SON ADIM

*ULUDAĞ

Multimedya : Eylül

Bölüm şarkısı : Kate Linn - Zaynah (feat. Chris Thrace)

Nisan'ı sınıfa yolladıktan sonra Cemre'yle bizde favori mekanımız kantine inmiştik.Kantine inerken panodaki duyuru gözüme çarpınca okumaya başlamıştım.

Haftaya Uludağ 'a gezi varmış.Tabi gezi olunca okula da gitmeyeceğiz.Bu yüzden o geziye kesinlikle gitmeliydik.Okulun olmadığı her olaya kesinlikle varım.

"Cemre haftaya Uludağ' a gidiyoruz."
"Yine ne saçmalıyorsun Eylül? "
O öyle diyince gözlerimi devirdim.Neden her dediğime saçma gözüyle bakılıyor ki.Tamam normal davranışlarımda yok ama.Okulda, evde, her yerde, her lafıma saçma gözüyle bakılıyor.

" Okul haftaya Uludağ'a gezi düzenliyormuş. Bu da demektir ki bir hafta okula gelmeyeceğiz. "
" Böyle dediğine göre erkekleri de ikna edip gidiyoruz. "gülümseyerek beni onaylamıştı.
" Aynen, öyle. " konuşarak aşağıya inmeye devam ettik

Cemre bize iki tost, iki de ayran alıp geldi. Oturup hayvan gibi yedik. Zil çalınca sınıfa çıktık. Allah'ım ilk ders matematik. Haftanın ilk dersi matematik olabilir mi ya. Bu nedir ya off.

Cidden sıkıcı şimdi uyuyamam da. Çünkü matematik öğretmenimiz sınıfa tombalayla geliyordu.

Hoca bir taş çekiyor.Mesela beşse sınıf listesindeki beşinci sıradaki şanssız talihli tahtaya çıkıyordu. O çıkanda bin bir zorlukla çözdükten sonra taş çekiyor böyle devam ediyor. İşin kötü tarafı tekrar çıkabiliyorsun. Ama hoca en fazla iki kere çıkartıyor çünkü diğerlerine sıra gelmiyormuşta.

Ne kadar saçma değil mi? Kısacası boku yedik. Sorular bir de karekökten. :(

Hoca gelince hepimiz ayağa kalktık. Hoca "Oturun."her zaman ki sıkıcılıkta olan ses tonuyla konuşan hocamıza alışkan gözlerle bakmaya devam ettim.Hocamız biraz da somurtkandır. Yoklamayı aldıktan sonra bir taş çekti.

"26, Burak. Kaldığımız testin ilk sorusuyla başla. " biz Bora'yla bu testleri çözmüştük o yüzden rahattım. Burak çözdükten sonra da Cemre kalktı.

O da ben gibi çözdüğü için rahattı. Cemre bir taş çekti.Opss ben çıktım. Ona ters bir bakış atarak akıllı tahtada soruyu çözdüm. Ben bir taş çektim yuh yani yine ben çıktım.

Tüm sınıf gülmeye başladı hep kendimi çekiyorum bu ne arkadaş. Soruyu çözdükten sonra ben taş çektim.

"14 Çağatay. " dedim. Çağatay bana ters bir bakış attı. Yerime geçip kafamı sıraya koydum. Artık uyuyabilirdim iki kere kalktım sonuçta. Ne ara gözlerimin kapandığını anlamadan uykuya daldım.

Biri boynuma üflüyordu. Boynumdan çok huylanıyordum of öbür tarafa döndüm. Bu seferde arkamdan üflemeye başladı.

Homurdanmaya başladım. Üfleyen kişiden tarafa döndüm. Yavaşça gözlerimi açtım. Boynuma üfleyen Çağlar'mış. Bana bakıp gülümsedi burnuma küçük bir öpücük bıraktı.
Etrafa baktım hemen. Sınıf bomboştu Allah'tan. Şu an çok tatlıydı burnunu ısırasım geldi. İyice pisikopatlaştım.

"Günaydın uykucu. " dedi.
" Kaçıncı dersteyiz. "
" Öğlen arasındayız. " gözlerimi kocaman açıp." O kadar oldu mu ya? " dedim. Gülümsedi.

Çağlar önüme hamburger ve ice tea koydu. Tam ağzımı açmıştım bir şey soracaktım ki.

" Evet mayonez yok. " dedi. Gülümsedim. Birlikte önümüzdekileri yedikten sonra ona döndüm." Geziye gidelim mi? "
" Ne gezisi? "
" Haftaya Uludağ'a, pazar akşamı yola çıkılacak, cumartesi akşam dönüş. Hem de bir hafta okula gelmeyeceğiz ve izinliyiz yok yazılmayacağız. "
" Tamam olur. "diyerek sırıtmıştı
" Çağlar ne olur gidelim hem eğleniriz. "
" Tamam dedim ya. "
" Ya bak düşün biraz hemen hayır... Oha tamam dedin. " dedim ve Çağlar'ın boynuna,daha doğrusu anın şaşkınlığıyla kucağına atladım. Çağlar'a sımsıkı sarıldım.Tabi maksat sarılmak çaktırmayın.