8

3K 121 45
                                    

Şaka yaptığını söylemesini istiyordu. Daha doğrusu buna ihtiyacı vardı. Ama Bilge normal bir şey söylemiş gibi yüzüne bakıyordu.

Onca sene kadının peşindeydi nasıl öğrenememişti evli olduğunu? Öyle olduğunu bilseydi kendini çoktan geri çekerdi.

"Neden... Neden söylemedin?" Diye fısıldarken gözleri bulanıklaşmıştı.

"Nasıl yani? 5 senedir bana aşık olduğunu söylüyorsun ama evli olduğumu bilmiyor muydun Damla? Yeme beni." Demişti gülerek. Bu kadarı da yüzsüzlüktü artık. O asla yuva yıkan ya da ikinci kadın olmazdı.

"Bilseydim asla bunlar olmazdı."

Bilge sadece gülmüştü.

"Abartma, iki seviştik diye sevgilim gibi davranmana gerek yok Damla."

Gözlerini kapattı ama ağlamamak için. Ve tabi ki dilinin ucuna gelen küfürü yutmak için. İsterse ülkeden sürdürsün ama buna devam edemezdi.

Gözlerini açtığında Bilge odada değildi. Hemen banyoya gidip kısa bir duş aldı ve eşyalarını toparlamaya başladı. Madem kocacığı geliyordu evde durmasının bir anlamı yoktu.

Valiziyle birlikte aşağı indiğinde Bilge'yi elinde kahveyle mutfaktan çıkarken görmüştü.

"Nereye bu saatte? Sana hemen git demedim."

"Eylül geliyor almaya. Zaten aklı kalmıştı ne kadar erken gidersem o kadar iyi bu evden."

Bilge omuzlarını silkip kahvesini yudumladı ve yanından gitti. Damla arkasına döndü ve güzelce hareket çekti, keşke görseydi dedi içinden.

Bahçe kapısının dışına çıktı ve evin biraz aşağısında kaldırıma oturup ağlamaya başladı. Şimdi anlamıştı işte. İstediğini alana kadar söylememişti evli olduğunu Bilge! Resmen kullanmıştı.

Ama etrafında o kadar kadın varken sıradan bir öğrencisini neden istesin ki?

Eylül'ü aramıştı ve neyse ki açmıştı kız. Saat biraz geç olmuştu ve uyumuş olabileceğinden korkmuştu.

"Efendim kanka?"

"Eylül... Beni alır mısın?"

Hışırtı seslerini duyduğunda yataktan kalktığını anladı ve vicdanı sızladı.

"Damla her şey yolunda mı? Bu saatte?"

"Gelince anlatacağım. Ama Eylül. Bir süre sizde kalsam olur mu?"

"Saçmalama Damla ben sana en başından beri söylüyorum. Hemen geliyorum bekle."

Kendi salaklığına ağlarken zaman geçmişti ve bir kaç dakika sonra bir araba sert fren yaparak önünde durmuştu. İçinden inen Eylül'ü görünce ayağa kalktı ve koşarak gidip sarıldı. Gözyaşlarını biraz da onun omuzlarında akıttı.

"Damla gidip öldüreceğim o kadını! Bu halin ne!"

"Sakın! Sandığın gibi bir şey yok. Lütfen gidelim."

Eğer şu an Eylül'e söylerse gerçekten de gidip Bilge'yle kavga edebilirdi. Hem fiziksel hem de sözel.

"En başından bende kalacaktın. Aşkın uğruna gittin evinde kaldın onun. Ama ne hikmetse ne zaman görsem bok gibisin Damla."

Eylül haklıydı haklı olmasına ama bilmediği şeyler vardı. Sessizce Bilge'ye saydırmasını dinledi ta ki eve girene kadar.

"Annemler evde değil yarın gelecekler. Yoksa gecenin bu saatinde perişan halde geldiğini görseydi annem gidip pataklardı o kadını."

ASİ (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin