40

830 82 65
                                    

avrupa ligine cikan besiktasimi tebrik ederim kucagimiza aldıgımızı bırakmıyoruz maalesef. bu sene sikentas ve sokantas.

tatil için gerekli yerleri araştırmaya başlamıştık en sonunda bir tane bungalovda karar kılıp oraya rezervasyon yaptırdık, okul açık olduğu için şu an gidemiyorduk ama bir hafta sonra tatile gireceğimiz için o zamana göre ayarladık. kendimi toparlamaya çalışıyordum ama gerçekten ciğerlerimi o kadar çok üşütmüştüm ki toparlanmam biraz zaman alacaktı. barış, sürekli benimle ilgilenmekten üç gündür uykusuz geziyordu. bugün diğer günlere göre daha çok toparlandığım için şu anda benim yatağımda uyuyordu. her ne kadar hasta olursun başka yerde yat desem de dinlememiş yatağıma yatar yatmaz uykuya dalmıştı.

evi yeniden tepeden tırnağa temizlemek istiyordum ama bugün yapabileceğimi zannetmiyorum o yüzden üstünkörü bezle etrafın tozunu alıp mutfağı topladım. süpürge açamazdım barış uyuyordu. yatmadan önce bana hazırladığı ıhlamuru ısıtıp içmiştim, evdeyken canım o kadar sıkılıyordu ki yapacak bir şeyim de yoktu. çocukları arayıp bize gelmelerini söyleseydim direkt gelirlerdi ama barış şu an evdeyken onları çağırmak istemiyordum. birbirlerine o günden beri biraz kinlenmişlerdi. 

uzun zamandır açmadığım televizyonu bile açmıştım ama onda da hiçbir şey yoktu. en iyisi barış'ın yanına gidip beraber uyumaktı. televizyonu kapatıp ayaklandım ve odama gitmeye başladım. kapıyı sessiz bir şekilde açtım ve yatakta bilmem kaçıncı rüyasında olan sevgilime baktım. uyurken o kadar masum gözüküyordu ki keşke her zaman böyle görünse diye düşünmekten kendimi alamıyordum. 

üzerimdeki hırkayı çıkartıp yatağa yaklaştım onu uyandırmadan kollarının arasına girmem lazımdı. yavaş bir şekilde bileğinden tutarak havaya kaldırdım ve kendimi yatağa bıraktım. barış, sıçrayarak uyanıp etrafa bakmaya başlamıştı. uyku sersemliğiyle kollarının arasındaki beni daha fark etmemişti. uyumaktan şişmiş ve kızarmış gözleriyle gözlerimi buluşturdu. sonra ciğerlerine doldurduğu havayı dışarı vererek kollarını belime doladı ve arkamdan sarılıp kendine doğru çekti. burnunu ensemde gezdiriyordu ve kokumu içine çekiyordu. bana herhangi bir temasında tüylerim diken diken oluyordu. 

"sevgilim."

yeni uyandığı belli olan çatallı sesi ona ayrı bir hava katmıştı dönüp dudaklarına yapışmak istiyordum ama hastaydım.

"efendim?"

"bütün yatağa kokun sinmişti hayatımda uyuduğum en güzel uykuların ikincisiydi."

"alla alla birincisi neymiş?"

enseme dudaklarını sürüyordu sanki beni çıldırtmak istermiş gibi sonra gülümsedi.

"birincisi de bu evde ilk uyuduğum gündü işte, yavrum."

dediği gün seviştiğimiz gündü, kollarının arasında yüz yüze geleceğimiz şekilde döndüm ve kollarımı boynuna sardım. burunlarımız birbirine sürtünürken gereğinden fazla uzamış sakallarını yanağıma yaslayıp gıdıklamaya başladı. 

"ya sevgilim dur."

ellerini de belime koyup parmaklarını batırıyordu aynı zamanda kahkahalarımız odada yankılanıyordu.

"nefesi zaten götümle alıyorum barış durur musun aşkım?"

son dediğimle ellerini belimden çekip durmuştu. bir dirseğini yatağa yaslayıp yukarıdan yüzüme bakmaya başladı. ellerimi kaldırıp gözkapağının üzerine koydum parmaklarımın altında titreyen gözlerinin üzerine bir öpücük kondurdum.

kalbimden tenime | semih kılıçsoy & barış a. yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin