İyi okumalar 🫠
Bölüm Şarkısı;
Walk Through the Fire~Zayde Wølf, Ruelle🌪️
Bir daha asla ne demek?
Hem bu adam bu gece neden gelmişti?
Bunu şimdi mi sorguluyorsun Mehru?
"O dediğin ne demek?" cızırtılı sesimi duyan zeytinleri kısaca bana bakıp tekrardan önüne dönerek, sert adımlarını atmaya devam etti.
"Uyu."
"Karan Mahir, sen niye buradasın?" tahriş olan boğazım konuştukça canımı yakıyordu.
Keşke yanan sadece boğazım olsaydı.
"Mehru iyi değilsin, şu kollarımın arasında olan bedenine bak, kuş gibi titriyor. Kehribarlarına dahi bakamıyorum acı saçıyor etrafına. Şimdi bir şeyleri sorgulama ve başını gövdeme yaslayarak uyu." kurduğu uzun cümle titreyen kalbime bir darbe daha vurdu.
Dinlemedim onu, başımı daha çok uzaklaştırmaya çalıştım.
Geldiğimiz arabanın ön koltuğunu aralayarak, kucağında ki bedenimi rahat koltuğa bırakıp üzerimden kemeri takmak için eğildiğinde, saliselik aldığım kokusuyla gözlerim yumuldu.
Giden kokuyla gözlerimi aralayıp kapattığı kapıya çevirdim yeşillerimi. Açtığı kapıyla heybetli bedenini sürücü koltuğuna yerleştirip, arabayı çalıştırdı.
"Beni niye bırakmıyorsun?" pürüzlü sesimi duyan zeytin gözlü adam saliselik yandan bana bakıp yola döndü.
Bana cevap vermeden derin bir nefes soluyup arabayı sürmeye devam etti.
Konuşmadı.
Aklımda dönen çok soru vardı fakat soracak gücüm şu an yoktu. Öncelikle anne ve babamın yaşadıkları gerçeğinin üstesinden gelmeliydim.
Yerimde kıvrılıp zonklayan başımı cama yaslayıp, kehribarlarımı akan yola çevirdim. Gözlerim yolda bedenim arabadaydı lakin zihnim sürekli anıdan anıya sürüklüyordu bedenimi.
Hangisi daha kötüydü? Ölmelerinin acısı mı yoksa ölme adı altında yatan yalanla beni yaşlı bir adamın kucağına atmaları mı?
Keşke içimde ki acı kelimelere dökülebilseydi, acıların tarifinin olmadığını en çok annem ve babam öğretti bana.
'Kimse için sakın kendinden vazgeçme. Sen bu hayatta tek başınasın Mehru.' babamın sözlerinin altında yatan anlamı şimdi daha iyi anlıyordum.
Onlar zaten hayatımda ölü olacakları için yalan bir cenaze düzenlemişler. Hesaba katmadıkları bana bir değil iki cenaze yaşattıkları.
İkinci cenazeleri ilkinden daha çok darbe vurdu bedenime. Bedenim öyle bir yere fırladı ki dudaklarını bile kıpırdatamıyordu.
Arabaya bindiğinde, bedeninden salgılanan kokuyu derince soluyup tuttuğum havanın dudaklarımın arasından usulca süzülmesine izin verdim.
Ondan kalbime sızan bu tanıdıklık hissini taşıyamıyordu yangınlar içinde kalan yüreğim.
Ruhumda var olan acı, söz veriyorum ailemin başlattığı yangını ben tek başıma söndürüp sizin acınızı azaltacağım. Kendi parmaklarımla merheminizi sürüp acıyla kıvranmalarınızdan kurtaracağım..
Beni yere attıkları bu acı dolu binadan tek başıma çıkacağım, kendime söz veriyorum.
Araba ıssız yollardan geçip tabelada Karanlık yazan bir şehre giriş yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞA DİRENİŞ +18
ActionBirbirinden koparılmış iki ruh.. Birinden ölü gösterip koparırlarken, diğerinin zihninden sildiler. O iki ruhun kaderi, yıllar sonra, "Ne olur yardım edin bana." cümlesiyle baştan yazılırken.. Bundan sonra sevdaları yüreklerinden taşan bu iki ruhu...