M11

10.9K 310 6
                                    

Azra

4 gün sonra

Yataktan yavaşca kalktım ve yanımda duran krem rengi hırkayı üzerime geçirdim. Arafa baktığımda uyuduğu için sessizce dudaklarını öptüm ve odamızdan çıktım. Araf 4 koca gündür beni yataktan çıkafmamıştı salona gitmek istediğimdede kucağında taşıyordu. Mutfağa girdim ve dolptan kahvaltılıkları çıkardım. 3 yumurta çıkardım. Yumurtaları bir kaseye çakıp çırptım. Yumurtayı çırpmayı buraktım ve buzluğu açtım. Kaşarı görünce mutlulukla gülümsedim ve hemen aldım. Ketıla su koydum ve ısınan suyu bir lehene koydum. Kaşarıda lehenin içine koydum ve çözlülmeye buraktım. Kaşar çözülünce kare kare silimledim ve çırptığım yumuranın içine attım. Dolaptan bir tava çıkartıp ocağa koydum ve içine yağ döktüm. Isınan yağı görünce leheni tavanın üzerine ters çevirdim. Yumurta pişerken buzluğu tekrar açtım ve hazır poğçaları gördüm. Onlarıda aldım ve mikro dalgaya koydum. Dolaptan çilek suyu aldım ve masaya koydum. Ketıla tekrardan su koydum ve yanına Nescafe paketi koydum. Tam dolaba salatalık ve domates almaya gidiyorken arafın kapıya yaslanmış gülümseyerek beni izlediğini gördüm. "Araf" diye mırıldandım şaşkınlıkla. Yanıma geldi ve beni tezgahla arasına sıkıştırıp kendine bastırdı. Kulagıma eğilip "Güzelim" dedi. Sertliğini hissederken ellerimi ensesinde birleştirdim ve ensesindeki saçlarla oynamaya başladım. Bunu yapınca inledi ve tam dudaklarıma yönelicekken ketılın sesi geldi. Hızlı bir şekilde araf ve tezgahın arasından ayrıldım ve ketılın fişini çektim. Arafa döndüm ve konuştum "aşkım sen geç masaya ben salatalıkları doğriyim" dedim. Dudaklarıma masum bir öpücük kondurdu ve "kendini çok yorma" dedi onu başımla onladım ve geri dolaba dönüp salatalıkla domates çıkardım. Onlarıda halleddikten sonra yunurtanın pişmiş olduğunu gördüm ve ocağı kapatıp yumurtayı ortadan ikiye kestim. Bir bölümünü kendi tabağıma diğer bölümünü arafın tabağına oydum ve onlarıda masaya koydum. Masaya baktığımda güzel görünüyodu. Mikro dalgadan poğçalarıda çıkardım ve onlarıda bir tabağa koyup masaya koydum. Beni izleyen arafa döndüm ve " kahvemi çilek suyumu. İkisinide sevmessen dolapta karışık meyve suyu var" dedim. " Kahve" dedi ve beni izlemeye devam etti. Ona kahve bana çilek suyu koydum ve kahvaltımızı ettik.

Yemegimizi yiyince tam etrafı toplicakken araf kolumu tuttu ve "Güzelim birazdan yeni çalışanımız melek hanım gelicek o toplar buraları gel biz salona geçelim" dedi. Onu başımla onayladım ve salona geçtik. Televizyon izlerken arafa döndüm ve konuştum " araf bu melek hanım sema gibi değil dimi. Zira oda o sema gibiyse hiç gelmeden gitsin birdaha öyle bir şey yaşamak istemiyorum." Dedim. Araf başını olumsuz anlamda salladı ve konuştu. "Hayır bitanem yeni gelen yardımcımız melek hanım 47 yaşında. 3 kızı var ve kocası ölmüş. Oda ailesini geçindirebilmek için benden iş istedi bende kabul ettim." Dedi. Gözlerim doldu. 3 kızınında babası yoktu ha. Aynı benim gibi. Arafın gögüsüne yattım ve kalp atışlarını dinlerken konuştum. "Araf melek hanıma işten ayrı bir yardım yapabilirmiyiz" dedim. Saçlarımla oynarken konuştu. "Ben yardım etmek istedim ama kesin bir dille reddetti benim iyi niyetli sevgilim" dedi. Ona gülümsedim ve aklıma gelen şeyle heyecanla konuştum. " Araf o zaman maşını yüksek verelimmi tabi senin için uygunsa" dedim. Şakaklarımı öptü ve "tabikide benim için uygun ve iyi fikir benim aklıma gelmemişti mesela ne kadaf verelim" dedi. "Normalde ne kadar vericektin." İki buçuk milyar vericektim" dedi. Biraz düşündüm ve "o zaman onu beş milyara çıkaralım 3 kızı var sonuçta yeter. Hem üzerine birikimde yapar belki" dedim. "Sen nasıl istersen meleğim" dedi ve televizyon izlemeye devam ettik.






☆ ARAF ☆

Gögüsümde uyuyan meleğe baktım.onu o kadar çok seviyordumki kendimden bile sakınıyordum bazen. Ya bunlar bir rüyaysa diyordum bazen ama azra gerçek olduğunu kanıtlıyordu. Yanımda duran battaniyeyi aldım ve üzerimize örttüm. Hafif öne kaydım ve sonrad azrayla birlikte koltukta uzandık. Koltuğun yastığına başımı koydum ve azrayı izlemeye başladım. Telefonuma mesaj gelince yavaşca eşofmanımın cebinden çıkardım ve mesajı açtım.

Kimden: Eylül
Seni özledim :) 1 hafta sonra istanbuldayım. Sert olmanı istiyorum çünkü seni çok fazla özledim.
××Eylül

Bu kızın derdi neydi. Eskiden onunla sevgiliydim ama azraya aşık olunca hiçbir kızı gözüm görmemişti. Bunu azraya hemen söylemem gerektiğini dark ettim çünkü eylül tehlikeli ve dili sivri bir kızdı. Azrayı öpücüklerle uyandırdım ve konuyu açtım.
"Azram benim önceden bir sevgilim vardı senden önceydi. Bir süreliğine ailesinin yanına manisaya gitmişti. Güzelim bana mesaj attı ve 1 hafta sonra buraya geleceğini söyledi. Aşkımm ben onu değil seni seviyorum. Dediği hiçbirşeye takılma. Muhtamelen hemen buraya gelir sakın yanlış anlama. Ben geldiğinde ona gerekli açıklamayı yaparım. Sana bunları hemen şimdi anlatmamın sebebide 1 haftaya degilde 2 gün sonra gelir moralini bozar." Azranın kollarını boynuma doladığını hissedince bende onun ince belinden sarıldım. Mis kokusunu içime çekerken benden ayrıldı ve "o kız umrumda degil seni seviyorum ve sana güveniyorum. Bunları söylemesen bile o kıza gerekli açıklamayı yapıcagını biliyordum ve dert etmezdim." Dedi. Ah meleğim benim. Nasılda güvenmiş bana. Eğer azrayı burakırsam düşerdi çünkü ben azranın öbür yanı olmuştum. Azrada benim için öyleydi. Eğer azrayı burakırsam veya kaybedersem kaybolurdum. Boşluğa düşerdim. Onu kaybetme düşüncesi bedenimi titretirken hemen bu düşüncelerimden kurtuldum. Azraya baktığımda oda bana bakıyodu. Yavaşca yaklaştım ve dudaklarımızı birleştirdim. Daha fazlasını istiyordum ve azra beni deli ediyordu. Hemen onu kucağıma çektim ve daha sert öpmeye başladım. Ayrıldığımızda hemen dudaklarım boynunu buldu ve azranın kıkırdamasını duydum. Yüzüne baktığımda kocaman gülümsemesiyle konuştu "birikeri yaramazlık istiyor galiba" dedi ardından dudaklarımdan öpüp devam etti. "Ne tesadüf bende" bu sözlerle azranın bacaklarını belime doladım ve birlikte yatak odamıza çıktık. Azrayı yataga yatırdım ve ağırlığımı vermeden üzerine uzandım. Tişörtünü çıkardığımda dudaklarım bu sefer südyeninin açıkta bıraktığı yerlerle buluştu. Azra inlemeye başlayınca südyenini çıkardım ve gögüsünü ısırdım. Zevk ve acıyla bir çığlık atarken konuştum. "Çok güzelsin" dedim. Öpücüklerim karnını bulduğunda konuşmaya devam ettim. "Sesin kokun bakışların bana huzur veriyor" dedim. Sonra dudaklarımı tekrar boynuna çıkardım ve ısırıp öpmeye başladım. Geri çekildiğimde eserime baktım ve gülümsedim. Boynunda daire bir morluk olmuştu ve o morluk azranın benim olduğunu birkez daha kanıtlıyordu. Azranın gözlerine baktığımda birşey söyleyipte söyleyemiyor gibiydi. "Söyle" deyince bana anlamazca baktı. "Söylemek istediğini söyle" deyince hemen konuşmaya başladı. "Ben hastanede yatarken bir rüya gördüm. Sen ve ben vardık kucagımızdada bir bebek. O kadar mutluydukki. Sen fotoğrafımızı çekicekken ekran kilidinde hastanede benim ve bebeğin uyurkenki fotoğrafımızı koymuştun. Sonrada" diyemeden etraf karardı ve kendimi boşluğa buraktım.

Arkadaşlar çalışmaya başladım ama sık sık bölüm yazmaya çalışırım :)

MAFYAM/DÜZENLENİYOR/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin