-Bölüm 1-

4.4K 184 91
                                    


**Bölüm Şarkısı / G-Dragon Without you**

Dünyayı daha güzel görmek isterseniz bir kitabın kapağını kaldırmanız yeterlidir. Bunu öğrenmek için yine bir kitaptan yararlandığım gerçeğini de unutmamak gerekir. Çoğu şeyden daha anlamlı bir dünya vardır ve siz onu sorgularken sizinle kavga etmez veya kırılmaz. Düşüncelerinizi geliştirir. Hatta hoşunuza gitmeyen bir düşünceden bir sayfa değiştirerek kurtulabilirsiniz. Fakat dünyanın bu kadar kolay olmadığını yine kitaplar öğretmiştim.

Üniversitenin büyük bahçesinden içeriye girip fakülteme doğru ilerlerken son senemin haklı gururunu yaşıyordum. Geride bıraktığım onca senede insanları gözlemlemiş ve onlardan en az temasla kurtulmuştum.

Obsesif Kompulsif Bozukluk hastalığı çocukluğumdan beri peşimdeydi. İnsanlarla herhangi bir tensel temasa geçemiyordum. Bu durum beni insanları gözleme zorlamıştı. Nerede ne hareket yapacaklarını kestirerek hareket ediyordum. Bu da beni bir yaratığa dönüştürüyordu. Kalabalık ortamlardan koşarak uzaklaşmam gerekiyordu. Bu yüzden üniversiteye yakın bir evde yaşıyordum. Otobüslerde kesinlikle can verebilirdim. Mesleğimi bile bu hastalığıma orantılı seçmiştim. Hukuk fakültesi tam benim mesleğimdi. Kimseyi kucaklamak zorunda kalamazdım. El sıkışmak adeti kültürümüzde pek yaygın değildi.

Bunun yanında gelişen bir sorunum daha vardı. Duygusuzdum. İnsanları anlayamıyor onların hissettiklerini davranışlarından çıkarabiliyordum. Ama bu sırrımı kimse bilmiyordu. Kitaplardan okuduğum kadarıyla insanların her duyguyu belli eden tepkileri vardı. Neyse ki bunları yaparken rol yaptığımı anlamıyorlardı. İnsan nasıl üzülür nasıl sevinir bir fikrim yoktu. Kendi kendimin durumu hakkında bile endişe sahibi değildim.

Kendim hakkında yeterince düşünmüş olmalıyım ki staj işlemlerimle ilgili birkaç evrak için öğrenci işlerinden içeri girdim. Kayıt zamanı tıklım tıklım olan alan şimdi boştu.

Ahşap masanın önünde durduğumda kadının beni fark etmesini bekledim ama önündeki tabletteki şey daha heyecan vericiydi. Bir sürü yüzündeki mimiklerin nasıl hareket ettiğini bazen heyecanla kasıldığını bazen de üzgün bir kas hareketine geçtiğini izlerken kadının siyah gözleriyle karşılaştım. Bana öyle acayip bakıyordu ki benden haz etmediği açıktı.

"Ben staj yeri belgesi almaya geldim. Adım Kim Yu Ju hukuk fakültesindenim."

Kadın özür dilememi falan beklemiş olmalıydı. Bir süre daha yüzüme şaşkınlık belirten bir ifade ile baktıktan sonra dosyaların sıralı olduğu alana ince parmaklarını yöneltti. Tabletten hala kısık bir ses geliyordu. Kadın adımı dudaklarının arasında birkaç kez mırıldandıktan sonra dosyamı çekip çıkardı.

"Buyurun küçük hanım."

Az önceki bakışımın ardından iğneleyici ses tonuna aldırış etmedim.

"Teşekkür ederim büyük bayan." Dediğimde dosyayı elinden aldım. Kadının gözleri yüzü kadar büyümüştü. Ah bu kadınlar çok fazla mimiğe sahipti. Belki hasta olmasaydım bende tepki verebilirdim. Öğrenci işlerinden çıkıp kendi fakülteme yöneldiğimde bana doğru koşarak gelen bir karaltı vardı. Elleri kolları yana doğru açılmış amansız bir suda boğulur gibiydi. Saçları her adımında hopluyordu ve güneş tam gözüme geldiği için yüzünü sesini duyana kadar tanıyamamıştım.

"Yu Ju! Seni şanslı sürtük!"

Evet Amerika kültürünün bir ibaresi "Sürtük" lafına o kadar alışmıştım ki artık yadırgamıyordum. Bir keresinde bana bunu dostum demekle aynı olduğunu söylemişti. Kore'deydik ve bu laf ben dışında herkes tarafından yargılanıyordu. Kollarını tam bana dolamak üzereyken onu zar zor durdurdum. Bu vahşi bir atı durdurmak kadar zor olmuştu.

DokunMa Bana!✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin