15

917 66 189
                                    

Sana kavuşabilmem için illa ki kollarında mı ölmem lazım?

~

"Günlerdir bir pornonun içinde yaşıyormuş gibiyim."

Bilge'nin işi başından aşkın olduğu için ve daha çok sınav sorularını hazırladığı için Damla bir iki günlüğüne Eylül'de kalmak istediğini söylemişti. Bilge hemen onaylamıştı bunu çünkü kız evdeyken sevişmekten başka bir şey düşünemiyordu.

Atlas içmek üzere olduğu çayı ağzına götüremedi gülmekten kızın cümlesiyle.

"Atlas gülün diye söylemedim, bu bir yardım çağrısıdır. Yardıma ihtiyacım var."

"Bilge'nin yemeklerine şap atabilirsin. " diye önermişti Eylül. Onun dışında bu olaya sevinecek başka bir insan olamazdı zaten.

"Sağ ol Eylül'üm ama kıyamam ona. Ya tamamen kesilirse, ay allah korusun."

"Nasreddin hoca misali insan bindiği dalı keser mi ya?"

Sadece Bilge'nin gün aşırı aniden gelen sevişme ataklarına artık yetemediğini hissediyordu ve aralarındaki ilişkiyi bilen biriyle paylaşmak istemişti. Böylesine dalga geçeceklerini bilse hayatta anlatmazdı ama.

"Acaba yetemediğimden mi sürekli istiyor?" Dediğinde Atlas yine gülme krizine girmişti.

"Sen neden gülüp duruyorsun akşamdan beri küçük enişte?"

"Kadın sana sırılsıklam aşık ama tam bir süzme salak. Ona gülüyorum."

Böyle bir şeyin ihtimali bile Damla'yı dünyanın en mutlu insanı etmeye yeterdi.

"Saçmalama Atlas. Aşık falan değil sadece değer veriyor."

"Köpek balıklı bardağıma da değer veriyorum ama onunla sevişmek istemiyorum."

"Senin yapacağın benzetmeyi sikiyim." demişti Eylül ve çocuğun suratına arkasındaki yastığı fırlatmıştı.

"Böyle aşk dolu sözlerine bayılıyorum." deyip öpücük yollamıştı Eylül'e ve en son Atlas'ın üzerine uçarken görülmüştü. Seslere bakılırsa muhtemelen dayak yiyordu. Kılını bile kıpırdatmadı Damla.

Çok yanlış yere gelmişti anlaşılan fikir almak için. Eylül zaten 0 tecrübeydi kaldı ki bir kadınla olan ilişki için tavsiyede bulunsun. Atlas gülmekten başka bir şey yapmıyordu şu an yediği dayak hariç.

Bilge'ye asla kavuşamayacağını düşünüyordu ama şu anki durumlarından memnundu. Tek sıkıntısı hatta korkusu öyle bir kadına yetememek ve sıkmaktı. O zaman başkasına gitmek isteyecekti ve Damla'nın onu durdurabilmek için elinde hiçbir şey yoktu.

"Çocuklar napıyorsunuz? Hii oğlumu dövüyorlar Doğa yetiş."

Gökçe yanlarına gidip ayırana kadar Eylül ve Atlas gerçekten de boğuşuyordu. Damla'ya göre sevişiyorlardı bu yüzden bozmamıştı.

"Elleme çocukları Gökçe kavga etmiyorlar."

Doğa gülmemeye çalışıyordu ama karısını tanıdığı için sesini çıkaramadı, sessizce olduğu yerde kıvranarak güldü.

"Ay en sevdiğim kaynanam gelmiş çekil sen."

Eylül Gökçe'yi nazikçe itip hiçbir şey yokmuş gibi gelip de Doğa'ya sarılmıştı. Aralarında nasıl bir ilişki vardı henüz daha çözememişti ama Gökçe sanırım Atlas'a biraz fazla bağlıydı.

"Al kıymetli oğlun senin olsun yılan kaynana. Ben Doğa teyzemle alemlere akacağım değil mi?"

"Kız sus gebertir bizi, saklayacaktık hani?"

ASİ (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin