Bölüm 21

1.1K 103 47
                                    


"Çölü böylesine güzel yapan, dedi Küçük Prens, bir yerinde bir kuyu gizliyor olmasıdır."

***

Dünyada ufak bir nokta olmamıza rağmen başımıza ne kadar çok bela aldığımızı düşündüm. Bu siyah noktayı o kadar yere bulaştırıyorduk ki sonunda kapkara bir lekeye dönüyorduk. Tabiki bu renk cümbüşüydü. Herkes ilk başta beyaz doğardı. Bundandı görünmezliği. Daha sonra belalar gelir ona bulaşırdı ya da o belalara. Her neyse. Şu an renk olarak siyahın içindeydik.

Young Bae ayakta durmanın rahatsızlığından dolayı kendini koltuğa bıraktı. Yanındaki boşluğa pat pat vurarak beni oraya oturtturdu. Ji Yong bir tabureyi çekip ikimizin karşısındaydı. Sanki anlatmamak için süreyi uzatıyorlardı. Sonunda derin nefes alışlar bitti ve sözler gerçekliğe kavuştu.

"Yu Ju buna inanmak zorundasın. Çünkü bu anlattıklarım gerçek..."

Gözlerime bakıp bir umut kırıntısı görmek istedi. Ama sadece baktım.

"Bundan tam 378 gün önceydi."

Ji Yong konuşmaya başlamıştı. Günleri saydığına göre önemli bir olay olmalıydı.

"Zirvedeydim. Bunu tarif etmek ne kadar ukalacaydı biliyordum ama insanlarla birlikteyken onları küçük görmekten onlarla eğlenmekten zevk alıyordum. Bu yükşelişin getirdiği bir şeydi. Yüzüne karşı bunları anlatmak o kadar zor ki..."

Yutkundu. Geçmişinden kaçması mümkün değildi.

"Ben yapamacağım..."

Young Bae Ji Yong'un dizine elini koydu ve ona bakarak devam etti.

"Biz grup olarak her yerdeydik ama programlar bittiğinde ona ulaşamıyorduk. O pislik herifle takılıyordu. Jang Ki Yong..."

İsmi söylerken tiksindiği yüzünden belliydi.

"Ji Yong onunla birlikte bambaşka biri oluyordu. Bizim şirketteydi. Nasıl olduğunu bilmiyorum bir anda arkadaş oldular. Aktör olmasına rağmen dikkat etmiyordu. Serbestliği yüzünden açılan belalardan nasıl kurtulduğunu bilmiyordum. Çoğu kez başkanın odasına girerdi ve saatlerce çıkmazdı. Odadan bağrışmalar gelirdi. Kimse içeri girmezdi. Ama onun bu asi tavrı onu şirketten uzaklaştırıyordu. Bir gün başkanın ardından bağırdığını duydum. Gözleri yerinden çıkacakmış gibiydi. Onu şirketten bir şekilde atacağını ve geri dönemeyeceğini söyledi.Buna şahit olmuş ve Ji Yong'a anlatmıştım ama o inanmadı."

Ji Yong söylenilen anı hatırlamışcasına yüzü kederliydi. Young Bae'den sözü devraldı.

"Jang Ki Yong benden küçüktü. Onun yaşam enerjisi beni sürüklüyordu. Daha fazla içmeye başladım. Barlardan çıkmazdık. Bana gazetecileri önemsemememi söylüyordu. Başkanın bana muhtaç olduğuna inandırdı. Yeni bir Ji Yong keşfediyordum. Her gün farklı bir yerdeydik. Farklı kadınlar ve yaşamadığım her şeyi yaşatıyorlardı. Bu süreçte kendimi özgür hissettiğim için basının benim hakkımda yazdıklarını umursamadım. Hakkımda o kadar çok itham vardı ki grup arkadaşlarım bana tavır aldılar. Ama bunu göremedim. Çünkü zirvedeydik. Bazen zorla şirket etkinliklerine katılırdım. Etkinliklerde boğulur gibi olurdum."

Buraya kadar saplantılı bir arkadaştan öteye garip bir şey yoktu. O fotoğrafları açıklamaları gerekiyordu. Ya da o kızın neden katil dediğini. Sona yaklaştığımızı hissediyordum. Tam Young Bae söz alacakken kapı çaldı.

DokunMa Bana!✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin