BU BOLUM DE DİRTY TALK OLACAK UYARI KOYAMIYORUM RAHATSIZ OLACAKLAR İCİN SİMDİDEN KUSURA BAKMAYİN.
bertuğ'un sözlerinden sonra altay abi ormanın derinliklerine doğru bertuğ'u kovalamaya başlamıştı. en sonunda yorulup vazgeçen altay abi geri dönmüştü ama bertuğ ortalıklarda gözükmüyordu. altay abi ellerini dizlerine yaslamış nefesini kontrol altına almaya çalışıyordu, bizde bir yandan soslanmış tavukları paketlerinden çıkartıyorduk.
"dalaksız piç nasıl koşuyor ya bir de hiç arkasına bakmıyor. inşallah ormanın derinliklerinde yaşayan hayvanlar götünü yer de görür babasının götünü."
kerem abi altay abinin yanına giderek kafasına bir tane geçirdi.
"altay boş boş konuşma tamam çocuk yapmış bir hata da çok üstüne gidiyoruz biz onun."
"hayır yavrum her söylediğin şeye kefil olurum ama bu konuda haksızsın resmen bomboş bir adam ya iyi bir dayağı hak ediyor da kaçtı eşek herif."
kerem abi ne bok yersen ye bakışları atıp kömürleri hazırlamaya başladı. yüzünü buruşturarak mangal telini silen sevgilimin yanına giderek yanağından kocaman öptüm. elindeki teli silmeyi bırakıp burnumun ucundan öptü.
"hoş geldin sevgilim."
gülümseyip önündeki oturaklara oturdum.
"hoş buldum. senin başın mı ağrıyor?"
"hayır, yavrum nereden çıkarttın bunu?"
"şey teli silerken yüzünü buruşturmuştun da genellikle başın ağrırken yapıyorsun bunu."
kafasını geri atarak gülümsedi adem elmasından öpmek istiyordum ve öyle de yaptım. dilimle ıslattığım dudaklarımla adem elmasının tam üzerine bir öpücük bıraktım. dudaklarımın altında yutkunduğu için inip kalkan adem elmasından dudaklarımı çektim ve sevgilimin gözlerinin içine baktım. ben bu adamın kucağına iki tane çocuk vermek istiyordum hem de şimdi.
"keşke şu an evde olsaydık, sarı."
parmaklarımla oynayarak şımarık bir şekilde gülümsedim.
"aa neden sevgilim? ortamı mı sevmedin? biliyorum biraz çingene gibiyiz ama olsun resmen bizim ailede huzur var."
dilini damağına vurarak cık sessi çıkarttı sonra parmaklarıyla alnıma düşen saçlarımı geriye doğru çekti.
"beni çıldırtıp da hiçbir şey yapmamışsın gibi yapıyorsun ya deliriyorum sevgilim. gerçekten deliriyorum. şu an evde ve kucağımda olman gerekirdi, salak bertuğla uğraşmak zorunda olduğumuza inanamıyorum."
ben oturduğum için o tam önümden duruyordu. tırnaklarıma baktım çok fazla uzun değildi ama etkili olabileceğini bildiğim için parmaklarımı kasıklarına yakın baldırlarının üzerine koydum ve çıldırtıcı bir şekilde tırnaklarımı etlerine batırmaya başladım. ellerimin altında o kadar çok kasılmıştı ki alnındaki damarlar belli olmaya başlamıştı. elini elimin üzerine koyarak çekmeye çalıştı ama elini itip tırnaklarımı batırmaya devam ettim, sesli bir şekilde yutkunup etrafa baktı.
"kılıçsoy ne yapmaya çalışıyorsun?"
tırnaklarımı kasıklarına doğru çıkarttım tam önümde duran ve şimdiden kalkmış sertliği dilimi damağımı kurutmuştu. dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirip kıpkırmızı olmuş sevgilimin yüzüne baktım. bütün odağı ellerimde olduğu için yüzüme baktığı halde odaklanamıyordu. elimi çekerken bilerek sertliğine bastırarak çekmiştim, sonra oturduğum yerin arkasına yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kalbimden tenime | semih kılıçsoy & barış a. yılmaz
Fiksi Penggemarsemih'in, bu hayattaki tek gayesi barış'ın her anlamda gözde öğrencisi olmaktı. bu kurgudaki karakterlerin, gerçek kişi ve kurumlarla ilgisi yoktur. tamamen hayal ürünüdür.