İyi okumalar umarım seversiniz✨Konserin üzerinden tamı tamına koca 1 gün geçmişti. Nicole bugün izinli olduğu için işe gelmemişti ancak telefondan sürekli dün geceye ithafen sorular sorarak işimi yapmama engel olmuştu. En sonunda da işten geldiğimde onu evimin önündeki merdivende otururken buldum.
Ben bu merak olayı sadece bizde bu kadar yüksek seviyelerde zannederken Nicole beni şaşkınlıklara sürüklüyordu. Meraklı gözlerle yerinden kalkıp karşıma dikilince onu kolundan tutup eve almıştım bile.
✭✭✭
"Hadi İrem alt tarafı bir kahve yapacaksın" diye bana seslendiğinde elimde kahvelerle salona girdim.
"Geldim geldim" diye konuştum.
Nicole elimden kahveyi alırken gülerek konuşmaya devam etti.
"Türkler evlenecekleri kişilerin kahvesine tuz koyuyor dimi?"
"Evet bu bir Türk geleneği" diye sorusuna cevap verip kahvemi yudumlamaya başladım.
"İyi o zaman sen Kenan'a kahve yaparken ben de yanında olucam bol bol koyarız tuzu" dediğinde ağzımdaki kahveyi püskürttüm.
"Nicole o ne demek?" diye kaşlarımı çatarak konuştum. Ama bu cümlem yeterince sinirli dökülmemişti ağzımdan.
"Şu demek dün gece birlikte konserden nereye gittiniz? niye birlikte gittiniz? niye gizlice gittiniz? ayrıca aynı sitede oturduğunuzu niye söylemediniz? siz kim bilir daha neler saklıyorsunuzdur?" diye sesini yükselterek ve gözlerini açarak sordu.
Nicole'yi omuzlarından tutup durdurdum.
"Tamam, dur artık haklısın ama bir şey yapmadık birlikte, ikimizde sıkılmıştık o yüzden evlere dağıldık. Bu komşuluk olayı da ne bileyim konusu açılmadı bir şey saklamaktan değil yani" diye konuştum.
"Tamam sana inanıyorum." diye yumuşadı ve kahvesinden içmeye başladı. Daha sonra yine bana dönüp konuşmaya devam etti.
"Ama Kenan hoş çocuk dimi" diyip kahkaha attığında bu durumdan eğlendiğini gözlerinde görebiliyordum.
"Nicole çok kötüsün" diye bağırdım bacağına vurarken.
"Tamam tamam bir şey demedim" dedi ve kumandayı alıp televizyonu açtı.
Ben de elime telefonumu alıp Twitter'a bakınmaya başladım. Üstten gelen bildirimle ufak çaplı bir taşikardi geçirmek zorunda kalmıştım. Ardından da çığlığımı tutamadım.
"Noluyor bir şey mi oldu?" diye anlamamış gözlerle bana bakarak konuştu Nicole.
"Yüksek lisans başvurum kabul edilmiş"
"Ne, çok sevindim" diyip bana sarıldı. Ardından geri çekilip üzgün bir ifadeyle tekrar konuştu.
"Okul ile işi aynı anda yürütemez misin, ayrılmanı hiç istemiyorum" diye dudağını büzerek konuştu.