Bu hayatta her şeyin olabileceğini artık kavramıştı, Bilge sayesinde.
Neredeyse 1 haftadır öyle trip atıyordu ki bazen çıldırma raddesine geliyordu. Gerçi bu kadar uzamasında kendinin de suçu yok değildi.
Gözlerini dışarıdan alıp kısa bir süreliğine Bilge'ye çevirdiğinde yine kendini tutamayıp gülmeye başlamıştı. Bilge gayet ciddi bir şekilde sevgilisini uyarsa da, Damla'nın uslanacağı yoktu.
"Damla yeter artık. Senin yüzünden kelepçe fobim başladı!"
Sessiz gülüşü kahkahaya dönerken teselli etmek istercesine elini sevgilisinin baldırına koydu, okşamaya başladı.
"Ama o suratının halini ben nasıl çekmem ya? Odamıza asardık çerçeveletip."
"Yok canım, ben okuldaki odama asardım. Gelen geçene anlatırdım iyi bir anı olurdu."
Bilge'nin ters ters baktığını görünce gülmeyi bırakmıştı, bu kadar dalga geçmek yeterliydi. Şimdi çok önemli bir görevleri vardı ona odaklanmalıydılar, yoksa Eylül canlarına okurdu.
"Buradan değil ileriden döneceksin bitanem."
"Sen daha önce geldin mi buraya?"
"Hayır, ama Eylül'ün attığı konuma göre söylüyorum."
Her nasıl olduysa Atlas, Eylül'ü evliliğe ikna etmişti ve şimdi Ağustos sonunda yapılacak olan düğün için fıldır fıldır gelinlik arıyorlardı. Herkes bu fikre sevinirken Gökçe her zamanki gibi pürüz çıkarmayı görev edinmişti kendine.
'Benim kurt bakışlımı kandırıp kötü emellerine mi alet ettin yoksa'
İlk evleneceklerini söylediklerinde bir köşeye çekip bunu söylemişti ve Eylül utancından neredeyse yerin dibine girmişti. Sadece Atlas'tan ayrı kalmak istemediği için bunu kabul etmişti, o da ailesinden ve arkadaşlarından ayrılıp başka bir ülkeye gitmeye meraklı değildi.
Her ne kadar inkar etseler de Gökçe sürekli şüpheli şüpheli bakıyordu ikisine. Doğa Gökçe'yi dizginlemeye çalışsa da bir yere kadar başarabiliyordu.
Halbuki bilse Gökçe öpüşmekten bile çekindiğini kızın?
Bilge Damla'nın söylediği yerden değil de diğer taraftan sapınca lafını esirgemedi.
"Sen beni değil de navigasyondaki kadını mı dinliyorsun Bilge?"
Zavallı kadın Damla'nın neye kızdığını bile anlamadan, tüm gün yiyeceği tribe hazırladı kendini. Çünkü sıranın ona geleceğini biliyordu.
"Damla orası daracık sokaktı, nasıl gireyim?"
"Tamam ya ben seni anladım." Deyip arabadan inmeye çalıştı ama birden sırtını koltuğa yapışmış halde buldu. Burnunun dibinde Bilge'nin manalı manalı bakan gözleri ve yalayıp ıslattığı dudakları da belirince neye kızdığını bile unutmuştu.
"Sen bana trip mi atıyorsun?" Diye mırıldanırken yüzüne vuran tatlı nefesi dikkatini dağıtmakta yeterliydi. Kim ne atıyordu, aklından çıkmıştı. Tek düşünebildiği ve istediği o dudaklara kavuşabilmekti.
"Ne yapıyorum?" Derken titrek bir nefes aldı, kadının verdiği nefesi içine zevkle çekerken. Bilge üzerinde bıraktığı etkinin gayet farkındaydı ve bunu kullanmaktan gocunmuyordu. Dudağının kenarındaki hafif gülüşü bunu doğruluyordu.
"Beni delirtiyorsun Damla." Derken biraz daha uzanmış ve sadece dudaklarına dokunmuştu. Damla ellerini uzatıp Bilge'nin kollarına koydu ama hayalinde çoktan kadını soymuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASİ (GxG)
Romance"Uslu durmazsan cezanı çekersin." ~ Uyarı: Hikaye cinsel içerik ağırlıklı olacaktır. Bazen rahatsız edici sahneler de olabilir, 'ya çok tatlılar' dediğiniz güzel anlar da.