12.Bölüm

78 12 1
                                    

****

Umutsuzluk Walter'a kocaman bir köpeğin küçük bir kediye yaptığı gibi , küçücük bir deliğe sıkıştırmış keyifle ve yavaşca gözünü korkutuyordu çünkü o zayıftı , güvensizdi kendine , aslında, zayıflığı güvensizliğinden geliyordu ama bunu bilmiyordu , diyar onunla birlikteydi ama o bunu bilmiyordu çünkü umutsuzluk onu çoktan pençesine almıştı ve artık her istediğini yapıyordu taki o bunları anlayana kadar.

Walter bu düşüncelere kapılmışken annesi aklına geldi , annesi her zaman kendine sonuna kadar güvenen bir insandı asla ama asla vazgeçmezdi ve her zaman başarılı olurdu , oda öyle yapamaz mıydı ?
Belki başarılı olamazdı ama en azından denemeliydi çünkü o , korkaklardan olmamalıydı...

Tüm gücünü topladı ve ayağa kalktı odasından çıktı.
Koridor her zamanki gibi çok kalabalıktı.
Spiritus Taşıyıcıya girdi ve birinci kata geçti ardından dışarı çıkıp Gorgo'nun yanına gitti.
Gorgo her zamanki gibi kargısına yaslanmış biraz kestiriyordu.
Walter Gorgo'ya yaklaştıkça horloma sesleri dahada net gelmeye başladı kulaklarına.
"Gorgo" dedi Walter , Gorgo duymamış gibiydi horlamaya devam ediyordu.
"Gorgo" bu sefer biraz daha sesli seslenmişti Walter."Savun kendini aciz yaratık , savun dedim !"Gorgo kargısını başının üstünde döndürmüştü.Kargıyı az kalsın Walter'ın kafasına isabet ettiriyordu.
"Gorgo ! Benim Walter"
Gorgo sonunda kendine gelmişti."Walteer! Üzgünüm Walter son günlerde hiç uyuyamıyorum.
Medal Mord her gece mor dumanı kontrol etmem için beni Yasak Orman çevresine gönderiyor , tekrardan özür dilerim Walter."
Biraz duraksadı "Aslında sana bunu söylememem gerekirdi...
Sen yinede duymamış gibi yap olur mu Walter.Sanırım Alien'ı almaya geldin , ben hemen getireyim"
"Teşekkürler Gorgo"
Gorgo tam yer altına inecekken "Gorgo , Alien'ı getiriken Mavi'yide getirebilir misin ?"
Gelen Olivia'ydı.
Gorgo içeri girdiğinde mahsenin duvarlarına ejderhaların parlak ateşleri yansıyordu.
"Olivia mereye gidiyorsun ?"
"Bende aynı şeyi sana soracaktım Walter.
Nereye gidiyorsun ?"
"Medal Mord , mor dumanın ne kadar ilerlediğini öğrenmem için Yasak Orman çevresine bakmamı istedi , ama senin gelmeni istemiyorum Olivia.
Yani...
Bu tehlikeli olabilir."
Olivia gülümsedi."Bazen insanların senden emir aldığını düşünecek kadar küstah oluyorsun Walter" dedi azarlar gibi.
"Küstah ? Yanlış anladın Olivia , ben..."
Bir anda mahsenden Mavi ve Alien itişerek çıkmaya çalıştı.
"O kapı ikiniz için yeterince büyük değil , durun sizi haylaz yaratıklar , durun dedim"
Mavi pullu boynuyla Alien'ın gövdesine bir darbe indirdi ve kazanan o oldu.
Çıktığı gibi hemen uçuverdi , kanatlarıyla Saray'ın kiretlerini dövdü ardından bulutlara doğru uçtu.
Tam bulutların arasında kaybolduğu sırada bir anda ortaya çıktı ve süratle aşağı indi.
Alien yalnızca oturup kafasını yumuşak çimlerr dayamakla yetinmişti.
Olivia Mavi'nın sırtındaki pullara tutundu
"Hadi Walter , hava kararmadan gidelim"
Alien ayağa kalktı , Walter Alien'ın büyük kafasının arkasından çıkan dikenlere tutundu ve iki ejderha çığlıklar atarak Saray'ın bahçesinden çıktı.
Saniyeler içinde bulutların arasına karışmışlardı.
"Olivia bazen ailen , onlar hiç aklıma geliyor mu ? Bu soruyu soruyorum çünkü Porrima bana ailemi unutturdu Olivia bugün ilk defa yalnızca ihtiyacım olduğumda aklıma geldiler halbuki onlar belki de hala benim yasımı tutuyor olabilirler"
Hem ejderlerin homurtuları hemde rüzgardan dolayı sesini ancak bağırarak duyurabiliyordu , ağlamaya başladı , göz yaşları gri bulutların arasına karışıp kayboluyordu.
"Walter , ailem yalnızca sarp dağların arkasında ki köylerden birinde yaşıyor ben Porrimalıyım , gerçi ailenin aklına gelmemesi senin suçun değil bu kadar gerçek üstü şeye daha yeni yeni alışabiliyoruz belkide zorluk asıl bu zamandan sonra başlıyordur Walter ne dersin? "
"Madem Porrimalısın gerçek üstü şeylere alışık olman gerekiyor"
"◇Asiller◇ Akademi'den mezun olmayan kimsenin sihir yapmasına izin vermez Walter , benim Babam köy koruyucusuydu"
"Babana bir şey olmuş gibi konuştun Olivia"Walter Olivia'nın sesindeki üzüntüyü hissetmişti.
"Ben buraya gelmeden iki sene önce bir Dağ Meleği tarafından öldürüldü , çok acı değil mi ? Yani Melek gibi saf bir ismi taşıyan bir varlığın bir ailenin hayatını mahfetmesi"

Bu konuşmalar oluyorken mor dumanın üstünden geçiyorlardı karşılarına çıkan en büyük ve görkemli dağın tepesine indiler.
Ejderler tabanı tamamen kayaçlardan oluşmuş dik yamaca tutunmakta zorlandılar.
"Durum çok kötü Olivia daha orman gözükmezken mor dumanların bu kadar ilerlemesi , çok kötü"
İkisininde içini kötü bir his kaplamıştı.
"Walter bunun haberini Medal Morda nasıl göndereceğiz ?
Medal Mord bu sabah gelen trenle Saray'dan ayrıldı"
Akuamarin Alien anlamış olacak ki kanadından bir taş parçası koptu daha sonra kopan yer yeniden doldu ve yere düşen taş şekil alarak bir kuşa dönüştü.
"Harika" dedi Olivia gülümseyerek , gözlerini sildi.
Hemen bir kağıt parçasına durumu yazıp taş kuşa Medal Mord'a gitmesi gerektiğini söylediler ve kağıdı havaya attılar , kuş kağıdı havada yakalayıp gri bulutların arasına karıştı.
"Hadi gidelim hava kararmadan Saray'a dönsek iyi olur"
Yağmur başlamıştı Walter bir kez olsun Yasak Ormanı görmek istemişti.
"Olivia! Buraya kadar gelmişken Yasak Ormanı görmek istemez misin ?"
Olivia'nın yüzünde bir tebessüm belirdi.
"Aklımı okudun Walter.
Seçim günündeki ziyafette bana hediye olarak bu gelmişti bu bir kitapçık , üstünde Porrima Kılavuzu yazıyor"
Sayfalar boştu.
"Bununla yolu bulabiliriz sanırım"
Ejderler insanın kemiklerini titretecek çığlıklarını atarak havalandırlar dağın üstünden.
Mor duman her ne olursa olsun büyüleyici gözükmüştü Walter'ın gözüne büyüleyici bir ölüm getiren.

Alien ve Mavi saatlerce uçmuşlardı en son çığlıklarını kat be kat arttırdıklarında Yasak Orman karşılarında duruyordu.
Korkunçtu , harika bir kokunçluğu var diye düşündü Walter , en iyisinden.
Ormandan mor duman akıyordu adeta , ağaçların arasında gölgeler dolaşıyordu.
Ağaçların yapraklarından kan damlıyordu görebiliyordu Walter.
Ejderler oldukları yerde durmuş kanatlarını yukarı aşağı sallıyorlardı , onlarda biliyordu buraya girmenin tehlikeli olduğunu.
"Walter! , bu kadarı bana yetti dönelim artık"
Tam döneceklerdi ki alçak uçmaları nedeniyle rüzgardan dolayı ormanın içinden kopan bir ağaç Mavinin kanadına çarpıp onu ve Olivia'yı Ormanın içine düşürmüştü.
Walter'ın kalbi hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu , Olivia saniyeler içinde siyah ağaçların ve mor dumanın arasında kaybolmuştu.
Hiç düşünmeden karanlığa sürdü ejderini.
Ağaçlar o kadar sıktıki Alien bir ağacın üstüne inerek ağacı yıkmak zorunda kalmıştı.
Walter Alien'ın sırtından atladı.
Yerde yatan Maviyi görebiliyordu kütük kanadını delmiş ardından vücuduna saplanmıştı.
Ormanın içinde mor dumadan iz yoktu , zaten burası yeterince karanlık diye düşündü Walter.
Ağaçların fısıltılarını duymasına rağmen duymamış gibi yapıyordu , korkuyordu.
Alien bunu anlamış olacakki boğazı bembeyaz oldu ve saniyeler sonra etrafı bir ateş fırtınası kapladı her şey yanıyordu ama hiçbir şey zarar görmüyordu.
Etraf yeterince aydınlanmıştı ve Walter Mavinin biraz ilerisine düşen Olivia'yı görebiliyordu artık.
Koşarak yanına gitti , kan yoktu ama baygındı.
Olivia'nın yanındaysa gri pürüzsüz ama değerli olduğu belli olan bir taş duruyordu bu bir Montus olmalıydı.
Alien'ın çığlık sesleri yankılandı ormanda , ardından bir çığlık daha bu seferki Ejdere ait değildi ama Ejderin çığlığının bile duyulmamasına sebep oluyordu.
Orada duruyordu , Alien'ın alevlerini püskürttüğü yerde.
Yüzü uzundu , gözleri saf siyahla doluydu sadece siyah , saçları vardı uzun ve siyah.
Beyaz dişlerinin arkasından gülümsüyordu evrendeki en korkunç gülümseme buydu şüphesiz.
Ellerini açtı , kırbaçları Alien'ın boğazını yakalayıp sıkarken o hala gülüyordu.
Walter çaresiz hissediyordu , Olivia hala baygında ve Alien ölmek üzereydi.
Ama gözlerindeki yanma çaresizliğinin önüne geçmeye başlıyordu , gözleri alev topu gibi ısınmıştı hissedebiliyordu.
Kadının yüzündeki gülümseme ifadesi kaybolmuştu bu sefer öfkeliydi.
Walter bir anda kayboluverdi.
Kadın yine çığlık atıyordu , kırbaç yanmaya başladı.
Alien kırbaçtan kurtulduğu gibi uçmaya başladı sırtında Walter ve Olivia vardı.
Artık kadını göremiyordu bu şeytanlardan biri miydi bilmiyordu ama kadının çığlıkları hala korku veriyordu.
Bu sefer sadece şanslıydı.

Kamstrio Anahtarı(4 Dişi Şeytan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin