Fotoğrafta Savaş var ❤
Melike Şahin - Sevmek Suçsa Suçluyum
Eteğimizdeki taşlardan kurtulduğumuz ama abimle benim hala topun ağzında olduğumuz bir günün akşamında sessizce yemek yiyorduk. Sofrada çatal bıçak sesinden başka ses çıkmıyordu. Murat bile şaklabanlık yapmıyordu, ortam her zamankinden daha ciddiydi.
Abimse benim aksine kafaya takmayarak yemeğini yemeye devam ediyordu. Nasıl böyle kalabiliyordu bilmiyorum ama kesinlikle ondan öğrenmem gereken şeyler vardı. Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu ya da rahat rolünü nasıl bu kadar iyi oynuyordu?
"Ee ne zaman geliyor Savaş efendi?" diye soran babamla bakışlarımı tabağımdan çekip babama döndüm. Tabağından bakışlarını ayırmadan sormuştu. "Ha kızım?"
"Kesin gelsin yani?" diye sordum. Şahsen o sinirinden sonra şaka falan yapıyor sanmıştım. İlk defa bu kadar sinirli görmüştüm babamı. "Evet kızım, bunun şakası mı olur? Niyeti ciddi değilse, oyun oynuyorsanız-..."
"Hayır baba, oyun falan yok." dedim sözünü keserek. Bir anda parlamıştım. "Ben seni o kadar sinirli görünce ciddi değilsin sanmıştım ama çağır dersen söylerim, gelir."
Çatalını tabağına koydu ve bana döndü. "Gel bakalım kızım, seninle biraz konuşalım." Onay beklemeden ayağa kalkıp elini uzattı bana. Yerimden kalkıp elini tuttum.
Mutfağa geçtiğimizde eliyle bir sandalye çekip oturdu. Karşısındaki sandalyeyi de işaret ederek oturmamı kast ettiğinde yavaşça gösterdiği yere oturdum.
"Böyle çekinmeni hatta benden korkmana sebep olduğum için üzgünüm, özür dilerim Mehir." dedi sakin sesiyle. Anında gülümsediğimde devam etmişti konuşmasına. "Evet, belki fazla tepki gösterdim. Biraz fazla sinirlendim ama bunların hepsi senin istemeden benim öğrenmemden oldu. Ben isterdim ki, karşıma geçip cesaretle söylemeni. Yani böyle öğrenmek istemezdim."
Hak veriyordum ona. Bende cesaretimi toplayıp ona söylemek isterdim ama anam sağ olsun bir sağar sultan duymadı.
"İnsanız bizde hata yaparız. Baban olarak yaptığım ilk ufak hata da bu olsun. Bence çok görmezsin bunu babana." dedi beklentiyle.
"Görmem baba, bu sorun olacak bir şey değil. Sadece biraz çekiniyorum. Hayatımda ilk defa böyle bir şey yaşıyorum ve anneme de yeni bugün söyledim."
"Abin biliyor ama." dedi alınganlıkla. Güldüm istemsizce. Diyecek bir şey bulamadığımda sessiz kalmayı tercih ettim. Ne diyebilirdim ki, abim nasıl öğrenmişti bilmiyorum ama öğrenmişti.
"Neyse diyeceğim o ki, ben sana güveniyorum kızım. Senin öyle kolay kolay o hergeleyi sevemeyeceğinden de eminim. Benim tek endişem senin bu evden uçup, dizlerimin dibinden ayrılman."
"Güveniyorum baba. O beni sizin gibi yargılamayan, anlamaya çalışan tek kişi."
"Bu yine de onunla evleneceğin anlamına gelmiyor, Mehir." dedi ters bir şekilde. "Baba ne evliliği ya? Bu yaşımızda?"
Babam anında zaferle sırıttı. "Aferin benim güzel kızıma. Bu fikrinden hiç şaşma."
Az önce gerginlikten elim ayağım birbirine girmişken şimdi de kahkaha atıyordum. Yerimden kalkıp babama sıkıca sarıldım. O da kanatlarını etrafıma sarıp saçlarımın üstünü öptü.
"Güzel kızım benim. Büyümüş de aşık olmuş, sıpa seni." dedi gülerek. Ama bu gülüş ona göre acı bir gülüştü. Sanırım her kız babasında bu özellik vardı. Paylaşamamak.
Kolunu omzuma atıp beni de beraberinde yürütürken salona geri döndük. Masadaki yerlerimize geçerken hepsi halimizden dolayı rahat bir nefes vermişti.
"Hallettiniz mi?" diye sordu annem. Babam yanına geçip otururken gülümsedi. "Bir sorun yoktu ki hayatım, sadece dertleştik biraz. İçim yana yana dinlesem de kızımın aşık olduğunu dinledim biraz."
Abimin yanındaki yerime geçip oturdum. Abim anında sırnaşmaya çalışıp beni kendine çektiğinde trip atar gibi kendimi geri çektim. "Çekil seni hain bozuntusu Mirza Tansel kişisi,"
"Mirza Tansel kişisi derken?" dedi abim gülerek. Biz burada trip atalım o gülsün. Yok ya.
"Evet, bir süre gözüme gözükme abi." dedim yemeğime dönerek. Aç kalmıştım yahu. "Neden güzelim?"
"Acaba neden?" dedim ters bir şekilde. "Kız arkadaşın olduğunu neden bu şekil öğrendim abi? Oradan bakılınca çok kötü bir görümce gibi mi görünüyorum?"
"Görümce ne alaka?" dedi abim safça. Daha akrabalık bağlarının adını bilmiyor.
Murat anında büyük bir kahkaha patlattığında annem de onunla beraber gülmüştü. "Abi daha evlensen karının neyi olduğumuzu bilmiyorsun bana gelip ne diyorsun ya?"
"Evlensek ben koca o da karım oluyor işte. Başka bir şeye gerek yok."
"İnanamıyorum abi, bizi akrabalıktan siliyor musun?" dedim büyük bir oyunculukla. "Gör baba gör, söylemediği yetmiyormuş gibi bir de bizi mirastan men eder gibi akrabalıktan men ediyor. Bak demedi demeyin, bu yakında bizi mahkemeye de verir."
Annemler gülerken ben gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Abim bana far görmüş tavşan gibi bakıyordu. Tamam, fazla dizi film izliyordum ama hayatın eğlencesi buydu yani.
"Mehir, abicim sen harcanıyorsun burada. Yazdıralım bir ajansa falan, senaristlikle bayağı köşeyi dönersin."
Bu defa gülmemi tutamazken abim de şaka olduğunu anlamış ve beni kendine çekip saçlarımı karıştırmıştı.
"Kızım, Savaş'ın ailesinin haberi var mı?" Annemin sorusuyla ona döndüm. "Laf arasında biliyorlar demişti ama ciddi mi bilmiyorum."
"O zaman sen sadece onu tek çağır," dedi babam. Onu onaylayıp yemeğimi yemeye devam ettim.
Yemekten sonra annemle sofrayı toplamıştık. Bulaşıkları da hallederken anneme her şeyi anlatmıştım. Benim adıma çok mutlu olduğunu ve Savaş'ı sevdiğini söylemişti. Babamın da onu sevdiğini ve sorun etmeyeceğini söylemişti. Fakat ben bu konuda o kadar emin değildim.
Savaş'ın bana dediği gibi gerçekten herkesin haberi var mıydı emin değildim fakat benim açımdan bilmeyen kimse kalmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOMŞU KIZI | Texting
Teen FictionYan blok komşusunun geceleri oynadığı oyunlara kendini çok kaptırmasından şikayetçi olan Mehir, komşusuna uyarı mahiyetinde mesaj atar. Arkadaşla iletişime geçtikten sonra artık yapacağı tek bir şey vardır: O da uykusuz geçirttiği günlerin hesabını...