35

822 92 76
                                    

sevgili okuyucularim oncelıkle herkes hos geldi ☝🏻️🤩🙏🏻 bu ficin ilk bolumunu atarken bu kadar cok ilgi gorecegini tahmin etmiyodum. bu konusma bi minnettarlik konusmasidir sadece bi kere yapilir. 

yorum atan atmayan, oy veren vermeyen her okuyucuma tesekkur ederim. ama hem yorum atıp, hem de oy veren okuyucularimla da opusmek isterim en cok size tesekkurler gencler. simdi iyi okumalar <3

o gün izel'in koşarak uzaklaşmasıyla gülerek arabaya dönmüştüm, barış ne söylediğimi sorsa da ona bunu söyleyemezdim. o da sonunda pes etmiş olmalıydı ki kabullenip evime bırakmıştı beni ve çocukları. iki günde ona çok alıştığım için yokluğunu çokça hissetsem de her saniye görüntülü konuşarak kapatıyorduk bu durumu.

başka bir durum vardı ki okula istifasını vermiş olmasıydı. o gün izel'i hallettikten sonra ne kadar da ısrar etsem okula verdiği istifasını geri çekmemişti. şimdi öğrenilmezse sonra ortaya çıkar ben çevrende durdukça bütün gözler üzerimizde olur rahat edemem demişti. haklıydı birisi bizi onun odasında yaptığımız muazzam işlerimizi görseydi şimdi ne ben okuyordum ne de o işini sürdürebiliyordu. biraz dinlendikten sonra başka okullara başvuru yapacağını söylemişti bende kabul etmek zorunda kalmıştım. zaten şunun şurasında 1 yıl sonra taşınacaktık dayanabilirdim. 

şimdi akşam ki doğum günü partisi için sevgilimle görüntülü konuşarak ne alacağımızı düşünüyorduk. barış'ın mükemmel fikirlerinden biri bir ayıcığın yüzüne ferdi abinin yüzünün maskesini takıp galatasaray forması giydirmekti. ferdi abi, yeni yaşına bayılarak girmemesi için bu fikri anından reddetmiştim, canım arkadaşım genç yaşında dul kalamazdı. 

"sevgilim ya sen arkadaşını tanımıyor musun? ne sever? nelerden hoşlanır?"

barış, yaslandığı yataktan doğruldu ve elindeki telefonu sabit bir yere koymaya çalıştı. istese şu an yanıma gelirdi ama ben gelmesini istememiştim çünkü akşama yetişmemiz gereken bir doğum günü partisi vardı. 

"sarı, ben sadece senin hakkında bir şeyler merak edip öğreniyorum bana ne ferdi salağının nelerden hoşlandığından. ama şu sıra brighton diye bir takımı çok yakından takip ediyordu maçlarını falan. belki onun formasını alıp arkasına yazı yazdırabiliriz."

düşünmeye başladım gerçekten de böyle bir şey varsa nede olmasın? gayet güzel bir plandı.

"bak çok güzel bir şey buldun sevgilim ama ferdi abi hani en çok fenerbahçeyi seviyordu ne alaka brighton?"

dudaklarını büzüp omuzlarını silkti bilmiyorum der gibi. gerçekten de gelmesini istemememin sebebi de buydu onun yaptığı en ufak bir hareket benim sınırlarımı zorluyordu, aşıktım ulan.

"hâlâ fenerli yavrum sadece o takımı da takip etmeye başlamıştı işte bilmiyorum o zaman onun formasını ben alayım sonra seni almaya geleyim, olur mu? beraber geçeriz."

bende telefonu onun gibi sabitleyip uzandığım yataktan kalktım.

"tamamdır sevgilim, gözüne başka güzel bir şey gelirse alırsın parasını sonra hallederiz. bende çocuklarla bir konuşayım onlar ne almış etmiş iki saate görüşürüz."

"para lafını duymamış gibi yapıyorum ve tamam güzelim iki saate kapının önündeyim."

birbirimize öpücük atıp telefonları kapatmıştık. kombin konusunda ikimizde uyumlu giyinmeye karar vermiştik o altına siyah pantolon, üzerine krem rengi bir gömlek; ben ise altıma krem rengi bir pantolon ve üzerime de siyah tişört giyecektim. uyum denilince de biz yani. 

kalbimden tenime | semih kılıçsoy & barış a. yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin