11.Bölüm

549 51 16
                                    

                          İyi okumalar 🫠

Bölüm Şarkısı;
Power~Isak Danielson

    🌪️

"Karan Mahir.." sesimi duyan karşımda ki adam çatık kaşlarıyla, bir adım gerileyerek üzerimde ki bedenini çekti.

Zeytinleriyle bedenimi tekrardan süzerek, adımlarını geriye atarak tamamen benden uzaklaştı.

Tenimin, tenini hasretle beklemeside neyin nesiydi böyle? Uzaklaşan bedeni kalbimin kırgınlığına, tamamlanmış hissinin uzaklaşmasına sebep oldu.

"Gidiyoruz, bal gözlü kadın." bedenimin heyecandan titremesini durdurmaya çalışarak, "Nereye?" diye fısıldayabildim.

Tek bakış atıp, sessizce yere düşürdüğüm valizi eline alıp zeytinleriyle yana geçmem için işaret yaptı.

Bedenim bu komutu bekliyormuş gibi yana doğru kaydı. Sert adımlarıyla kapıyı aralayıp, yanımdan vurarak çıktı odadan.

Girdiğim transtan bedenimi hâlâ çıkaramamış bir şekilde ayakta dikiliyorken, kehribarlarım karşıya odaklanmış bedenim ise buz kesmişti.

"Mehru! buraya gelmen için 10 saniyen kaldı." içeriden duyduğum gür sesle, donmuş bedenim transtan çıkabilmiş titreyen bedenimi hareket etmeme yardımcı olmuştu.

Yavaş adımlarımla, aralık kapıdan çıktım. Karşımda ki duvara yaslanmış bir şekilde, kollarını göğsünde birleştirmiş adamın gözlerinin içine baktım.

Fırtınalar kopuyordu. Boğulmamak için gözlerimi, gözlerinden çekerek etrafta gezdirdim.

"Ben gelmek istemiyorum." mırıldanmamı duyan bedenin gerildiğini buradan hissediyordum.

"Pencereden aşağıya bak." anlamsızca bakışlarımı tekrardan ona çevirdiğimde, "Sana aşağıya bak dedim Mehru!" sert sesiyle tekrar etti dediklerini.

"Karan Mahir bak.." devam etmeme izin vermeden, "Pencereden aşağıya bak!" diye bir anda gürledi.

Ellerimi sıkıp, ona ters bakışlarımı göndererek pencereye doğru ilerleyip perdeyi sertçe çektim. Pencereyi aralayıp aşağıyı kontrol ederek, "Ne var burada?!" sinirle bağırdığımda kapının önünden geçen minibüsle duraksadım. Aşağıya bakmaya devam ederken o minibüs dönüp dolaşıp tekrardan binanın önünden geçti.

Tesadüftür diye içimden geçirecekken, aynı minibüs aynı şekilde tekrardan geçti binanın önünden.

Bedenimi saran korkuyla, arkama çevirdim bakışlarımı. Kehribarlarım zeytinleriyle birleşince, "Bu minibüs?" diye fısıldadım.

"Bir minibüs değil, minibüsler Mehru! Ne sanıyorsun buraya geldiğinde mutlu mesut yaşayacağını mı?! Ya da ben buradan siktirip gidince seni rahat bırakacaklarını m?! Aç gözlerini Mehru artık, adamlar benim değil senin peşindeler ve senin karanlığımdan kaçmak için attığın adımlar onların cehennemine doğru gidiyor!" onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum.

"Benim ne suçum var ki?" çaresiz sesimi duyan adam, fırtına kopan zeytinlerini sakinleştirerek, "Bu hayatta çoğu insan suçsuz yere acımasızca öldürülüyor Mehru." dedi gerilen bedeniyle.

"Şimdi gidiyoruz!" valizim ve sırt çantamı alarak, gözleriyle dış kapıyı gösterdi.

"Ben gelmek istemiyorum.." zeytinleriyle bana öyle bir bakış attı ki yerimde irkildim.

KARANLIĞA DİRENİŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin