2.8

123 17 1
                                    

Yiğit'in Kenan ve Lena'nın Leipzig maçındaki stadtan çekilmiş fotoğraflarını gösterip beni ağlattığı günün üzerinden tam olarak 2 hafta geçmişti.

✭✭✭

O gün o fotoğrafı gördükten sonra ağlayarak tesisleri terk etmiştim. Ayaklarım beni o kadar hızlı bir şekilde sahile ulaştırmıştı ki ne olduğunu anlayamamıştım bile.
Olaylar karşısında en iyi yaptığım şeyi yapmıştım yine. Ortadan kaybolmak... Bana hep iyi gelmişti ancak kendimde en nefret ettiğim huy buydu sanırım. Ama ben yine bu yolu seçerken bulmuştum kendimi. O gün o sahilde kaç saat oturup ağladım gerçekten bilmiyordum. Sadece gece yarısı siteye döndüğümü hatırlıyordum. O kadar çok ağlamıştım ki neredeyse burnumun ucunu göremiyordum ama onu gördüm.

Kenan'ı sitenin bahçesindeki bankta otururken gördüğümde ne yapacağımı bilemeyip arkamı dönüp tekrar siteden çıkmaya yönelmiştim ancak arkamdan gelip beni yakalamıştı bile. Gözlerinde endişe vardı. Ama neyin endişesi? Oyuncağını kaybetmiş bir çocuk da endişeli olabilirdi sonuçta.

"Sevgilim nerelerdeydin? Öylece tesisten çıkıp gitmişsin. Telefonlarıma bakmadın hem bu gözlerinin hali ne? Neden ağladın? İrem noldu sana? Meraktan geberdim burada? Bana bunu mu reva görüyorsun sen? Neden yaptın bunu?" ardı ardına sıralarken gözyaşları da süzülmeye başladı yanaklarından. Karşımda o da son derece savunmasız duruyordu. Belki de haklıydı beni kaybettiği için korkmuştu. Benden bir cevap beklediğini biliyordum ancak benim onunla konuşacak bir şeyim yoktu.

"İrem cevap versene!" diyip kollarımı son derece sert bir şekilde sıktığında ağzımdan küçük çaplı bir inleme çıkmıştı.

"Canımı acıtıyorsun Kenan bırak lütfen" diyerek bağırdığımda kollarını gevşetmişti.

"Özür dilerim sevgilim, acıtmak istememiştim. İrem ben anlamıyorum neden böyle yaptığını anlayamıyorum. Sevgilim ne oldu sana? Beni korkutuyorsun gerçekten."

"Eve gitmem gerek" diyerek yanından çekildim ve hızlı adımlarla bloğumun önüne doğru ilerlemeye başladım.

Kenan koşarak önümde belirene kadar biraz olsun bloğa doğru yürüyebilmiştim. Ancak beni belimden kavrayarak tuttuğunda durdurabilmişti.

"Kenan bırakır mısın beni ?"

"Bırakmam İrem bırakamam, bunu benden isteyemezsin"

"Kenan bırak beni diyorum "

"Bırakmayacağım ya sen de ne olduğunu bana anlatacaksın. Ne yaptım da kaçıyorsun benden" diyerek belimdeki elini sıkılaştırdı ve vücutlarımızı birleştirdi.

"Kenan gitmek istiyorum"

"İrem vur, kır ,parçala ama böyle susma lütfen. Sessiz kalmana katlanamıyorum lütfen konuş benimle. Beni böyle sensiz bırakmaya hakkın yok."

Gözlerimde yaş kalmadığını düşünsem de yine aşağı doğru akmaya başlamıştı işte gözyaşlarım. Konuşmak istemiyordum ama bir o kadar da hesap sormak istiyordum. Yiğit'e inanmak istemiyordum ama başka çarem de yoktu. Kenan o gece o kızla o stadta o kadar yakın mesafede neden duruyordu? O fotoğrafın açıklaması ne olabilirdi. Ve ayrıca ben bunu duymaya hazır mıydım emin değildim.

Venüs Retrosu | Kenan Yıldız Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin