Fotoğrafta bizimkiler var. Savaş o nasıl bakıştır yavrum, bugünde düştük... yalnız şaka bir yana Savaş'ın yanakları tam allık sürmelik değil mi fghjkkjh
Duman - Aman Aman
Herkes bir Savaş'a bir elindeki çiçek ve çikolataya bakarken kimseden çıt çıkmıyordu. Ortamda ölüm sessizliği varken abim hızla bana döndü. Ama yüzümde muhtemelen gördüğü şaşkınlıkla haberim olmadığını anlayıp hızla çatık kaşlarıyla Savaş'a döndü.
"Oğlum geçsene içeri, kaldın orada mum gibi." Annemin Savaş'a doğru ilerleyip içeri almasıyla girişte şaşkınca bakma olayımız kaldığı yerden devam etmişti. Savaş elindekileri bana doğru uzattığında şaşkınlıkla aldım.
"Çiçekler eniştemden, çikolata benden. Afiyet olsun." diyen Savaş'la rahat bir nefes verdiğimde abim hala ikna olmadığı için gözlerini Savaş'tan ayırmıyordu. "Evet, ilk defa Gülhan'la geldiğimiz için çiçeksiz olmaz dedik, tatlı da kayınçomdan."
"Ala ala çikolata mı aldın beyinsiz herif? Baklava neyine yetmedi?" Hemen dibimde abimin homurdanmasıyla istemsizce kıkırdadım.
Gülhan ablanın eşi, Savaş'ı kurtarma bahanesiyle araya girdiğinde abim biraz daha ikna olmuş gibiydi. Abim Murat'ı kolunun altına alıp salona girdiğinde Savaş da eniştesiyle içeri girmişti. Girmeden önce bana bakıp göz kırpmayı da ihmal etmemişti.
Yeşim ve ne ara kucağına bırakılan Ayşegül'le girişte hala kucağımda kalan çiçek ve çikolatayla kalırken, Yeşim ve Ayşegül bana gülmeye başlamıştı. "Gülmeyin ya, gerçek sandım." Bir an gerçekten kız istemeye geldiklerini düşümüştüm.
"Biliyorum, hepsi videoya alındı." Kötü kötü ona bakmaya başladığımda Ayşegül halime daha da gülmeye başlamış ve kollarını bana uzatmıştı. 2 yaşındaki bebek bile halimi anlayıp gülüyordu ya.
"Gel bakalım Ayşegül, biz seninle çiçekleri suya koyalım." Ayşegül zaten dünden razı olduğu için kollarını bana uzatıp kucağımda yerini aldığında rotamı mutfağa çevirdim. Çiçekleri halledip Yeşim'e döndüğümde hala bana bakarak sırıttığını görmüştüm.
"Sırıtma şöyle, çakacağım suratına bir tane ha!"
Bu dediğimle ağzına yalancı bir fermuar çekip yanımda yürümeye devam etti. Salondan içeri Ayşegül'le girmemizle tüm gözler bize çevrilirken abimin yanındaki boşluğa geçtim. Yeşim de anında yanıma yerleşirken Ayşegül, kucağımda debelenmeye başlamıştı.
"Yerinde dur teyzecim, Mehir ablayı rahatsız etme."
Ayşegül, dediğiyle başını göğsüme yaslayıp elimi tutamaya devam ederken karşı koltukta oturan dayısına histerik bir gülüş sergiledi. Savaş da anında yeğenine bakıp gülümserken benimle göz göze geldi.
Ama bakışmamız abimin hafif öksürmesiyle son bulmuştu. "Nasılsın Mehir kızım?" Fidan Teyze'nin sorusuyla ona dönüp gülümseyerek cevapladım. "İyiyim Fidan Teyze, sen nasılsın?"
Fidan Teyze, sorumu cevaplamış ve aynı soru hizasını Gülhan Abla ve Servet Amca'yla yaşamış ve tekrar kucağımdaki güzelliğe dönmüştüm.
"İstersen bana ver güzelim Ayşegül'ü," Gülhan Abla'ya dönüp onu reddettiğimde o da onaylayıp sohbete dahil olmuştu.
Kısa süre sonra kısa sohbetleri bitmiş ve masaya geçmiştik. Ama abim masada bile yakamı bırakmamış ve hemen yanına oturtmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞU KIZI | Texting
Teen FictionYan blok komşusunun geceleri oynadığı oyunlara kendini çok kaptırmasından şikayetçi olan Mehir, komşusuna uyarı mahiyetinde mesaj atar. Arkadaşla iletişime geçtikten sonra artık yapacağı tek bir şey vardır: O da uykusuz geçirttiği günlerin hesabını...