-Bölüm 15-

1.3K 97 56
                                    

Bölüm Şarkısı// Naz Ölçal - Yoksun

-Aslında pek Türkçe şarkı dinlemem ama bu bölümü yazarken bu şarkının tınısı hoşuma gitti...Sadece hoşunuza gidebileceğini düşündüm. Keyifli okumalar:)-

Yıkmadığımız şeyin arkasında ne olduğunu göremezsiniz.

***

Kendisi olabilmesi için takmak zorunda olduğu maskeleri vardı. Ruhunu sıkıştıran şeylerin içinde yaşamanın zorluğunu anlayamıyordum ama ona baktıkça ondan uzaklaşmamam gerektiğinin farkındaydım. O benim aşılmayan dağlarımın merdiveni gibiydi. Onun yanından kaçma isteğim ona daha çok yakınlaştırıyordu. Kötüydü. Bunu tüm benliğim kabul ediyordu. Ama ne kadar kötü olduğunu bilemezdim.

Ve en önemlisi bugün bana güzelsin demişti! Güzel miydim? Bu suratın altındaki hissizlikle ne kadar güzel olabilirdim. Belki de beni oyuncak görenlerden biriydi. Sesindeki gerginliği anlamamak imkansızdı.

"Seni özgür bırakıyorum Yu Ju? Bunu istemiyor musun? Mesleğinde yükselmek iyi bir şirket insanlardan uzak rahat bir oda. Bu değil mi istediğin?"

Konuşurken bir an bile bakışlarını çekmeyen bu adam başını otoparkın uzayan giden boşluğuna dikmişti. Evet özgür kalmak istiyordum. Bu beladan uzak ve rahat! Amalarım tükenmiyor artıyordu.

"Evet..."

Sessizce kafasını salladı. Sanki bu cevap onu yıkmıştı ama bu beni kurgulamamdı. Sözüm daha bitmemişti ki o konuştu.

"Senin de diğerlerinden farkın yok! Sadece beni bırakıp giderken ne bir sevinç ne de bir üzüntü hissediyorsun. Öylece bırakıp gidiyorsun. Daha iyisini bulunca gidenler gibi."

Arkasını döndüğünde hızla tişörtünden çektim. Sünen tişört gergiye gelince bana döndü. Bir elime bir tişörtüne baktı. Dudakları yukarı kıvrıldı.

"Çok iyi!" diye mırıldandı.

"Aslında evet dedim ama devamını dinlemedin. Ben daha iyi bir şirket için seninle anlaştım. Ama senin işini yarım bırakarak burada çalışamam. Hem yeni ortamlar yeni psikopatlar demek. En azından o şirkettekileri tanıyorum. Ne bileyim. Kalabilirim. Hem daha stajyerim. Bana hemen oda vereceklerini zannetmiyorum."

Kelimeler hızla ağzımdan çıktığında beklediğim bir şey yaptı. Benim yaptığım gibi tişörtümden tuttu ve beni kendine çekti. Aramızda bir santim var ile yok arasında.

"Sana şu an mutluluktan sarılabilirim. Fakat bu sevincimi göremeden bayılmanı istemiyorum. Bayılırsın değil mi?"

Gözlerine baktım. Bu kadar yer edindiğimi bilmiyordum. Sakın onu masum biri olarak görme diyen beynimi dinlemeliydim. O fotoğraflar hala gözümün önündeydi.

"O zaman bu şirketten hemen çıkalım."

Beni usulca bıraktıktan sonra arabaya gitti. Bir süre ne yapacağımı kestiremedim. Böyle bir anı daha önce hatırlamıyordum ama benden uzaklaştığı an nefesimi bırakmıştım. Nefessizlikten hızlanan kalbime elim gitti. Bu kadar çırpındığı bir an var mıydı?

"İyi misin?"

Camdan uzanıp gelen sesle arabaya bindim. İyi misin sorusu ne kadar saçmaydı. Bir insan nasıl iyi olabilirdi ve kalbi hızlı çarpan bir insan iyi sayılır mıydı? Darp edilmiş kızın hikayesini kendim çözmem gerekecekti. Onunla aramda konuşmamı engelleyen görünmez sınırlar vardı. Başımı camdan çevirdiğimde telefonu çaldı. Ha Na'nın sesini uzaktan da duysam tanımıştım.

DokunMa Bana!✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin