Bölüm şarkısı//Baek A Yeon(백아연) "so-so(쏘쏘)"
""Seni anlıyorum" demek büyük bir yalandır. Kocaman bir yalan. Kimse kimseyi anlayamaz ve tanıyamaz dünyada... Var olan en sağlam zırh insan vücududur. İçindekileri en iyi saklayan kasa odur."
***
Büzüşüp kalmıştım minicik evimde. Fazlasıyla küçüktü dünyam ama onu da içine alabilmişti. Nasıl bu hale geldiğimi hatırlamıyordum. "Acı çekiyordun!" sözlerinin devamını duymak istiyordum. Yanılmıştı. Ben acı çekemezdim. Ji Yong beni bırakıp gitmişti sonrası karanlık bir çukurdu. Şimdi ise gözlerimi açtığımda onu evimde yanı başımda görmüştüm. Dizlerimin üzerine sardığım çıplak kollarımdan aşağıya havlu kaydığında düşünceler yerini yepyeni bir olguya bırakmıştı. Beni iyileştirmek için yıkamıştı! Hayır, bu mümkün olamazdı. İç çamaşırlarımı yokladığımda yerindeydi. O kadar kötüydüm demek ki. Bunu yaptığına dair hiçbir şey belli etmemişti. Islak iç çamaşırlarımdan kurtulmak için dolabın önüne geçtiğimde aynadaki yansımama gözüm takıldı. Artık alıştığım bu yara izlerini görmüş müydü? Yanık izlerim benim bilmediğim sırlarımdı. 5 yaşından önce olmuş olmalıydı. Sonrasında kimseye dokundurmamıştım. Onun yüzüne nasıl bakacaktım? Çabucak ıslak çamaşırlardan kurtulduğumda pijamalarımı giydim ve camdan dışarıya bakmak için yatağın üzerine çıktım. Hala oradaydı. Ne işi olabilirdi? Camına bir kağıdı eline aldığında kısa bir süre baktı. Sonra avucunun içine alıp sıktı ve kurtulmak istermişcesine yere fırlattı. Arabaya binmeden birden bakışlarını cama kaldırdı. Hemen kendimi geri çektim. Onu izlediğimi bilmese daha iyi olacaktı. Arabanın gittiğini duyduğumda sekerek aşağı indim ve yerdeki buruşuk kağıdı avucumun içine aldım. Hemen odaya çıktığımda nefes nefese kalmıştım. Bulaşmak istemesem de içine çekildiğimi hissediyordum. Kağıtta yazılanları okuduğumda ise bu işin sandığımdan basit olmadığını gördüm. Normal bir hayran ya da düşman değildi. Bu resmen gizli bir sırrın ortaya çıkması için sancılı bir süreçti.
"Demek izimi sürüyorsun? Kırdığın ekran beni bulmana yardım etti mi? Hiçbir sır gizli kalmaz..."
Bu kesinlikle delilikti!
***
Şirkete girdiğimde ayağımın biraz daha iyi olması yürümemi kolaylaştırmıştı. Asansöre binmek istemesem de en üst kata çıkmak için başka bir yolum yoktu. Asansörün önüne yaklaşırken merdivenlerin başında birinin adımı seslendiğini duydum.
"Kim Yu Ju gecen güzel geçti mi?"
Ona doğru dönmemle beraber koridordaki herkes bu taştan yapılmış kadınla bana dönmüştü. Olay açlığı mı çekiyordu bu şirket anlamıyordum. Kaşının teki havaya kalkmıştı. Böyle bir ima imajım için iyi değildi. Dün olanların ne kadarını biliyordu belli değildi ama çoğunu yanlış bildiği aşikardı.
"Neyden bahsettiğinizi anlamıyorum."
Kadının suratında alaycı bir gülüş oluşmuştu.
"Bunu bende anlamamazlığa gelirdim. Seni küçük yaramaz kız!"
Parmağı havada sallandı ve bana tehditkar bakış attı. Bu kadarı herkes için fazlaydı. Asansörün kapısı açıldığında içeri girmeye yeltendim ama Ha Na'nın konuşması buna engel oldu.
"Seni avukatlık bölümünden çağırıyorlar. Staj dosyanla ilgili bir problem varmış."
Bir bu eksikti!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DokunMa Bana!✔
FanfictionKim Yu Ju; hissetmeyi ne kadar istediğini sadece kendisi biliyordu. Sakat olmakla aynı şeydi bu yaşadığı.Hiç bir duygunun esiri olamıyor hiç bir duyguyu anlayamıyordu. İnsanlar arasında yerini sadece kitaplardan öğrendiklerini uygulayarak sağlıyordu...