Savaş: Günaydın
Savaş: Nasılsın?
Mehir: İyi sen?
Savaş: İyiyim bende
Savaş: Rahat uyudun mu?
Mehir: Hayır boğazım ağrıyordu uyuyamadım (bu mesaj gönderilmedi)
Mehir: Eh işte
Savaş: Seni dün gördüm
Savaş: Akşam eve geliyordun
Savaş: Saat sekiz buçuk civarı
Mehir: Evet dershaneden geliyordum
Savaş: Dersler o kadar uzun sürüyor mu?
Mehir: Akşam etütüne kalıyorum
Savaş: Sormak istemiyorum ama seni daha fazla kırmamak için sormak zorundayım
Mehir: Sen sormadan anlatayım
Mehir: Bir buçuk seneye yakın okula gidemedim
Mehir: Ortaokulda bir hastalığa yakalandım ve hayatımdan iki senemi çaldı
Mehir: Şimdi de bir sene daha kaybetmemek için aynı anda okul ve dershaneyi beraber halletmeye çalışıyorum
Mehir: Akşamları dershane gündüz okul
Mehir: Zaten okul hastalığımı bildiği için biraz tolerans gösteriyor
Mehir: Durum bundan ibaret
Savaş: Anladım
Savaş: Ben tekrardan özür dilerim
Savaş: Bilmiyordum bilsem valla söylemezdim öyle
Savaş: Ben şakasına demiştim
Savaş: Demez olaydım
Savaş: Yüz bin kere özür dilerim
Mehir: Tamam ya yeter
Mehir: Sen kapını açsana
Savaş: Hangi kapı?
Mehir: Ay hangi kapı olacak Topkapı
Mehir: Nfghjklkjhg
Savaş: Ne?
Mehir: Espri yaptım gülmen gerek
Savaş: Haa nsndjdbdbd
Savaş: Ee yoksun kapıda
Mehir: Hangi kapının önüne gittin?
Savaş: Odamdaki balkonun
Mehir: Dış kapıdan bahsediyordum
Mehir: Ne alaka o kapı?
Savaş: Ne bileyim dedim belki pufa bakmaya gelirsin
Mehir: Hayır orada değilim
Savaş: Şimdi dış kapının önündesin öyle mi?
Mehir: Evet Savaş ağaç ettin beni
Mehir: Açın artık şu kapıyı
Savaş: Tamam tamam geldim
Ona biraz kırgındım. Ama kırgın olma hakkım olup olmadığını bilmiyordum. Birkaç gündür konuşuyorduk ama bu arkadaşlıktan öte değildi. Ama geçen gece söylediğine kırılmıştım. Ama bir yandan da alışmıştım bu duruma.
Ortaokuldayken kanser olduğumu öğrendiğimde dünyam başıma yıkılmıştı. Hâlâ bedenimde izleri taşımam da cabasıydı. Hâlâ bazen konuşurken sesim hırıltılı çıkıyordu. Evet, gırtlak kanseriydim.
Hayatımdan iki senemi ve yaşama hevesimi çalan hastalık kanserdi.
Uzun bir süre tedavi görmüştüm. Sonuç işe yaramıştı ama arada yine baş gösteriyordu. Sonuçta kanserdi bu. Tamamen çözümü yoktu.
Elimde tuttuğum tabaktaki böreklere kısa bir bakış attım. Annem tabağın Fidan teyzelere gideceğini söyleyince başta hayır demiştim. Fakat ultra tembel kardeşim Murat, camış gibi yayıldığı koltuktan kalkmamış ve mecbur ben götürmek zorunda kalmıştım.
Yolda ise ondan mesaj gelince salak gibi kapı eşiğinde durup onunla konuşmuştum. Şimdi ise onunla ilk defa yüz yüze konuşacaktım. Kız kardeşi Yeşim ile zaten tanışmıştım. Fidan teyze desen kadın her perşembe bizdeydi.
Mesajıma geliyorum yazdıktan sonra telefonu arka cebime attım ve yere koyduğum tabağı elime aldım.
Tamam canım, verir kaçarım direkt. Sanki ne olacak...
Çok geçmeden kapı açıldı ve Savaş olduğunu tahmin ettiğim kişi karşımda belirdi. "Hoş geldin."
Başımla selamına karşılık verdim. Fazla yüz vermeye gerek yoktu. Sonuçta kırgındık.
"Annem gönderdi. Afiyet olsun." dedim ve tabağı eline bıraktım.
"Teşekkür ederiz." dedi çekinerek.
Tam arkamı dönüp adımlayacakken adım dudaklarından döküldü.
"Mehir,"
"Efendim?" dedim yüzümü ona doğru çevirirken.
"İçeri gelsene." Utana çekine söylemişti.
Kararsızdım fakat kırgınlığım ağır basıyordu. Küçüklüğümden beri sürekli zorbalığa uğrayan bir çocuk olmuştum. Ama özellikle kanser tanısı konulduğunda bu söylemler daha çok artmıştı. Bilinçli olunması gereken bir konuda böyle davranmak hiç adil ve insanlığa sığmıyordu.
"Yok teşekkür ederim. Hazırlanıp çıkmam gerekiyor."
"Dershaneye mi?"
Anlaşılan ona yazdığım akşamları dershaneye gittiğimi unutmamıştı. "Evet."
"Eğer," diyerek söze girdi. Ama devamını getirme konusunda çok tereddütlüydü. "Eğer matematikte veya sayısal derslerde yardıma ihtiyacın olursa yardım edebilirim. Çekinmeden sorabilirsin."
"Teşekkür ederim ama kalsın." Bu konuda nettim. Ona bu şekil yarım yamalak anlatmam bile benim için ızdıraptı. Tekrar o günleri hatırlamak... Tekrar o acıyla o korkuyla burun buruna yaşayacağını düşünmek akıl işi değildi.
"Peki o zaman görüşürüz." dedi tebessüm ederek.
Başımla cevap vermekle yetindim. Merdivenlerden aşağı inip kapıyı açmaya çalıştım fakat zaten açık olan kapı benim dokunmamla kapandı. Yukarıda kapı kapanma sesini duyan Savaş ise bir şeyler mırıldamaya başladı. Bu cümleler...
Kafasına vurup bildiğin kendine sövüyordu.
Sanırım fazlasıyla pişmandı onları söylerken. Ama bu benim geçmişimi hatırlamama engel olmuyordu.
Bazı şeyler söylendikten sonra iş işten geçmiştir...
Instagram: venusunmavisi

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞU KIZI | Texting
Ficțiune adolescențiYan blok komşusunun geceleri oynadığı oyunlara kendini çok kaptırmasından şikayetçi olan Mehir, komşusuna uyarı mahiyetinde mesaj atar. Arkadaşla iletişime geçtikten sonra artık yapacağı tek bir şey vardır: O da uykusuz geçirttiği günlerin hesabını...