22.Bölüm

1.2K 96 27
                                    

Hellooo biz 20 bin olmuşuzzz çiçeklerimm 🥳

                           İyi okumalar 🫠
Bölüm Şarkısı;
Old Memory~Martin Czerny
   
                                🌪️

Benim için sakladığı elbiselerden siyahını verip, kendisi de üstünü giyinerek odadan çıktı.

Üstümde ki yorganı bir kenara bırakıp, yataktan çıktım. Diz kapağıma gelen elbiseyi giyinip, saçlarımı sırtıma salarak odadan çıktım. Yere fırlattığı kabanımı da üzerime geçirip, saçlarımı kabanın dışına alarak yüzüme gelen salkımları kulağımın arkasına sıkıştırdım.

Kapının önünde ki ayakkabılarımı da giyinince, dışarıda arabada beni bekleyen adamın yanına gitmek için evden çıkarak, arabanın ön koltuğunda yerimi aldım.

Kemerimi taktığın sıra arabayı çalıştırmasıyla, sırtıma koltuğa yasladım.

"Bugün gördüklerinden sonra kaçmayacaksın." sessizliğin kol gezdiği arabada, sesi yükselince bakışlarımı camdan ona çevirdim.

Dişlerini sıkmış, direksiyonu sıkan elinin boğumları ise beyazlaşmıştı.

"Neden Mahir? Ne olacak bugün?"

"Göreceksin.. Görmen lazım. Bugün olmasa da yarın göreceksin, benim eski Mahir olmadığımı biliyorsun ama fazlası olduğunu yavaş yavaş görmen lazım."

"Mahir, ne oluyor?" diye fısıldadım. Göreceklerim ne kadar ağır olabilirdi ki? Zaten yaptığı o vahşetleri izletmemiş miydi?

Sorumu cevaplamayarak, bana sessizliğini sundu tekrardan.

Karanlık şehrine giriş yapana kadar, sessizlik içerisinde camdan dışarıyı seyre dalmıştım. Şehrin büyük giriş kapısından araç içeriye girdiği an, gördüğüm görüntülerle gözlerim şaşkınlıkla aralandı.

Herkes ellerinde ki su dolu kovalarla etrafta koştururken, tüm şehri dumanlar sarmalamıştı. Karan Mahir'in arabasını gören insanlar, adımlarını durdurarak saygıyla eğiliyorlardı. Hiçbirini umursamadan yanlardan geçerek, şehrin göbeğinde arabayı durdurdu.

Oluşan insan kalabalığına bakarak, yerimde kaykıldım. Ben aşağıya inmek istemiyordum.

Arabadan inan Mahir, "Hadi Mehru." dediğinde, onu duymazdan gelerek koltukta iyice kaykıldım.

Aşağıya inen iri cüssesi, açık kapıdan bana doğru eğilerek, "Kucağımda indirmemi istemiyorsan, aşağıya in." diyerek emir buyurdu.

"Ben gelmesem.."

"Mehru!"

Ağzımın içerisinde homurdana homurdana, araladığım kapıdan çıkarak sertçe kapıyı geri kapattım.

"Yavaş." söylenerek bana doğru gelen adamı duyumsayamadım çünkü onu gören herkes bir ağızdan, "Yıkım geldi!" diye bağırıyorlardı.

Bedenimden akan ürpertiyle yutkundum. Ben yaptığı her şeyi görmezden gelmeye çalıştıkça, tüm her şey büyük çaba göstererek daha sert bir şekilde karşıma çıkıyordu.

Belime sardığı koluyla gövdesine yapıştırarak, insan topluluğuna adımını attıkça, insanlar bir adım gerileyerek ona yolu açıyorlardı.

Etrafımızı daire şeklinde saran insanların ortasında durdurarak, her birini ifadesiz bakışlarıyla süzdü.

"Yıkım!"

"Yıkım!

Gözlerinde ki hayranlık ve korku dolu bakışlarıyla, ona bakarak bağırıyorlardı. Yanlarında ki bana ise bir hiçmişim gibi gözlerinin kıyısıyla bile bakmamış, görmezden gelmişlerdi burada ki varlığımı.

KARANLIĞA DİRENİŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin