***
Olivia yavaşça Walter'ın yanına yaklaştı ve pencerenin önüne oturdular.
İkiside söze girmek istiyordu fakat bir türlü dilleri çözülmüyordu sonunda Olivia birkaç cümle söyleyebilmişti.
"Walter ne güzel değil mi ? Yani benim geldiğim yerden bile farklı hiç bir zaman bu kadar güzel olmamıştı"
"Gerçekten harika Olivia , haklısın.Biliyor musun hayalim bir muhafız olmak değil ama üç senenin sonunda Özgür Şehir Khartes'e doğru yol alacağıma eminim Olivia , orayı çok merak ediyorum.
Oraya gitmek ömrümün sonuna kadar sürsede , vardığımda ölmeme bir dakika bile kalacak olsa gitmek istiyorum."
Olivia gülümsedi "Muhafız olma fikri daha cazip bana kalırsa"
Gözlerini ulu dağların da ötesine dikti.
"Ben bugüne kadar hiç Muhafız görmedim Walter , onlar hiç basit insanlar değil inan bana.
Babam bana bir keresinde Muhafızlar burada seçilir ve en kadim büyüleri öğrenmek için Enif'e yol alır demişti.
Yüzyıllardır o diyarın bizim için ne kadar güvenli olduğunu araştırıyorlarmış.
Eskiden söylenen bir söze göre Enif Porrima'nın üç katı büyüklüğündeymiş.
Belki bir gün Muhafızlar geri döner ve oranın güvenli bir yer olduğunu söyler Walter.
Ve hep beraber yeni bir macerayı kucak açarız"
Olivia bunları söylerken Walter'ın aklına daha farklı şeyler geliyordu.Muhafızlar oraya gidiyor ve geri dönmüyorlarsa , belkide başlarına bir şey geliyordur diye düşünde Walter.
Belkide orada burdan daha kötü yaratıklar vardı...
Belkide Enif Porrimadan daha acımasızdı.
Kim bilir...
Gözlerini parlak gökyüzüne dikti.
Bu manzara , eski odasında ki pencerenin manzarasından daha bi harikaydı.
Bu manzara evrende ki en güzel şey olabilirdi...***
Sabahın ışıkları daha yeni yeni odanın içine vurmaya başlamıştı.
Walter'ın diyara geldiğinden beri en merak ettiği şey olan parmak büyüklüğünde olan uçan perilerdi bazen üst üste bazende aralıklarla çığlık atan perilerin bir tanesi Walter'ın burnunda uyuya kalmıştı Walter onu uyandırmamak için yavaş yavaş kalktı fakat peri bir anda uyanıp uçmaya devam etti ve o kulak tırmalayan çığlığını bir kez daha attı.
Olivia ve Edward hala uyuyorlardı.
Walter Olivia'yı bahçede beklemeye karar verdi.
Koridora çıktı , geçen gün Bekçi Kapı'nın önünde gördüğü sarışın , uzun boylu kızla günaydınlaşıp Spiritus Taşıyıcıya girdi ve birinci kattaydı.
Şatonun arka kapısından bahçeye çıktı , arka bahçede ki Oturak Ağaçlardan birine oturdu , bu ağaçlar erişkin hale geldiğinde gövdelerindeki dallarla bir oturak şekli oluşturuyorlardı ve yapraklarını gün içinde döküp gün içinde açıyorlardı , bahçenin bir bölümünde yalnızca bu ağaçlardan vardı.
Etrafı izlerken bir şey gözüne çarptı.
Mentor klanının önünde en az yüz kişi sıra olmuştu.
Mentorin herkesi izliyor ve yüz kişiden en fazla birini seçiyordu , sıra bir kıza gelmişti.Kız yaşça Walter'dan büyüktü , yavaşça merdivenleri çıktı ve Mentorin'in önünde durdu.
Kızın kendine olan güvensizliği yüzünden belli oluyordu.
Bacakları bir dal kadar ince kolları güçsüzdü , Walter bunun sonunun nasıl olacağını biliyordu.
Bir yandan kıza engel olmak istiyor bir yandan da buna cesaret edemiyordu.
Oturup izlemeyi seçti.
Mentorin önce kızı baştan aşağı süzdü , ardından yanında duran çocuklara bakıp pis pis sırıttı.
Elini kaldırmasıyla dört bir yandan sudan askerler çıkmıştı.
Bu gücü klan kurucularına Saray veriyordu.
Bu şekilde sınıyorlardı seçecekleri insanları.
Askerler hızlıca kıza ilerliyor kızınsa daha yüzüğü bile doğru dürüst parlamıyordu.
Askerler kıza doğru koşuyor kız elini sağa sola rastgele sallıyor fakat hiçbir şey yapamıyordu.
Bir an için yüzüğü parladı ve Mentorinin siyah renkli eteğe benzeyen elbisesi alev aldı.
Bu arada Mentorin'in dikkati dağıldığı için sudan askerlerin sureti bozulup toprağa karışmıştı.
Mentor hızlıca elbisesini söndürüp ayağa kalktı hiddet , öfke , kin hepsi gözlerinde vardı.
Kızıl şaçlı kıza doğru hızlıca yürüdü ve kızın özür dilemelerine karşın kıza tokat attı , o da yetmezmiş gibi kızın korkularını okuyup kafasına bir yılan salıverdi.
O üç senedir bu şatodaydı ve herkes bir Muhafız olacağını söylüyordu bu yüzden olsa gerek kimse yapabildiklerine şaşırmıyordu.
Kız tokatın acısını çoktan unutmuş kafasındaki yılanın derdine düşmüştü.
Bu kadarı fazlaydı Walter ağaçtan kalkıp Mentorin'e doğru yürümeye başladı , o kadar hızlı yürüyorduki herkes ona dönmüş ve fısıldaşmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kamstrio Anahtarı(4 Dişi Şeytan)
Fantasy5 Kitaptan Oluşan Bir Seridir. 1.Kitap(4 Dişi Şeytan) Yüzyıllar önce başlayan karanlık savaşın kalıntılarını ve kaybettirdiklerini kimsenin görmezden geldiği bir zamanda herşey toz pembeyken özel yüzüğün yerini bulmasıyla unutulan gerçekler tekrar h...