13

1.6K 80 44
                                    

"Damla."

Ilık ılık esen rüzgarın uçuşturduğu saçlarını seyrediyordu kadının. Arkasına dönüp de o göz alıcı gülümsemesini bahşedince dünyalar onun olmuştu.

Ağzının hareket ettiğini göremiyordu ama kadın sanki kendine sesleniyordu. Elini uzattı ona dokunabilmek için ama giderek uzaklaşıyordu Bilge sanki.

"Bilge!"

"Damla uyansana!"

Omzunda hissettiği ağırlıkla gözlerini zorla açtı. Aşık olduğu maviler dibindeydi, ama sadece bir tanesi yarım açıktı.

"Eylül'ün başına bir şey geldi sanırım, beni 46 kere aramış."

Bilge'nin cümlesiyle uyku falan kalmamıştı hemen yerinden doğrulup telefonunu eline aldı ama kapanmıştı.

"Allah kahretsin şarjı bitmiş."

"Ben aradım ama açmadı, istersen bir de sen dene."

Bilge telefonunu uzattığında kaptı elinden ve arkadaşını geri aradı.
O sırada Bilge yataktan kalkmıştı ve çırılçıplak bir şekilde önünden geçip banyoya girmişti.

"Damla nerede Bilge? Yemin ederim seni si-"

"Eylül benim." Demişti kızın cümlesini yarıda keserek. O sırada Bilge aynı şekilde yanına gelip telefonunu almış ve şarja takmıştı.

Ne kadar da düşünceli...

"Kanka neredesin? Akşamdan beri arıyorum telefonun kapalı."

"Şarjım bitmiş Eylül, yeni taktık şimdi. Kusura bakma."

"Sen Bilge'ye her gittiğinde aklıma kötü şeyler geliyor Damla. Ulaşamayınca sana sinirlenip bir şey yaptı sandım."

Gerçekten Eylül'ün Bilge'ye olan güveni gözlerini yaşartıyordu. İşin aksi ev o kadar sessizdi ki Bilge kızın söylediği her şeyi duymuştu. Ters ters bakmaya başladı ama bir şey demedi.

"Eylül'cüm duyuyor seni." Dedi gülmeye çalışarak Bilge'ye. Sinirlenmesinde problem yoktu gönlünü alırdı, yolunu öğrenmişti nasıl olsa.

"E duysun diye bağırarak konuşuyorum zaten. Anladı o beni."

Bilge elini uzattığında sorgulamadan telefonu avucuna bıraktı. Kırmızıya basıp yanına koyduğunda hayretle izledi kadını.

"Ne yaptın? Delirecek."

"Delirsin, müstahak ona. Her şeye burnunu sokmaması gerektiğini öğrenmeli."

Sanki şu ana değil de daha öncesinden kızgın gibiydi. Aralarında Damla'nın bilmediği bir şey mi olmuştu?

"Uykum kaçtı. Sevişelim mi?" Dediğinde Bilge damdan düşer gibi seslice yutkundu. Gözleri önüne cesurca serdiği çıplak bedenine hayır demek hakaretti ama öyle yorgundu ki...

"Şey... Emin ol seni reddedeceğime kafamı yararım daha iyi ama bu seferlik beni azad etsen?"

Bilge bir kaç saniye düşünüp kızın üzerine gelmeye başlamıştı.

"Çekiniyor musun yoksa?" Derken dudaklarına yerleşen haylaz gülüşü çoktan Damla'nın kararını değiştirmişti.

"Hayır sadece... Biraz ağrım var." Dediğinde Bilge'nin yüzünün ani değişimini gördü.

"Neden söylemiyorsun Damla, ben de baştan çıkarmaya çalışıyorum mal gibi. Ne zamandan beri var?"

Böyle sanki aşıkmış gibi umursaması öyle duygulandırıyordu ki Damla'yı. Farkında olmadan gözleri yaşarmıştı. Bilge onu umursuyordu elbette, bunun için illa ki aşka gerek var mıydı?

ASİ (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin