20

924 71 169
                                    

"Senden böyle bir şey istediğim için özür dilerim."

Elindeki kahveden gözlerini alıp kadının mavi gözlerine kısa bir bakış attı.

"Ama biliyorum ki onu hemen salacaklar ve tekrar gelip Bilge'ye zarar vermeye kalkışacak. Yemin ederim başka çare gelseydi aklıma-"

"Damla."

Ürkek bir şekilde tekrar baktı kadına.

"Biz bu yola girerken çoktan karşılaşacağımız zorlukları göz önüne almış oluyoruz. Ama birbirimize yardımcı olmazsak, benim vicdanım rahat etmez. "

Kadın bu şekilde konuşunca mutlu olmuştu, kabul edeceğinin sinyallerini veriyordu.

"Babam eskisi gibi güçlü değil ne yazık ki. Yani fiziksel olarak ama halen sözü geçiyor. Sen sadece isim ver ve gerisini düşünme bile."

Bir an düşündü sadece. Yaptığının yanlış olup olmadığını sorguladı. Sonuçta abisiydi her ne kadar nefret etse de. Ama bir kez daha zarar verebilme ihtimalini düşünmek bile istemiyordu. Nasıl bir tip olduğunu biliyordu asla rahat durmazdı.

"Teşekkür ederim Gökçe teyze. Sana da teyze demek biraz hakaret gibi ama." dediğinde kadın gözlerini kısarak gülmüştü.

"Abla diyebilirsin. Ya da direk adımla hitap et önemli değil. Nereden aklına geldi ama şaşırdım?"

"Tanışma hikayenizi anlatırken seni şikayet eden adamı babanın yok ettiğini söylemiştin. O kadar çaresiz kaldım ki korkudan..."

"Sen merak etme. Hallederiz." deyip göz kırpmıştı.

"Ama çocukları var... Yani gidip de öldürmezler değil mi?"

Gökçe masasına kollarını yaslayıp kıza doğru eğildi. Yüzünde oldukça ciddi ve bir ifade vardı.

"Sen merak etme onlar gereken neyse onu yapar. Düşünme bile."

"Gerçekten çok teşekkür ederim. Sana karşılığını verebilmek isterdim ama..."

"Sadece... aşkına sahip çık. Bilge'ye sahip çık ve birbirinizi çok sevin. Bu yeterli."

Utanmasa kalkıp kadına sarılacak ve ağlayacaktı ama tuttu kendini.

Bilge okula gitmek istediğinde onu bırakıp hemen Gökçe'nin yanına gelmişti. O yüzden daha fazla oyalanmadan yanına gitmesi lazımdı.

Eylül'e göz kulak olmasını söylemişti ama Eylül kadından köşe bucak kaçarken bunun nasıl olacağını sormuştu.

"O boku yemeden düşünseydin." demişti Damla da.

Okula geldiğinde ilk önce Bilge'nin odasına uğradı ama orada değildi. Hiçbir şey bilmeden nereye gitmiş olabilirdi ki? Hemen Eylül'ü aramıştı ama kız meşgule atmıştı. Bilge'yi arayacaktı ki telefonuna gelen mesajı gördü.

"Damla dersteyiz Bilge de burada."

Bilge gidip öğrenci gibi ders mi dinliyordu? Düşününce mantıklı geldi belki faydalı olabilirdi. Onun ders verdiği sınıfa geldiğinde kapının arkasından sesini duydu. Neden Bilge konuşuyordu? Bir dakika...

Kapıyı çaldı ve cevap beklemeden kendini içeri attı.

Gözlerine inanamıyordu.

Bilge masanın üzerine oturmuştu ve tahtaya bakılırsa ders anlatıyordu?

"Bilge?" dedi şaşkınlıkla, hocam demeyi unutmuştu böyle bir durumda aklına gelecek son şeydi elbette.

"Bitti mi işin? Geçebilirsin." deyip elini uzatınca ağır adımlarla sınıfın içerisinde yürümeye başladı. Eylül ön tarafta oturuyordu ve yanında Samet vardı.

ASİ (GxG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin