İyi okumalar 🫠
Bölüm Şarkısı;
Sen Ben~Duman🌪️
Kehribar ve mavilerin savaşını, Kuzey yanıma gelerek bozdu. Hayırdır der gibi tek gözünü kırpınca, omuzlarımı silktim.
Kıza bir şey belli etmemek için, gülümseyerek oturma alanı ve yemek alanını ayıran duvarın ardına geçip, isteksizce hazır olan masaya gidip, oturdum.
Bu kadının hazırladıklarını yemek istemiyorum ben.
Kuzey yanı başıma otururken, abim karşımda yerini almıştı. Benim Karan Mahir'e karşı tavır almama gerek yok ki, abimler benim yerime o işi üstleniyorlar.
Kerem'de abimin yanında yer alırken, masaya oturmayan adam döndüm. Kaşları çatık bir şekilde bize bakıyordu.
Havayı sertçe soluklanarak, sert adımlarıyla yanıma doğru gelip, sandalyemi tuttuğu gibi masanın başına doğru sürükledi. "Karan Mahir!"
Masanın başına gelmemizle, sandalyesini bana yapıştırarak oturdu. Kolunun koluma temasıyla, ben nasıl bir şeyler yiyecektim?
"Karan abartıyorsun!" abimin sert tınısı, yanımda ki adamın umurunda olmadan çilekli reçeli ekmeğe sürerek bana uzattı. Elimi uzatıp ekmeği almadığımı görünce, kısık gözleriyle bana döndü.
Başını boynuma doğru eğerek, "Eğer sana verdiklerimi yemezsen, kahvaltının geri kalanını kucağımda yapmak zorunda kalacaksın." taviz vermeyen sesi dudaklarının arasından çıkıp, boynuma doğru çarptı.
Dudaklarının arasından çıkan nefesi, boynuma çarptıkça bedenin sarsılmayla kasılıyordu. Titreyen ellerimi sıkarak başımı ondan uzaklaştırıp, hâlâ havada olan ekmek dilimini bandajlı ellerinin arasından aldım.
Dudaklarıma yönlendirip, ısırdığım ekmekle zorlukla çiğnemeye başladığımda, ateş eden gözleri her bir hareketimi izleyerek, dudaklarımda durdurdu.
Ağzımda ki lokmayı çiğneyemiyordum, bu adam gün geçtikçe arsızlaşmıştı. Tek kolunu sandalyemin ardına atarak, gövdesini daha çok yaklaştırdı, çok uzakmışız gibi.
"Uzaklaşsana lan kızın dibinden!" abim yerinde kırmızı görmüş boğa gibi bize bakıyordu. Elimde ki ekmeği tabağa bırakmak için uzatınca, kolumun gövdesine sürtünmesiyle içimden ılık bir şey aktı.
Tenimin tenine değmesiyle gerilen adam, dudaklarını aralamadı. Ekmeği bırakıp, geri çekecekken yine sürtünmeyle yutkunamazken, boynumda nefes hissettim.
"Çabuk kahvaltını yap dini nikah kıymaya gideceğiz!" sert tınısıyla kulağıma fısıldadı.
Ürpermeyle, "Zorla uyudun ya Karan Mahir." diye fısıldadım.
"Uyumaktan bahseden kim Mehru!" şaşkınlıktan kelimeleri bir araya getiremedim.
Kendini geriye çekip, "Hepiniz doyduysanız, Gülden hanım size kapıya kadar eşlik etsin." tok sesiyle masaya doğru konuştu.
"Kuzey ben buna dalacağım artık!" abimin yanında oturan Kerem, abimi tutarak, "Beni de kovdu, Agah'cım." üzgün sesiyle konuştu.
"Çek lan kolunu!"
"Gülden hanım!" sert soluklarımla, sertçe dibimde ki adama baktım.
Koşturarak içeriye giren sarı çiyan, küçümser bakışlarını bana gönderip Karan Mahir'e döndü.
"Buyurun Karan bey." bu kadının sesi bir bana mı cırtlak geliyor? Ayrıca buyuramaz sana Karan!
"Misafirlerle, kapıya kadar eşlik eder misin canım?" iğneleyici sesimle, tüm gözler beni buldu. "Bizi kovuyor musun?!" abimin sert sesiyle, sertçe yutkundum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞA DİRENİŞ +18
ActionBirbirinden koparılmış iki ruh.. Birinden ölü gösterip koparırlarken, diğerinin zihninden sildiler. O iki ruhun kaderi, yıllar sonra, "Ne olur yardım edin bana." cümlesiyle baştan yazılırken.. Bundan sonra sevdaları yüreklerinden taşan bu iki ruhu...