30

944 74 32
                                    

En büyük hırsızlık, birinin hayallerini geleceğini çalmaktır.

~

Gerginlikten bayılacak gibi hissediyordu. Yanında Bilge olmasaydı eğer, gelmeye cesaret edemezdi. Tanıdık toprakları görünce aklına yıllar öncesinde yaşadıkları gelmişti ister istemez.

Aslında hiç gelmek istememişti ama Bilge epey ısrarcı olmuştu gelmesi konusunda. 'Nefret bile etsen son kez gör, pişman olma' demişti.

Abisi yengesini yalnız bırakmak istemediği için gelmemişti. Babası görmek istiyordu ama ne tepki verecekti ne diyecekti bilmiyordu. Yine kavga edeceklerdi muhtemelen, aynı şeyleri yaşamaktan korkuyordu ama olmayacağını bile bile. Yanında Bilge vardı, kimsenin elini sürmesine müsaade etmezdi değil mi?

"İyi yönünden bak, işimiz bitince Kapadokya'yı gezeriz."

Düşüncelerinden sıyrılıp moralini düzeltmeye çalışan sevgilisine döndü ve gülümsedi. Uzanıp vitesteki elini sıktı sadece.

Abisinin adını verdiği hastanenin önünde durduklarında, kalbi korku içerisinde hızla atmaya başlamıştı. Tek göreceği babası değildi. Annesi, belki ablası ve yengesi...

"Çıkalım mı? Bir an önce görüş ve bitsin bence. "

Kadın haklıydı. Arabadan yavaşça indi ve Bilge'nin yanına gelmesini bekledi. İçeri girip yattığı odayı bile o öğrenmişti, ağzını açamıyordu. Geldiğine çoktan pişman olmuştu ama artık dönemezdi.

"Sakin ol sevgilim." Diye mırıldanmıştı Bilge kulağına eğilip.

Odanın önüne gelip, derin bir nefes aldı ve kapıyı tıkladı. İçeri girdiğinde neyle karşılaşacağını bilmemenin gerginliğiyle kapıyı açtı.

Oradaydı, hepsi. Aşırı zayıflamış neredeyse tanınmaz hale gelen babası, yanında oturup uyuklayan annesi, odaya girer girmez kötü kötü bakan yengesi ve uzun süredir görmediği ablası.

Annesi ile göz göze geldiğinde kadının yüzünü ekşitmesi ve gözlerini arkaya döndürmesi, geldiğine çoktan pişman olmasını sağladı. Ama artık onlardan korkmadığını göstermek için güçlü durmak zorundaydı.

"Kalk bey, kız geldi."

Sanki yabancı biriymiş gibi bahsetmesi ağrına gitmişti, her ne kadar nefret etse de. İçindeki küçük Damla halen annesinden bir medet umuyordu. Belki demişti, küçücük bir umut. Düzelmişlerdir demişti ama gördüğü gibi mümkün değildi.

"Damla hoş geldin." Demişti ablası ve hafifçe gülümsemişti. Aslında ablasını çok severdi ama evlendikten sonra hiç konuşmadığı, aramadığı için kızgındı ona. Belli ki o da kabullenmemişti ve tavır almıştı kendince.

"Sağ ol abla." Diye mırıldanıp, gözlerini babasına çevirdi. İfadesizce yüzüne bakıyordu adam, hiçbir duygu kırıntısı yoktu.

Damla içinde bir yerlerde baba sevgisi aradı, ona karşı herhangi bir his. Ama sadece nefret ediyordu ve acıyordu.

Kapı açıldı ve içeri söylene söylene biri girdi. Damla bir an için baktığında ablasının kocasını gördü ve kafasını çevirdi. Evlendikten sonra hiç görmemişti bile adamı.

"Geleceğini düşünmemiştim." Demişti babası.  Cevap vermedi.

"Hangi yüzle geliyorsa, aslan gibi kocam hapis yatıyor bunun yüzünden!"

Sinirlenmemeye yemin etmiş falan değildi, sinirle yengesine döndü.

"Hangi aslan kocan? İki kadına saldırmaya çalışan mı?"

ASİ (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin