-Bölüm 16-

1.2K 103 72
                                    

Bölüm Şarkısı// NaShow (나쑈) & Lady Jane (레이디제인) - 스무살 Ballerina

Ben böyle bir insan olmak istemedim. Her şey bir zamanlama hatasından ibaretti

***

"Seni özledim."

Bir adım gerileme isteğimi bastırdım. Bana doğru gelen kadının suratı söylediği kelimelerin aksini iddia ediyordu. Kulaklarım çınlamaya başladığında kadın yanıma gelmişti. Sesi kör bir kuyudan gelir gibiydi.

"Yu Ju ne kadar da güzelleşmişsin. Baban görse ne kadar mutlu olurdu. Ama çok uzun yıllar önce öldü."

Baban öldü! Babam kimdi? Hayır ben yetimdim. Nasıl yetim kaldığım hakkında bir fikrim yoktu. Öğrenmek istemedim. Onları bulmak istemedim. Beni bıraktıklarını düşündüm. Baban diyorsa karşımda ki annem miydi? Yer ayaklarımın altından kayarken geriledim.

"Yaklaşma bana. Bana yalan söylüyorsun."

Kadının gözlerinde bir ışıltı geldi geçti.

"Yu Ju seninle beş yıl geçirdim. Nasıl hatırlamazsın."

Beş yıl. Karanlık beş yıl. Dengemi sağlamalıydım. Etrafıma baktım. Gelen geçenlerin dışında kimse kalmamıştı. Kadın bana doğru elini uzattı.

"Sanırım iyi değilsin. Tutun bana."

Eli bir örümceğin tüylü yüzeyi gibiydi. Bir insanın eli böyle olamazdı. Nefesim sıklaştığında Ji Yong'un sesini duydum.

"Siz kimsiniz?"

Sesi sığınılacak liman gibiydi. Beni dengede tutmak için belimden kavradığında kadın gördüğü manzaradan memnun güldü.

"Ben Yu Ju'nun annesiyim. Aslında üvey annesiyim. Yıllardır onu arıyordum...Babasının vasiyeti..."

Zar zor nefes alırken Ji Yong'a seslendim.

"Beni buradan götür."

Kadını daha fazla dinleme gereği duymadan beni şirketin otoparkına götürdü.

Arabanın koltuğuna beni bıraktığında hemen sürücü koltuğuna geçti ve ellerimi ellerinin arasına aldı.

"Merak etme şimdi seni sakin bir yere götüreceğim."

Arabayı hareket ettiğinde nefes almak için camı araladım. Ciğerlerime fil oturmuştu. Öldürmekti gayesi. Az önce elimi mi tutmuştu?

Araba bir karavanın önünde durduğunda biraz daha kendime gelmiştim.

"Teşekkürler..."

Kolumu kaldıracak halim yoktu. Ormanın içindeydik. Sessizliğin hüküm sürdüğü cennetti. Arabadan inip kapıyı açtığında ormana adım attım. Çimlerin yumuşak dokusu havada hissettirmişti. Neden böyle olmuştum.

"Galiba beynimin içinde bir at var ve kişneyip duruyor."

Güldü. Bana yol göstermek için önden gittiğinde konuştu.

"Yani başın mı ağrıyor?"

"Bilmiyorum."

"Tansiyon düşmüş olmalı."

DokunMa Bana!✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin