"Walter , Bay Walter"
Miskinlerin sahiden çok komik sesleri vardı Walter gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Doğruldu ve "Efendim"
"Merhaba efendim artık Porrima'da sizin rehberiniz ve yardımcınız benim , onur duydum efendim.
Yemek saati geldi eğer bir şeyler yemek isterseniz benimle gelin size yolu göstereceğim"Walter zoraki bir şekilde yattığı yerden doğruldu ve "Sana bir soru sorabilir miyim ? "
"Tabi efendim ne isterseniz"diyerek cansız gözleriyle Walter'a baktı
"Sen de o sinirlenince büyüyenlerden misin ?"
Miskin'in yüzünde küçük bir gülümseme belirdi ve "Hayır efendim henüz usta olamadım"
"A-anladım , bunu duyduğuma sevindim.
Peki sen niye bu kadar büyüksün"
Bu miskin'in boyu Walter'ın dizinin biraz daha üstlerine geliyordu.
"Ben kuzeyliyim efendim kuzeyde çok fazla canlı yaşamaz fakat yaşayanların hepsi olması gerekenden 3 kat daha büyüktür"dedikten sonra eliyle Walter'a kapıyı gösterdi.
Walter kapıya yaklaştı , süslemeli kolu çevirdi ve kapıyı açtığı anda önünde devasa uzunlukta koridor ve koridorun ortasında masa ve sandalyeler duruyordu.
Duvarlarda saniyeler içinde onlarca kapı beliriyor kapılar açılıp içinden insanlar çıktıktan sonra kendiliğinden kapanıp kaybolu veriyorlardı bu şekilde koridorda kısa bir zamanda bir sürü kişi toplanmıştı.
Masalar simsiyah ve parlaktı üstlerine kenarları dantelli beyaz örtüler serilmişti.
"İşte Bay Walter , yemeğinizi her gün odanızın bulunduğu koridorda kurulan masalarda yiyebilirsiniz.
Eğer başka koridorlarda yemeğe oturursanı bir kişi ayakta kalacaktır , masalar her gün koridorda bulunan kişi sayısına göre kurulur efendim"
"Eeee , burda hiç boş yer yok farkındamısın... ismin neydi ?"
"Çenkow"
"Farkındamısın Çenkow? "
"Bizim için iki yer ayrılmıştır Bay Walter , biraz bekleyin"
Çenkow küçük kolunu kaldırarak birini çağırdı.
"Bana seslenirken Bay Walter demene gerek yok Çenkow , Walter demen yeterli"
Ayaklarında kanatlı papuçlar olan uçan bir miskin yanlarına geldi ve hızlı bir şekilde onlara yerlerini gösterdi sonuçta oturtulması gereken bir sürü insan vardı.
Kalabalığı yara yara yerlerine ulaştılar.
"Artık hep burada oturacaksın , unutma" diye hatırlattı Çenkow.
Onaylarcasına kafasını salladı ve ayağında kanatlı papuçlar olan onlarca miskin ellerinde ikişer üçer tuttukları tabakları hızlı bir şekilde masalara bıraktılar.
Walter iştahlı bir şekilde çatalını eline aldı ve bir pastırmaya batırdı tam ağzına götürecekken kafasına bir darbe indi ve sinirli bir şekilde arkasına döndü.Elinde bir kağıt parçasıyla Walter'a bakıyordu
"Merhaba.
Şey , kafana kuş konmuştuda yemeğine düşmesin diye..." Dedi kekeleyerek.
"Ben Edward buda kız kardeşim Olivia yeni misin? " Diye devam etti konuyu değiştirmek için.
Edward'ın iri , kahverengi gözleri vardı , harika bir burna ve ipek gibi bir saça sahipti ama biraz asalak görünümlüydü.
Olivia'nın saçları kestane rengiydi , gözleri yeşil ve beyaz tenliydi , güzel bir kızdı doğrusu."Me-merhaba bende Walter.
Yeniyim ya siz? " Walter çocuğu kız kardeşinin yanında rezil etmemek için bu durumu daha fazla sürdürmemişti , hemen yumuşadı.Olivia tam söze girecekken abisi sözünü kesti ve kendisi cevap verdi.
"Bizde , duyduğuma göre bugün bizi kötü şeyler bekliyorumuş , eeee , arkadaş olursak iyi olur diye düşünmüştüm , babam her zaman birlikten kuvvet doğar derdi ,
Demetrius Ormanına gönderiliceğimizi duydum da."
İri gözlerini daha çok açmış Walter'ın vereceği cevabı bekliyordu.
Walter'ın içinden o harika burna bir tane yumruk atmak gelmişti ama bunu yaparsa Olivia'yı kaybedeceğini düşünerek vazgeçti ve"Orasıda neresi ? "
"Karşıda ki karanlık orman"
"Ne ? daha ilk günden , burada ki herkes çıldırmış olmalı"
"Evet , Bizde öyle düşünmüştük dimi Niki"
Edward eline taktığı kuklayı masanın altından çıkartmış ve sorusunu tekrarlamıştı.
"Evet dostum öyle düşünmüştük" diye cevap vermişti kukla.
Walter gülmemek için kendini zor tutuyordu.
Bir anda önünde ki tabaklar masaların içine bataklığa düşer gibi battı ve kayboldu.
Çenkow "yemek saati bitmiştir" dedi alayla.
Oysa ki Walter daha iki pastırma yiyebilmişti.
"Niki hadi dostum gidelim"
Çorap benzeri bir bezden yapılmış kukla Walter'ın hiç hoşuna gitmemişti gözlerini deli gibi sağa sola oynatıyordu.
Kalktılar , bi anda koridorun dört bir yanında kapılar belirip teker teker açılmaya başladı.
Ama bu kapılar giriş kapısı kadar büyük değildi.
Çenkow cebinden tahta bir kutu çıkarıp içindeki siyah , yuvarlak şeyleri Walter'a uzattı.
"Walter şu şekerlemelerden al ağız kokusunu önler ama sakın
Dur!"
Walter hiç beklemeden bir şekerleme alıp ağzına attı ve hemen çiğnedi.
Kapılara doğru ilerliyorlardı.
"Walter ! Ne yaptın ?"
Walter ne oldu dercesine kafasını iki yana sallıyordu.
"Çiğnememen gerekiyordu"
"Çiğnediysem ne ol..."
Daha lafını bitirmeden Walter'ın karnından gurultular gelmeye başladı , ardından göbeği ve yanakları şişmeye başladı , bir anda kendi bedeninin dört katı kadar olmuştu.
Etrafındaki herkes Walter'a bakıyordu.
"Ne oluyo !!?"
Yanakları o kadar şişmiştiki zor konuşuyordu.
"Gel benimle"
Çenkow Walter'ı elinden tuttu ve sürükleye sürükleye tuvalete götürdü.
Walter kendini aynada gördüğünde gözleri yuvalarından fırlayacak gibi oldu.
Bedeniyle orantılı olarak değişen kalın ve boğuk sesiyle "Çenkow ne oldu bana bir şeyler yap!"
"Tamam tamam dur , burada bir şeyler olacaktı"
Çenkow önlüğünün iç tarafındaki küçük ceplerde bir şeyler arıyordu.
"Buldum ! Al Walter iç bunu"
Walter Çenkow'un elinden iksiri almak için büyük bir çaba harcıyordu boyu çok kısaydı ve o aşırı şişmandı , sonunda aldı ve kafasına dikti.
Karnı yine guruldamaya başladı ardından sancılar... ve normale dönmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kamstrio Anahtarı(4 Dişi Şeytan)
Fantasy5 Kitaptan Oluşan Bir Seridir. 1.Kitap(4 Dişi Şeytan) Yüzyıllar önce başlayan karanlık savaşın kalıntılarını ve kaybettirdiklerini kimsenin görmezden geldiği bir zamanda herşey toz pembeyken özel yüzüğün yerini bulmasıyla unutulan gerçekler tekrar h...