*KISKANÇ

308 47 56
                                    

Multimedia :Bir pazar kahvaltısı gibi (video)

Bölüm şarkısı : Manga - Cevapsız sorular

"Kazananlar Tümer Koleji ve Atay Koleji."

Duyduklarımın etkisiyle birden Çağların kucağına atlayarak bir "Kazandık Çağlar finaldeyiz " diye neşeyle şakıyarak sımsıkı sarıldım. Bir an afallasa da daha sıkı sarılıp kulağıma doğru fısıldayarak "Kazandık cadı finaldeyiz." deyip deli gibi döndürmeye başladı.Kalbim hiç atmadığı kadar hızlı atarken başımı boyun girintisine koyarak o çok sevdiğim kokusunu içime çekmekle meşguldüm. Uzun zamandan sonra ilk kez bu kadar mutluydum.

"Çağlar dur artık eteğim açılacak." gülmekten kelimeleri dahi düzgün çıkarabildiğimden emin değildim. Benim bu ikazımı dikkate alan Çağlar beni yavaşça yere bırakmıştı. Ardından tüm grup üyeleri olarak kendimizden geçmiş halde başarımızın tadını çıkartmıştık.

Müzik öğretmenimiz neşeyle yanımıza gelerek "Tebrik ederim çocuklar, harikaydınız. Eğer finalde de böyle olursak kesinlikle biz kazanırız." diyerek hepimize birden kollarını açarak sarılmıştı.

"Hocam sizin içinde bir mağsuru yoksa final şarkısını biz seçebilirmiyiz?" Çağlar umut dolu gözlerle hocamıza bakarken hocamız hiç tereddüte dahi düşmeden "Tabi ki çocuklar size güveniyorum." diyerek yanımızdan ayrılmıştı. Hoca gittikten sonra ise tüm grup üyeleri olarak kendimizden geçerek saçma sapan tezahüratlarda bulununarak çılgınlar gibi eğlenmiştik.

En sonunda kendimize geldiğimizde ilk karşılaştığım gözler öfkeden kudurmuş gözlerle bakan Kıvanç'ın gözleriydi. Dudaklarımı oynatarak tebrikler diyip tekrar Çağlar'a sarılmıştım.

Çağlar Kıvanç'ın bakışlarını fark edince belimi daha da sahiplenircesine sıkmıştı. Çağlar bir süre sonra elimden tutarak beni annemlerin yanına götürmüştü.

Annemlerin yanına gidince Efe hemen kucağıma atlayarak "Aslan ablam benim" diyerek yanağıma sulu öpücüklerini kondurmuştu. Annemler ve okuldaki diğer arkadaşlar tebrik için etrafımızı sarmışken Çağlar yeniden elimden tutarak beni sürüklemeye başlamıştı.

"Nereye gidiyoruz?" diyerek merakla yüzüne baktığımda kendinden emin bir ifadeyle "Artık bazı soruları cevaplamaya. "

Ne demek istediğini her ne kadar merak etsem de gözlerinde gördüğüm o kendinden emin bakışlar karşısında dilimi yutmuş gibiydim.

Arabaya bindiğimizde bile ikimizinde ağzından tek kelime dahi çıkmıyordu. Deniz kenarına gelince arabadan inerek birlikte rastgele bir banka oturmuştuk.Bir süre sessizlikle önümüzdeki harika manzarayı izlerken sessizlik ilk defa bu kadar anlamlı gelmişti.

" Kız kulesi efsanesini biliyor musun?" Çağlar'ın sesiyle kendime gelmem uzun sürmemişti.
"Kulaktan duyma yarım yamalak. "
" Anlatıyorum iyi dinle. " merakla kafamı sallamıştım.

"Bizans imparatorunun bir kızı olur. İmparator buna çok sevinir ve kızının doğum gününü, ülkesinde bayram ilan eder.Her yıl, prensesin doğum günü bayramı görkemli bir şekilde kutlanır. İmparator, bilginlerinden,kızının tahta hazırlanması için eğitilmesini ister.
Fakat bilginlerin en yaşlısı, imparatora, kızının on sekiz yaşına basmadan bir yılan tarafından sokularak öleceğini kehanet eder.Bunun üzerine imparator, denizin ortasındaki küçük bir adacık üzerinde yer alan kuleyi onararak kızını buraya yerleştirir.Böylece yıllar geçer. İmparatorun kızı on sekizine basmak üzeredir.Ancak, kaderin kaçınılmazlığını kanıtlarcasına, kuleye gönderilen üzüm sepetinden çıkan bir yılan, prensesin tenine süzülerek zehrini boşaltır. Yani İmparatorun kızı ölür. "

SON ADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin