Kız

35 3 1
                                    

Gözleri çapaklanmıştı , sanki yüzyıllardır uyuyormuş gibi hissetti bir an.
Belkide hala uyuyordu , emin değildi.
Emin olmak istiyordu , gözlerini yavaşça açtı...
Uyumuyordu , bu kesinlikle gerçekti , yağmurdan rengi kararmış tahta tavana bakıyordu.
Yağmurun sesini dinledi bir süre , nerede olduğunu bilmiyordu ama uzaktan belli belirsiz  insan sesleri geliyordu.
Bir an sanki ayağında yüzlerce böcek yürümeye başlamıştı , elini hızlıca ayağına götürdü "Ahhhh !" Güçsüz bir çığlık atmıştı.
Ayağındaki sargılar kırmızı olmaya başladı , bir süre sonra sargı sıvıyı tutamadı ve kan tahta zemine akarak aradaki boşluklarda süzülmeye başladı.
Acıdan dişlerini sıkıyordu , ayağındaki yanma o kadar dehşet vericiydiki kirpiklerinin arasından yaşlar dökülmeye başlamıştı.
Gıcırtıyla açılan kapıdan içeri uzun boylu kirli sakallı ve siyah dalgalı saçlarıyla genç bir oğlan girdi.
Oğlanın içeri adımını atmasıyla kafasının üstünde eski bir vazo kırılması bir oldu.
Kız eline aldığı diğer bir vazoyuda tam fırlatacakken oğlan ellerini havaya kaldırdı
"Dur dur dur ne yapıyorsun , sakin ol !"
Kız kendini korumaya çalışıyordu sadece , tek yaptığı buydu.
"Sen kimsin ? Ben neredeyim ?"
Oğlan ellerini yavaşça indirdi "O vazoyu yavaşça yere bırakırsan sana herşeyi anlatırım"
Kız yavaş ve temkinli bir şekilde elindeki vazoyu aldığı yere koydu.
Oğlan gülümsüyordu , kız kendisindeyken bir başka güzeldi , oğlan bunun farkına varmıştı.
Oğlan yavaş adımlarla kıza yaklaştı.
"Adım Grey , sen-senin adın ne ?"
Oğlan yirmili yaşlarındaydı , sinsi bir gülümsemesi ve simsiyah gözleri vardı.
Bu özellikleri onu daha güvenilmez bir hale
sokuyordu.

"Adım..." Kız yılllar önce yediği bir yemeği hatırlamaya çalışıyor gibiydi.
Halbuki isim , insanın hayatındaki en iyi bildiği şey ismidir diye düşündü oğlan.
"Bir ismin vardır umarım , yoksa..." sinsi gülümsemesi yine belirmişti.
"Bir ismim var ! Ama hatırlamıyorum..."
Oğlan hala gülümsüyordu "Sen biraz daha dinlen , daha çok erken , kurtlar avlarından döndüğünde ben seni uyandırırım"
Tahta kapıyı sertçe çekip dışarıya çıktı , kız hâla ismini hatırlamaya çalışıyordu.
Nasıl olurda bir insan ismini unuturdu ki.
Belki en iyi şey oğlanın dediği gibi biraz dinlenmek diye düşündü.
Yanında duran vazoyu alıp sımsıkı sarıldı ve uykuya daldı.

***

Pencereden sızan ışık yüzünü iyice ısıtmıştı , yavaş yavaş doğruldu , kalkarken altındaki tahta yataktan gıcırtılar çıkmıştı.
Ayağını kontrol etti , beyaz sargı tamamen kırmızıya boyanmıştı.
Sağ tarafında iki tane tahta baston duruyordu , oğlan koymuş olmalıydı , acaba kurtlar avlarından döndümü diye düşündü.
Deyneklerin tepesinde koltuk altına koymak için düz yerler vardı üstlerindede tahtanın sertliğini yumaşatması için süngerler.
Deyneklere yaslanarak tahta kapıya kadar ilerlemişti.
Kapıya geldiğinde deyneklere ihtiyacı olmadığına karar verdi ve ikisinide kapının arkasına dayadı , topukları hala sağlamdı üstlerine basa basa yürüyebiliyordu.
Dışarı çıktığında yüzüne soğuk bir rüzgar vurdu , bir dağın eteklerinde kurulan küçük kasaba benzeri bir yerde olduğunu gördü.
Şu an onun görebildiği en az yirmi ev vardı , tüm evler aynıydı.
Küçük , tahta ve iç karartıcı.
Kasaba ağlıyor gibiydi , belkide hep evde kalmalıydı çünkü dışarısı ona hiçte huzur vermemişti.
Ayağının altındaki çimenler hala ıslaktı , yağmur kısa süre önce durmuş olmalıydı.
Bir yayın gerilme sesi geldi kulağına , arkasını döndüğü sırada kafasındaki saçları yalayarak geçen bir ok kızın arkasında kalan ağaca saplandı.
Oğlan'ın elinde tuttuğu yayın kiriş ipi hala titriyordu.
"Sana yaptığım şeyler nerede ? Onlar olmadan dışarıda gezmen güvenli değil , buralar engebeli ve taşlık yerlerdir dengeni bir kaybedersen kendini Tanrı Gözünde bulursun ve inan o su diyarda akan en güçlü ve en uzun sudur"
Yüzünde yine o sinsi gülümseme vardı.
Kızla uğraşmaktan zevk alıyor gibiydi.
"Nasıl ve nerede gezeceğimi sana soracak değilim."
Bu küstah tavırları olmasa ona teşekkür edebilirdi ama nafile , kızın içinden oğlanı öldürmekten başka hiçbir şey geçmiyordu.
"Senin kurtlar avdan dönmedi mi ?
Beni daha erken uyandırmalıydın neredeyse akşam olacak."
Kız bir an oğlanın sinsi gülümsemesini sırf onu sinir etmek için yaptığını düşündü çünkü yine yapmıştı ve şu sözleriyle onu küçük bir kız olarak gördüğünü açık bir dille göstermişti.
"Av daha yeni başlıyor ve senin gibiler bu saatlerde ya evde kalmalı ya da sürüsünden ayrılmamalı.
Bir sürün olmadığına göre şimdi eve gir ve uyu." Oğlan'ın yüzündeki gülümseme tamamen kaybolmuştu.
"Bu saatlerde buralar tekin yerler olmaz küçük kız eve girmen gerektiğini tekrar söylemeyeceğim !"yüzünde bu sefer her zamanki gülümseme yoktu.

Kamstrio Anahtarı(4 Dişi Şeytan)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin