kamp ateşi eşliğinde otururlarken, Aric bir an için durdu ve Lina'ya dönerek gülümsedi."Biliyor musun?" dedi Aric, Lina'nın meraklı bakışları arasında. "Ejderha Yıldızı'nın hikâyesini hiç tam anlamıyla dinledin mi?"
Lina, başını iki yana salladı.
"Kitaplarda hep kısa kısa bahsediliyor. Ama detayları hiç bilmiyorum. Hadi anlat, seni dinliyorum!"
Aric, ateşe biraz daha odun atarak hikâyesine başladı:
"Çok ama çok uzun zaman önce, bu diyar karanlıkla kaplıyken, insanlar ne yıldızları görebiliyordu ne de bir gün ışığın döneceğini umabiliyorlardı. O zamanlar, Ejderha adı verilen güçlü bir varlık, dağların zirvesinde uyurdu. Herkes onun bir efsane olduğunu düşünürdü ama aslında gerçekti. Ejderha'nın nefesi, bir yıldızın parlamasına yetecek kadar güçlüydü."
Lina'nın gözleri büyümüştü.
"Ejderha'nın nefesi bir yıldız mı yaratmış?" diye sordu, sesinde hem şaşkınlık hem de hayranlıkla.
Aric gülümseyerek devam etti.
"Evet, ama bu yıldız sıradan bir yıldız değildi. O yıldız, ejderhanın yüreğinden gelen ışığı taşıyordu. Bir gün, karanlık dünyanın her yerini ele geçirdiğinde, Ejderha daha fazla dayanamayarak o yıldızın gücünü bir seçilmiş kişiye teslim etmeye karar verdi. Çünkü yıldızın gücü, yalnızca cesareti ve sevgiyi içinde taşıyan birinin ellerinde parlayabilirdi."
"Ve o seçilmiş kişi kimdi?" diye sordu Lina, hikâyenin içine tamamen dalmıştı.
"Bir efsane var," dedi Aric. "Yıldızın gücünü taşıyan kişi, bir gün Ejderha ile yüzleşecek ve onun gücünü tamamen uyandıracaktı. Ancak o kişi, karanlıkla yüzleşmeden önce kendi korkularını yenmek zorundaydı."
Lina, bir an durdu ve düşünceli bir şekilde ateşe baktı.
"Bu hikâye... sanki bizi anlatıyor gibi. Ejderha Yıldızı'nın gücünü bulduk ama hâlâ onun tüm sırlarını çözemedik. Belki de biz o efsanenin bir parçasıyızdır."
Aric başını salladı.
"Belki de. Ama bu hikâyeden öğrendiğim bir şey varsa, o da her zaman kendi içimizdeki ışığı bulmamız gerektiği. Çünkü yıldızın parlaması, ona inanan kişinin cesaretine bağlıdır."
Sessizlik içinde, Lina ve Aric yıldızlarla dolu gökyüzüne baktılar. O an, Ejderha ve Yıldız'ın yalnızca bir efsane olmadığını, aslında onların kaderlerinin bir parçası olduğunu hissettiler. Ve o gece, yıldızlar her zamankinden daha parlak görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyünün Kayıp Kitabı
MaceraO gün, büyü okulu Araluen Akademisi'nin ilk günüydü ve uzun zamandır beklediği bu an, nihayet gelmişdi.