Üvey Teyzem (TAMAMLANDI)

Bölüm 61

Güldüm ve omuzuyla boynunun birleşim yerini ısırdım, bu da nefesinin kesilmesine ve ürpermesine neden oldu. "Evet, yeğenini baştan çıkaran ve onu kendi mutlak mükemmelliğine umutsuzca aşık eden zavallı masum trajik ve acı hikayesi."

Bana döndü, bana sarılırken bedeni benimkine bastırdı, gözlerimin içine baktı, gözleri bana duyduğu mutlak sevgiyle parlıyordu. "Doğru. Seni gördüğüm anda, hiç düşünmeden birbirimizi bulacağımızı umdum. Her ne kadar aktif olarak seni baştan çıkarmaya çalışmasam da, olan biteni durdurmak için hiçbir şey yapmadım. Sana karşı şaşkın, çaresizdim. O gelgit dalgası tarafından sürüklenmek çok heyecan vericiydi."

Onu kendime çekip derinden öptüm. Aliye öpücüğümün içinde eridi, vücudu benimkiyle şekillendi. Onun karşımda olduğunu hissettiğim mükemmellik ve bütünlüktü ve artık başka türlü yaşamayı hayal edemiyordum. Keşke makul bir cevap olsaydı.

Aklımı okuyor gibiydi. "Ya... ya hamile kalırsam?"

Kaşlarımı kaldırarak ona baktım. "Sanırım cehennemde birlikte olurduk, ailemin bizi öldürdükten sonra çocuğumuzu büyütmesini izlerdik."

İçini çekerek alnını göğsüme bastırdı. "Biliyorum, biliyorum, ne kadar çılgınca olursa olsun mümkün olan her çözümü düşünmeye çalışıyorum. Ancak her biri ailemin yok olmasına yol açıyor. Bu konuda hiçbir şey herkes için adil değil. Ne yapsak bu Mürsel ve Yaren'e zararlı olur. Fransa'ya ya da başka bir yere taşınsak bile bu yine de birlikteliğimiz onları mahvederdi."

Onunla birlikte zümrüt yeşili çimenlerin üzerine uzandım ve sarılıp öpüşerek, birbirimize ne kadar aşık olduğumuzu mırıldanarak bir süreliğine sorunlarımızı unuttuk. Sonunda bacaklarımın arasına kaydı ve ağzına almadan önce göğüsleriyle kamama masaj yaptı ve beni sertçe emdi. Daha sonra yüzükoyun yattı ve o bacaklarını ayırırken ben de onun üzerine çıktım.

Ben onun derinliklerine doğru kayarken birlikte inledik. Aliye ne kadar enerjik ve iddialı bir kız olsa da, vücudumun onu sarmasını, korumasını ve ona hükmetmesini seviyordu ve hatta arzuluyordu. Bunu yaptığım için mutluydum.

Bir süre onu pompaladım, kötü bir şekilde gülümsemeden ve diz çökmeden önce zevkle inlemesine neden oldum. Bu durumundan kurtulma şansı bulamadan önce kalçasının yanaklarını ayırdım ve horoz başımı rozetine doğru ittim. Kamamı içine ittiğimde nefesi kesildi ve bir anlığına kaskatı kesildi.

"Gnnnnn, ahhh yeğenim..." diye hırıldadı, sonunda tamamen onun arkasına girdiğimde kaslarını kamama kenetledi. "Biliyorsun arkamdaki kamanı seviyorum."

İleri uzanıp onun göğüslerini tuttum ve kucağımda oturma pozisyonuna çektim, zonklayan kamamı sapladım. Yüksek sesle inledi ve yukarı aşağı hareket etmeye başladı. Başını bana çevirdi ve açlıkla öpüştük. Sorunlarımız sanki bin ışık yılı uzaktaydı.

Aliye gergin bir şekilde tısladı ve kıvrandı. Ben hâlâ onun içindeyken, yorgun bir şekilde düşene kadar karşılıklı hamleler yaptık, sarsıldık ve kıvrandık.

Orada ne kadar yattığımızı bilmiyorum ama kendimize geldiğimizde güneş oldukça batıya doğru ilerlemişti. Bana sarılmak için döndü, gözlerimin derinliklerine baktı ve elimi kalbinin üzerine bastırdı.

"Seni çok seviyorum" diye fısıldadı, sesi derin duygularla ve yadsınamaz gerçeklerle doluydu. "Aşkın her anlamıyla seninim Ali. Bu kaçınılmazdı."

Safir gözlerine baktım ve başımı salladım. "Bu sorunumuzu daha da kötüleştiriyor ama umurumda değil Aliye. Seninle evlenmek istiyorum. Benimle evlenmeni istiyorum. Aptalca ama şu anda benim için önemli olan tek şey bu."