**Bölüm şarkısı /
블락비(Block B) - 몇 년 후에 (A Few Years Later) **
İnsanlar görüldüğü kadar basit değildi. Hepimiz yaşamak için nefes alıyor yemek yiyor ve ihtiyaçlarımızı karşılıyorduk ama ayrıntılarda sırlar gizliydi. Bu sırlar bizi diğerlerinden ayrı bir yola sokuyordu. Yüzündeki yorgunluk kendini kibirli görmesi belki de bu yüzdendi ya da onun huyu olabilirdi. Daha iki gündür şirketteydim. Bunu yazsam eminim güzel bir kurgu olurdu. Bu kişi kim ise onun için önemliydi ama benim için bir şey ifade etmiyordu. Bu durum benim işe sarılmamı engelliyordu. Sanki bu işten Sıtkı sıyrılmış avukatlar benim üzerime kaldığı için memnun gibilerdi.
Başkalarının kabuklarının içine girmek istemiyordum. Dün gece boyunca bunu düşünmüştüm. Ama verdiği söz hayallerimi içeriyordu. Hemen hallettikten sonra verdiği sözün tadını çıkarabilirdim. Onun için hazırladığım kontrata baktım. Verdiği sözü tutacağına dair açık bir biçimde maddelerden oluşuyordu. Ama kağıdı ona vermek ile vermemek arasında kalmıştım. Tüm gece bu gelgitlerle uğraşmış olduğumdan bir gram uyuyamamıştım. Geleceğim için daha iyi bir sponsor bulabilme ihtimalim düşüktü. Oldum olası bir başınaydım. Tamam derine girmeyecektim! Üzerime geçirdiğim mavi beyaz çizgili elbisemin altına beyaz bez ayakkabıları giyerek saçımı yandan ördüm. Kıyafetin pek önemli olmadığını anlamıştım. Rahatıma bakacaktım. Evden çıkarken zombi görüntümü pek önemsemedim. Güvenlik o günden beri suratıma bakmıyordu. Herhangi bir iletişime geçmek istemiyordum. Büronun önüne yaklaştığımda iki kişi bir masayı kucaklamışlardı. Diğer avukatlar arkasından bakıyorlardı. Hyun Woo ise tamamen öldürücü bir bakış yollamıştı. Sırtını dayadığı duvardan çektiğinde bana doğru hızla geldi. Masa Hyun Woo ve onun siniri? Kovulmuş muydu? Üzerime gelirken gerilemeye başladım. Bana dokunmayacaktı. Bunu biliyor muydu? Bana iyice yaklaştığında ona sırtımı dönerek merdivenlerden çıkmaya başladım. Bu onun sinirinden olan bir şey değildi. Bana dokunmasına katlanamazdım. Merdivenlerden çıkarken tökezledim ama toparlandım. Ardımdan ayak seslerini duyuyordum. Bir kat daha çıktığımda nereye gideceğimi kestiremedim. Koridor boyunca yürümeye başladığımda arkamdan sesini duydum.
"YUJU!"
Aha! Kesinlikle çok sinirliydi. Kaçmamın bir sınırı yoktu. Koridor sessizdi. Durdum ve ellerimi durması için ileri uzattım.
"Hyun Woo yaklaşma, çığlık atarım."
Sinirden kasları seğiriyordu.
"Neler olduğunu inan bilmiyorum."
Sırtım soğuk duvara dayandığında kaçacak tek yön onun geldiği taraftı. Odaların kapıları kapalıydı. Yanıma geldiğinde elini havaya kaldırdı ve tenime santimetreler kala duvara vurdu. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım ki tıslarcasına konuştu.
"O odadan kurtulmak için ne yaptın?"
"Ç-ç-çıkarılan masa benim mi?" diye kekelediğimde nefesi yüzümü hızla yalayıp geçiyordu.
"Benimle dalga mı geçiyorsun? Dün birden onun peşinden gittin ve bugün özel avukat olduğunu öğreniyorum."
Kaşlarımı çattım.
"Elini oradan çekersen sağlıklı düşünebilirim."
Sesim kısık çıkmıştı.
"Çekmiyorum Yuju! Bana sadece neden..."
Omzunun üzerinden koridorun sonundan bize doğru yürüyeni gördüm. Elleri telefondaydı. Sanki bizi fark etmemiş gibiydi. Adımları yavaş ve sarsakçaydı. Saçları yeni duştan çıkmış gibiydi. Her gün mü dağınık olurdu bir insan? Hyun Woo onu dinlemediğimi görünce bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DokunMa Bana!✔
FanfictionKim Yu Ju; hissetmeyi ne kadar istediğini sadece kendisi biliyordu. Sakat olmakla aynı şeydi bu yaşadığı.Hiç bir duygunun esiri olamıyor hiç bir duyguyu anlayamıyordu. İnsanlar arasında yerini sadece kitaplardan öğrendiklerini uygulayarak sağlıyordu...