1.Bölüm

109 8 3
                                    

Evettt arkadaşlar yeni bir kurguyla geldim

Umarım beğenirsiniz

Lütfen kitap hakkında düşüncelerinizi paylaşın 🙏🏻

                           İyi okumalar

🌪️

Akmak için bekleyen yaşlarımı zorlayıp geri göndererek babamın mezarlığını izliyordum. Önce annemi aldı bu Dünya benden ardından babamdan kopardı.

Yanımda bekleyen insanların yalandan ağlayıp, 'vah vah' söylemleri içimde ki koru daha çok harlandırırken babamın duası biter bitmez hepsinin koşarak terk ettikleri mezarı ben acıyla bezelenmiş kehribar harelerimle izledim.

Yavaş adımlarımla mezara doğru ilerleyip yanına çöktüm. Avuçlarım toprağına gittiğinde az önce tuttuğum yaşları serbest bırakarak toprağını okşadım.

"Kahramanım.. küçüğünü nasıl bu Dünya'da yalnız başına bırakabildin?" sessizce gözümden dökülen yaşlarla ve içimde oluşan büyük boşlukla beraber babamın mezarına fısıldıyordum.

"Şimdi ben ne yapacağım? bir başıma kaldım." diyerek uzanıp toprağını öptüm.

"Şimdi yanımda olsan, 'sen bunu da halledersin benim küçük askerim' derdin." gözümde ki yaşları silerek, "Ben şimdiden sizi çok özledim baba.." dedim.

Akşam karanlığı çöküp bekçi gitmemi belirtmeye gelene gelene kadar toprağını okşayarak onunla konuştum. Zamanımın dolmasıyla yan yana olan annem ve babamın mezarlıklarını öpüp, son kez yaşlarımı akıtarak ayağa kalkıp evime doğru ilerledim.

Hafif çiseleyen yağmurla başımı gökyüzüne kaldırıp derince havayı soludum.

Bugünden sonra artık yapayalnızsın Mehru..

Yağmurun daha da hızlanmasıyla adımlarımı yavaşlatıp yağmur damlalarını hissede hissede  yüreğime düşmüş yangınla eve doğru yürüdüm.

Bugün gökyüzü de benim gibi sulu gözdü.

Vardığım müstakil evimizin bahçesine adımımı atıp, bahçemizde ki çiçekleri izledim.

Annemden sonra anılarına sahip çıkıp onlara çok iyi bakmıştı babam.

Titrek bir nefes alarak evin kapısını açıp içeriye geçtiğimde yüzüme vuran soğuklukla titredim.

Babamın yokluğunu ev de hissetmiş gibi.

Titreyen ellerimle kapıyı ardımdan kapatıp banyoya geçerek üstümde ki ıslak kıyafetlerimi çıkartıp sepete koydum.

Odama geçince, her bir parçasında babamın emeği olan odamı titreyen gözlerimle süzdüm.

Kalbimde ki acı tüm vücuduma yayılıp bedenimi canlı canlı yakarken öylece odayı izledim.

Her bir parçasını kendi elleriyle yapıp düzenlemişti.

Ağlamak yok Mehru.

Yalnızsın Mehru, ağlayabilirsin.

Dolaba ilerleyip pijamalarımı üzerime geçirince salona geçtim.

Babamın her zamanki köşesi olan televizyonun karşısında ki çift kişilik koltuğa uzanıp sürekli uyuya kalıp başını koyduğu yastığa sıkıca sarılıp boş gözlerimle açık olmayan televizyona çevirdim bakışlarımı.

"Mehru." babamın sesini duymamla gülümseyerek mutfağa yanına geçtim.

"Efendim babacım?"

KARANLIĞA DİRENİŞ +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin