26. Bölüm

6.4K 207 4
                                    

Tam 3 saattir yogun bakımın önünde ekinin iyi olup olmadığını sormak için doktoru bekliyordum. Azrayı eve göndermiştim. Kızıma ve karıma stres yaptırmak istemiyordum. Yogun bakımın kapısı açılıp ekinle ilgilenen doktor dışarı çıkınca hemen doktorun dibinde bittim hastane kendime ait olduğu için sıkıntı yaşamıyordum neyseki. "Nihat bey artık bir açıklama yapmanız gerekmiyormu" dedim. Doktor elindeki iki parmak kalınlığındaki dosyaları inceledi ve bana dönerek "araf bey ekin beyin beyninde tümör var ve baya büyümüş" duyduklarıma inanamıyordum hemen doktorun sözünü kesip "ne kadar büyüklükte" dedim. "Ceviz büyüklüğünde ve alınması gerekiyor. Burda almamız ekin beyin canını tehlikeye atabilir. Operasyonu amarikada geçirmesi çok daha iyi olur. Eger kabul ederseniz size hastane önerebilirim."dedi. Başımı hayır anlamında salladım ve "gerek yok. Amarikada arkadaşım deniz var. Deniz soysal ismini duyduğunuza eminim. Amarikanın en iyi doktorlarından. Onun çalıştığı hastaneye götürücem." Dedim. Nihat bey bana gülümsedi ve "deniz soysalı kim tanımaz. Eminim ekin bey deniz beyin elinden sapasaglam çıkıcak. Ah az daha unutuyordum ekin beyin bayılma sebebi stres, üzüntü ve sinir neye sinirlenip, üzülüp yada strez yapmışsa bu onu ölüme kadar sürükleyebilirdi."dedi. Yumruklarımı sıkmaktan ellerim acımaya başlamıştı. Güneş yüzünden bu haldeydi ve güneş bunun bedelini agır ödicekti. Doktorla biraz daha konuşup ekinin taburcu olabilicegini ögrendikten sonra ekinin odasına gordim. Hala uyuyordu. Yanındaki sandalyeye yavaşca oturdum ve ekinin kolundaki serumun damlacıklarına bakmaya başladım. "Araf" ekinin sesini duyunca hemen bakışlarımı ona çevirdim. Bir süre gözlerini odada dolaştırıp "niye hastanedeyim" deyince derin bir nefes aldım ve ekinle konuşmaya başladığımız yerden şu ana kadar herşeyi anlattım. Konuşmam bitip susabildigimde ekin yavaşca gözlerini kapayıp tekrar açtı ve "güneşi artık hayatımda istemiyorum" diyerek derin bir nefes aldı. "Neden" diye sordum yavaşca "ne neden araf. Onunla ne konuştuğumu bilmiyosun" dedi. "Tamam kardeşim anlat o zaman" dedim. Yerinde oturur pozisyona geçti ve "güneşi odaya götürdüm ona hayalin gerçek yüzünü anlattım ama güneş hanım bana karşı gelerek 'nerden biliyosun belkide burdaki asıl sinsi ve şeytan azradır hem hayale orosbu diyosun ama azranın karnındaki çocugun araftan olduğu ne malum' dedi. Araf azraya neler dedi. Kaldıramadım azrayı kız kardeşim olarak görüyorum ben. 2 günlük kız için kız kardeşimi satmam. Bitti dedim. Oda bana "ne o yoksa azranın karnındaki bebek sendenmi niye Kaldıramadında bitti diyosun' dedi. Bende daha fazla dayanamayıp tokat attım. Başı duvara geldi ve canı yandığı için aglayarak odadan çıktı. Ama umrumda degil ne hali varsa görsün bana gerçek yüzünü gösterince gram sevgim, aşkım kalmadı ona" dedi. O kızı öldürücektim. İki yüzlüydü ve birini sevimli yapmasını iyi biliyordu ama göstericektim ona gününü hele bir ekin iyleşsin güneş bu yaptıklarına pişman olucaktı. Ekini hazırlayıp hastaneden çıktık.

MAFYAM/DÜZENLENİYOR/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin