-Bölüm 22-

1.1K 99 34
                                    



Bölüm Şarkısı// Zara Larsson - Uncover


Olmuş olan bir şeyden pişmanlık duyan, nedamet getiren pek çok insanla karşılaşmış olsam bile, olmuş olan bir şeyin değiştirilebildiğine bugüne kadar hiç şahit olmadım. İşte bu yüzden her ruh, oluşumunda yalanlar barındırır ey okur!

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Jang Ki Yong..."

Her yerde bu isim yankılanıyordu. Demek o adam buydu. Uzun boyluydu. Siyah saçları vardı. Yüzünü taktığı gözlükten dolayı çok seçemiyordum ama dudakları yarı açıktı. Nefes almaya çalışır gibiydi. Adamların arasından yola bakınıyordu. Birilerini bekliyor olmalıydı. Tam arkasında eski şirketi olsa da oraya yönelmemişti. Hem orada kabul görmeyeceği aşikardı. Biraz daha yaklaşsam beni fark edebilirlerdi. Sonuçta ben Ji Yong'un avukatıydım. -Hem de ne avukat- Bu beni onların birinci hedefi yapardı. İzimi kaybettirme fikri de pek cazip gelmiyordu. En azından şerefli bir avukatsam gerçekleri ortaya çıkarmam gerekiyordu. Peki hangi gerçekleri? Düşüncelerimi önümden hızla geçen siyah araba böldü. Araba gazeteci ordusunu ve ortalıkta hala bağıran kadını kenara geçmeye zorladı. Bir anlık boşluktan yararlanıp arabaya atlayan adama herkes bakakaldı. Güzel taktikti! Şimdi ne yapacaktım? Duvarı siper almıştım. Şirkete girmemin bir yolu olmalıydı. Onlara açıklama yapacak hiçbir şeyim yoktu. Hava da kararıyordu.

"Aaa Ji Yong'un avukatı değil mi bu?"

Karşımda elinde kamerayla beliren gazeteciye bakakaldım. Sözlerinin ardından oradaki yığınla insan yanıma gelmişti. En iyisi kaçmaktı. Onlara önce gülümsedim ve beklemedikleri şeyi yaptım. Onların tersi istikametinde koşmaya başladım. YG binasının köşesinden döndüğümde Ji Yong elimden yakaladı.

"Sen nasıl çıktın?"

İlk soru bu olmayacaktı. Koşmam için beni iteklediğinde güldü.

"Onları kapıdan ayıran senin sayende."

Ana caddeden geçip izbe yerlere girdiğimizde kolumdan kavrayarak beni yönlendirmesine izin verdim. Arkamızdaki insan sesleri uğultuya daha sonra da derin bir sessizliğe bıraktı. Bir apartmana girdiğimizde sualsiz merdivenlerde onu takip ettim. Kimin apartmanıydı, bu bir çılgınlık mıydı umurumda değildi. Sonunda temiz hava tekrar ciğerlerime dolunca etrafıma bakındım. Kimsenin aklına gelmezdi bir çatı katında olduğumuz. Sarı saçları rüzgardan dolayı dağılmış alnına serpilmişti. Hızlı hızlı nefes alıp verirken gülümsüyordu. Bu rahatsızlık vericiydi.

"Gülmeyi keser misin?"

Yüzü yavaş yavaş donuklaşırken az önceki olayın çıkmazına girmemeye çalışır gibiydi.

DokunMa Bana!✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin