33

804 75 67
                                    

hangi takimi tutuyosunuz??? yavru kartallarimi kucagima aliyim cabuk

herkes bana hak vermiş olacak ki bertuğ, arda ve kenan üçlüsü de aynı benim gibi ellerini kaldırıp beni tekrar ettiler, eşek herifleri çok seviyordum. barış'a gerçekten çok sinir olmuştum ama en çok da kırılmıştım. çünkü o kuzenini halletmek yerine en kolay şeyi yapıp okula istifasını vermişti. zaten o kızın da istediği şey de buydu aklı sıra barış'ı benden uzak tutmak ve barışla beraber olmak. ama ben nefes aldığım sürece kimse barış'ı benden alamazdı, eğer bir gün hadi olmaz da oldu diyelim barış'ın bana olan aşkı bitti işte o zaman ayrılırdım ondan yoksa şu an aksi hiçbir durum olamazdı. 

gözlerimi koltukta oturan barış'a çevirdim odaklanmış halıyı izliyordu düşünür gibi bir hali vardı oturduğum yerden kalkıp bacaklarının üzerine kendimi bıraktım. ne kadar sinirli de olsam o da beni düşünmüştü kıyamıyordum sıpaya. hemen ellerini belime yerleştirip gövdesine doğru yatırdı beni. 

"sevgilim, özür dilerim seni kırdıysam da isteyerek yapmadım biliyorsun."

"biliyorum sende beni düşündüğün için yaptın bunları ama beni sakın vazgeçirmeye çalışma o izel hanımla ben görüşeceğim alacağım ayağımın altına. biz şimdiden önünü kesmezsek daha çok işler açar başımıza."

otomatik olarak kafasını aşağı yukarı salladı gerçekten şu an benden korkuyor olabilir miydi? gülümsedim ve iki yanağına da sesli öpücük bıraktım. 

"senden sadece o kızı aramanı istiyorum o kadar sonra bir yere davet et sen gelmeyeceksin biz halledeceğiz gerisini."

kaşlarını çatıp yüzüme baktı ve dilini damağına vurarak cık sesi çıkarttı.

"yok bende geleceğim onun sağı solu belli olmaz sana bir şey yapmaya kalkarsa allah korusun. bende geliyorum o yüzden."

"iyi madem gel ama o kıza 1 metreden fazla yaklaşmıyorsun seni de onun gibi alırım ayağımın altına çocuk adam."

bertuğ, kenan ve arda üçlüsü bize bakarak fısıldaşmaya başlamışlardı ama bertuğ'un sesi yine çok fazla çıkıyordu. şu çocuğun sesini ayarlama sorunu vardı onun yüzünden hep rezil oluyorduk millete.

"barış hocaya bakın yavru kartalımız nasıl da domine ediyor helal olsun valla çocuğa. adamın tipe bak süt dökmüş kedi gibi aynı yazık valla."

arda ve kenan, bertuğ'u susturmaya çalıştıkça sesi daha fazla çıkıyordu. barış avına kitlenmiş hayvanlar gibi konuşan bertuğ'u izliyordu. tutmasam çocuğun üzerine atlayacaktı. bertuğ, sonunda fark etmiş olacak ki otuz iki diş gülümseyerek barış'a bakmaya başlamıştı.

"hocam vallahi ben konuşmadım kenan konuştu."

kenan bir hışımla dönüp bertuğ'un kafasına okkalı geçirmişti.

"oglum sen yandin kelimeyi sahbet getir."

"kelime-i şehâdet olmasın o kelimeyi sahbet olsa duramazsın."

onlar kendi aralarında konuşurken barış'ın da sinirli bakışları gitmişti ve o da gülmemek için zor duruyordu. bacaklarının üzerinden kalkıp tam karşısında durdum.

"hadi sevgilim ara kızı da keselim hesabını geç olmadan."

derin bir nefes vererek cebindeki telefonunu çıkarttı ve birkaç harfe basıp numarasını buldu. kulağına götürünce elimle telefonu tuttum ve hoparlöre almasını söyledim. bir de ikisi yalnız mı konuşacaktı daha neler? telefon iki kere çalıp açılmıştı. karşıdan gelen cırtlak tiz sesle kulaklarımı kapatma isteği oluşmuştu ilk saniyeden. 

kalbimden tenime | semih kılıçsoy & barış a. yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin